Genç İstikbal Dergisi, 200. sayısıyla karşınızda. Dile kolay, tam tamına iki yüz. Sadece bir sayının matbaadan çıkıp okuruna ulaşana kadarki yolculuğunu hesap edince “iki yüz rakamına ulaşmak hiç de kolay iş değil” dersiniz. 

“Her nesnenin bir bitimi var ama..” demişler. Bu topraklarda insanın yolculuğuna dair birçok cümle kurulmuş, kalpten kalbe çok köprü örülmüştür. Her nesnenin bir bitimi olmuş ama yarınlar için emek harcayanlar hep var olmuş. Her son yeni bir başlangıç olurken, her gelen gitmiş, her gül er ya da geç solmuştur. 

Bugüne kadar Genç İstikbal Dergisi’ne emek vermeyi bir vazife olarak kabul eden ve bu doğrultuda özveriyle çalışan herkese teşekkür ediyorum. Bugünlere ulaşırken birçok zorluk yaşanmıştır, sıkıntı da çekilmiştir fakat bunlar yolculuğu anlamlı kılmıştır. Dünya sürgünündeyken bizler, çiçekli yollara aşina değiliz. Huzurlu ve aydınlık bir geleceğin teminatı sıkıntılara göğüs geren gençlerdir ancak. Bu sebeple Genç İstikbal Dergisi, “Her genç bir yarın demektir” sloganı ile çıktığı yolda sıkıntılara göğüs gererek, kararlı adımlarla ilerlemeye devam ediyor. 

Uzun uzadıya anlatılan masallarda iyiler hep kazanırdı. Masalların henüz bitip tükenmediği bir dönemde çocuk olanlar hatırlar. Anlatılanlar bizi derinden etkiler ve ne olursa olsun iyiler hep kazanır bilincini aşılardı. Tabi bunun yanında çocuksu iyi niyetimizi suiistimal eden masallar da yok değildi. Bunlar sonradan içimizde kabuk bağlayan fakat iz bırakan birer yaraya dönüştü. Tıpkı hayranı olduğumuz bir çizgi filmin kötü bir fikri temsil ettiğini öğrendiğimizde yaşadığımız hayal kırıklığı gibi silinmedi, kaldı. 

Çocukluğumuz üzerinde kurgulanan oyunları gençliğe adım atarken daha iyi kavramaya başladık. Bütün kötü senaristlere ve art niyetlilere karşı istemsiz bir öfke duyduk. Duyduğumuz bu öfke aynı zamanda onlara karşı iyi şeyler yapmanın, çalışmanın ve sorumluluk bilinciyle hareket etmenin gerekliliğini de benimsetmiş oldu. Bugün iyiliğe dair çalışma ortaya koymanın enerjisini belki de buradan alıyoruzdur. İyi işler yapmak için çok sebebimiz var. Zira kötülük maddi imkânlarla dünyaya yayılırken iyiliğin fedakârlıkla sürdürüldüğünün farkındayız.

Bu sayımızda biraz nostalji, biraz Ramazan olsun istedik. Maddi-manevi yönden beslenebileceğimiz güzel ve bereketli bir iklim başlıyor. Gündelik polemiklere girmemeli, zamanı çirkinliklerle uğraşarak harcamamaya özen göstermeliyiz. Bizim işimiz iyilik ve güzellikleri çoğaltmak olmalıdır. Bu bereketli iklimde ruhumuzu besleyerek maneviyatımızı güçlendirmeye çalışabiliriz. 

Bütün olup bitenlerle birlikte kadromuz yenileniyor, değişiyor. İki yılı aşkın bir süredir fikriyat editörlüğü görevini sürdüren Enes Malik Yılmaz, görevini Ömer Faruk Topçu’ya devretti. Tabi her değişim biraz burukluk, bir miktar hüzün içerse de eninde sonunda gerçekleşiyor. Enes Malik Yılmaz’ın şimdiye kadarki gayretine ve özverisine şahit oldum, Allah kendisinden razı olsun. Yeni sürecin iki kardeşimiz açısından da hayırlı olmasını temenni ediyorum. 

İyi okumalar, selam ve dua ile…