GÜNDEM

Ağlatıp Da Gülene Yazıklar Olsun

Ağlatıp Da Gülene Yazıklar Olsun
Bu yazıya afili cümlelerle başlamak istiyorum. Fakat afili cümleleri düşünecek kadar vaktim olmayabilir, ölümlü dünya sonuçta.

Bir ilahiyat öğrencisi olarak diploma almaya çalışıyorum ve sevdiğim derslerden bir tanesi de dinler tarihi, evet biliyorum dersin ismi içeriğinden daha problem. Diyanet yasaklasada ona uymayan hocalarımızın cuma namazlarında söylediği gibi “Allah katında tek din İslam’dır” çünkü. Fakat kabul edelim ki İslam’ın adaletiyle, mükemmelliğiyle tanışamayan milyarlarca insan var. Ve bu insanlar bazen kendi uydurdukları dinlere bazen de değiştirilmiş kitaplara iman ediyorlar. İnşallah dilimiz döndüğünce onların inandıkları dinlerinde adalete ne kadar ihtiyaç duyduğunu anlatacağız. Şunu belirtmek de fayda görüyorum “kimsenin kutsalına laf atmak için bu yazıyı yazmadık”.

Uzak doğu dinlerinden başlamak istiyorum. Hinduizm ve Budizm gibi dinlerde kast sistemi denilen bir sistem vardır. Bu sistem Çin gibi uzak doğu ülkelerini de etkilenmiştir. Devlet sisteminde “kast”ın olması adalete başlı başına aykırıdır. Şöyle izah edeyim siz karar verin. Kast sisteminde 4 sınıf vardır. Birinci sınıf rahipler, bilginler; ikinci sınıf savaşçılar, prensler, üst düzey memurlar; üçüncü sınıf tüccarlar, çiftçiler ve dördüncü sınıf ise işçiler ve köleler. Bu sınıflandırma doğduğunuz andan itibaren hayatın her anında önünüze çıkmakta ve size engel olmaktadır. Örneğin meslek seçimlerinizde, arkadaş seçimlerinizde ve evleneceğiniz kişiyi seçeceğinizde bu sistem önünüze çıkıp “hayırdır bramın sen”? deyiverir. Sınıfını bil, haddi bil gibi kaprisli söylemlerde bulunabilir. İşin belki de en kötü yanı dünya ya geldiğin andan itibaren bu sisteme dahil olmandır yani sana seçme hakkı vermemesi. Soyadına göre bir hayat sürmek. Çok mantıklı değil bence.

Gel gelelim bu sistemin adaletle ilgisine. Kast sistemin bu adaletsizliğinden olacak ki reenkarnasyon(ruh göçü), karma inancına sahiptirler. Daha açık konuşmak gerekirse, eğer sen doğduğun anda köle olmuşsan iyi bir köle olmalısın çünkü ilah adaletlidir. Eğer sen iyi bir köle olabilirsen dünyaya yeniden geldiğinde bir kralın oğlu olabilirsin. Hatta inanabiliyor musun bir rahip olarak bile gelebilirsin(inanamadı). Nepalli bir arkadaşım vardı. Kendisi Müslüman, fakat devlet sistemi olduğu için kast sistemine doğduğu andan itibaren dahil olmuştu. Güzel bir gecenin akşamında kast sistemini konuşmaya başlamıştık o anlattıkça ben sinirleniyordum. En son dayanamadı ve sen niye kızıyorsun “Türkler ikinci sınıflar” kast sisteminde dedi. Bende “peki ya Kürtler?” dedim. Eğer Nepal de olsaydık babam annemle hiç evlenemezdi. Özet olarak diyebiliriz ki kast sisteminde ki adaletsizliği doldura bilmek için ruh göçü de dinin temellerindendir. Yani öldükten sonra dünyaya iyi gelebilmek için sistemin içerisinde itiraz etmeden yer alman gerekir.  

Bir diğer din olan Yahudilik. Yahudilik adalet konusunda bence en garip dinlerden birisidir. Buna çok ihtiyaç duyduklarını düşünmüyorum çünkü. Günümüzde Yahudiler her ne kadar 10 emir gibi esaslardan uzaklaşmış olsalar da içlerinde hala adalet vardır. Bu adaletin nasıl olduğunu klavye bastıkça anlatmaya çalışacağız. Yahudilikte mesih inancı hat safhadadır. Dünya berbat bir yer olurken Mesih’in gelip onları kurtaracaklarına inanırlar. Hatta bazı Yahudi mezhepleri İsrail devletini kafir ilan etmiştir. Birincisi, dünya mahvolmadan büyük İsrail’i kurmaya çalıştıkları için ikincisi de dünyayı onlar mahvettikleri için. Yahudilikte adalet aslına bakarsanız “hep bana, hep bana” anlayışıdır. Şöyle ki, dünyada ki seçilmiş insanların İsrail oğulları olduğunu düşünürler diğer insanların maymundan geldiğini ve onlara hizmet etmek için gönderildiğini söylerler. Bu yüzden ilahi din değil, ırka dayalı bir din haline gelmişlerdir. Dışarından kimseyi de kabul etmezler. İlla anne Yahudi olacak deyip dururlar. Hep bana adaletine gelince. Yahudilikte ahret inancıyla alakalı şöyle bir madde vardır. İstediğiniz kadar günah işleyin cehennemde sadece 12 ay kalacaksınız. Tabi İsrail oğlu iseniz. Tek bir günah hariç, bir Yahudi’yi öldürmek. Eğer bir Yahudi’yi öldürürsen cennete bir daha giremezsin. İşte bu hep bana adaletidir. Biz kutsalız anlayışı. Yani kendi dinlerine göre adildirler. Peki Hindular bir sistem ortaya koyarken Yahudiler neden adaletli olmak için bir sistem ortaya koymamışlar? İhtiyaç duymamışlar hacı. İsyan edecek olan insanlar kutsal olmayanlar. Onlar da küresel ırkçı emperyallerin, işbirlikçilerin, Yahudi âşıklarının sözünden çıkmayınca böyle bir mesele ortadan kalkmış. Tabi birde money, money, money meselesi var siz anladınız onu. Bir anımı anlatarak gözlerinizin önünden ayrılmak istiyorum.

Lise zamanında herkes bir kiliseye gitmek istemiştir ya da gitmiştir. Bende birkaç arkadaşla bursa da Protestan kilisesine gittim. Vardığımızda pastör ayini bitirmişti. Bizde çıkışta bekledik, dövmek için değil tabi.  Onlarla beraber heykel meydanına doğru yürümeye başladık. Adam başladı bize tebliğe, anlatıyor da anlatıyor. Bilmiyorlar ki bizler imam hatipliyiz. En son sarı saçlı olan “gençler” dedi. “ Protestanlık dini(adam mezhebe din diyor) evrenseldir. Adildir ve herkese hitap eder.” Bu lafı duyunca dayanamadım ve dedim ki: Bey amca İslam dini de evrenseldir ve en adil dindir. Bence sen gel yol yakınken Müslüman ol.  Adamlar ilk sokaktan döndüler ve gittiler. 

Son söz: “Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır”. Maide 8 

YAZAR HAKKINDA
Halil Rahman Çakır
Halil Rahman Çakır
Bir yanı Türk bir yanı Kürt . Açılımın melezlerle de yapılması gerektiğini düşünüyor . Ölecek yaşta olduğunu anlamaya çalışıyor .
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN