GELİŞİM

Bazı Şeyler Değişmez: Dualizm Senaryosu

Bazı Şeyler Değişmez: Dualizm Senaryosu
İnsanoğlu yeryüzüne ayak bastığı günden itibaren neslin çoğalması ile birbirinden tamamen farklı kültürel anlayış, sosyal yapı ve insana dair bir sürü özellik baş göstermiştir. Yine hepimizin bildiği gibi yeryüzünde hala birden fazla inanç sistemi yer almaktadır. İslami öğretiye göre semavi olarak anılan dinler, özleri itibariyle İslâm olarak anılır. Buna göre şu anda Hristiyanlık ve Yahudilik/Musevilik de İslâm’ın yozlaşmış veya evirilmiş halidir denilebilir.

İslâm haricindeki diğer iki din de yeryüzünde milyonlarca mensup barındırmaktadır bünyesinde. Fakat bu iki inanışın bir zamanlar İslâm olarak anılması bilgisi ve şu an hala Müslümanlar tarafından sert şekilde eleştirilmeleri ilginçtir. Bir zamanlar kurtuluş kapısının sahipleri şimdinin semavi öğretilerdeki en sert eleştirilere maruz bırakılanları olmuşlardır.

Eleştirilen hususların en başlarında da Tanrı anlayışları veya Tanrı tasavvurları gelmektedir. İslâm öğretisine göre Tanrı ispat yöntemleri, evrende bir yaratıcı göstermeye, evrenin tümden kendi kendine bir faili olmaksızın var olamayacağını göstermeye bu hususu delillendirmeyi amaçlamaktadır. Fakat başta semavî dinlerden olan Hristiyanlık ve Mecusîlik inanç sistemindeki Tanrı tasavvuru neticesinde Tanrı ispat yöntemlerine bir husus daha eklenmiştir. Bu husus kelâm ilminde burhan-ı tevarüd ve burhan-ı tearuz olarak adlandırılmaktadır. Bu iki burhan (delil), birden fazla tanrının varlığı veya tanrının birden fazla parçadan oluşması durumunda ortaya çıkacak arızaları irdelemeyi amaç edinmektedir.

Bu iki delilden burhan-ı tevarüdü açıklayacak olursak; burhanı tevarüd, birbirinden bağımsız iki tanrı veya bağımsız iki üstün iradenin bir durum hakkında aynı kanıya varmaları, aynı doğrultuda muktedir olmaları anlamına gelmektedir. Başta iki otoritenin de aynı kanıda olması herhangi problem doğurmuyor gibi gözükse de insan zihninde Tanrı olgusunu zedelemektedir. Çünkü Tanrı her anlamda üstün, yetkin, tam ve bütündür. Yukarıdaki delile göre aynı kanıya, aynı hükme varan iki farklı tanrıdan tabiri caizse hangisi daha Tanrıdır? Mademki iki yetkin otorite de aynı kanıya varıyor, o halde bu otoritelerden biri mutlaka daha az yetkin olmalı. Öyle ki Tanrı, kendisinden başka her varlıktan her anlamda üstün olmalıdır. Bu izahata göre İslâmi öğreti der ki; birbirinden bağımsız iki farklı otorite veya iki farklı tanrı aynı kanıda olsalar dahi bu durum Tanrı olgumuza uymadığı için mümkün değildir.

Diğer delil olan burhan-ı tearuz ise; birbirinden bağımsız iki farklı muktedir, iki farklı tanrının bir durum karşısında iki farklı kanıda hüküm vermesi senaryosunu işlemektedir. Karşılaşılan bu durum sonucunda birbirinden bağımsız hükmeden iki üstün varlığın hangisinin seçimi gerçekleşecektir? Diyelim ki A tanrısı kararını uyguladı; B tanrısının tanrılığı farklı bir tartışma konusu oluşturmaktadır. Bu durumun tam tersi olarak B tanrısı muradını uyguladı; bu halde de aynı şekilde A tanrısının tanrılığına zeval gelmiş olur. Her iki senaryo için de zihinlerdeki Tanrı tasavvurumuz zedelendiği için kabul edilemezdir.

İslâmi öğreti bu iki delili de uzun uzadıya çeşitlendirmiştir. Rakamsal olarak iki tanrı üzerine iki farklı senaryo kurmamış; tanrısal olgunun parçacıklığı ve sonsuz sayıdaki tanrı algısını bu iskelet delil üzerine inşa etmiştir. Fakat belirtmek gerekir ki bu konudaki eleştirilerin büyük çoğunluğu yazımızın başında da ifade edildiği üzere Hristiyan ve Yahudilere iletilmiştir. Hristiyanlıktaki baba, oğul ve kutsal ruh üçlemesinin her birine tanrısal özelliklerin atfedilip her birine tek tek âbid/kul olunması; Yahudilikte ise tanrı ile kavga eden ve sonrasında tanrıyı yenen bunun neticesinde de tanrı özelliği kazanılması zihinlerdeki tanrı olgusunu zedelemiş, bu durum İslâm mensuplarınca da eleştirilmiştir.

Sözün özü zihinlerimizdeki yaratıcı olgusu fıtri bir özelliğimizdir. Bu olgu yetiştiğimiz çevre, süregeldiğimiz hayat ve dini yaşantılarımız neticesinde şekillenir fakat salt tanrı algımız: yaratan, yöneten, tek olan, yetkin ve muktedir olan tanrısal özellikler hep aynı kalır bilinçlerimizde.

Yardıma muhtaç, sözünü geçiremeyen ve üstelik kendine Tanrı diyen birine ben inanamam. J

ÖNCEKİ YAZI PAPATYA ÇAYI
YAZAR HAKKINDA
Yavuz Süleyman Kuş
Yavuz Süleyman Kuş
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN