BİLİM TEKNOLOJİ

Bir Hayalin Peşinde: Araç mı, Amaç mı?

Bir Hayalin Peşinde: Araç mı, Amaç mı?
İnsanoğlu uzun yıllardır; sürekli yukarıya bakma, ne olduğunu öğrenme, başka canlı türleri arama, uzayda yaşam var mı yok mu keşfetme  gibi birçok konuda doğası gereği araştırma yapıyor. Merak duygusu ile birlikte keşfedilebilir olduğuna inanılan bilgiler de bu durumun ana etkenini oluşturuyor.

Tarihin eski dönemlerinde bireysel olarak yapılan bu çalışmalar, 1958 yılında ABD’de kurulan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi ( NASA) ile birlikte hız kazanmıştı. O günden bugüne Nasa’nın uzay alanında pek çok çalışması olduğunu biliyoruz. İşte bunlardan birisi de geçtiğimiz aylarda Mars gezegenine fırlatılan ’InSight’ adlı insansız uzay aracıdır. 

Bu aracın amacı Mars gezegenini bizlere daha detaylı bir şekilde açıklamaktır. Peki neden Mars? Mars gezegeni eldeki verilere göre dünyamıza diğerlerine nazaran en çok benzeyen gezegendir. Bu sebeple Mars gezegenini yaşanabilir bir hale getirmek; gezegene insan göndererek orada koloni kurmak istiyorlar. Bu hedefler için ise; gezegenin toprağı üzerinde bitki yetiştirilip yetiştirilmediğine dair araştırmalar yapılıyor. Benim bu bilgileri yazıya aktardığım sıralarda ise ‘Chang’ı-4’ isimli bir keşif aracı Çin tarafından Ay’ın karanlık yüzüne gönderildi. İçerisinde bitki ve ipek böceği yumurtaları olan bu araç ile amaçlanan şey ise ipek böceklerinin ürettiği karbondioksitten bitkiler yardımıyla oksijen elde edebilmek. Eğer bundan yüzdelik olarak yeterli bir başarı elde edinilirse ayın belirli bir dış katmanına kadar insanların yaşayabileceği oksijen ile dolu bir alan oluşturabilir.

Konumuza dönecek olursak, geçtiğimiz haftalarda NASA  InSight adında ki uzay aracının; yaklaşık 7 ay süren yolculuğunun sonunda, iniş anındaki verilerini canlı yayın yaparak bizlere aktardı. Öncelikli olarak InSight uzay aracı 19.300 kilometrelik hız ile Mars atmosferine giriş yaptı. Araç 20 derecelik açı ile Mars atmosferine girmeli, sonik paraşütlerini zamanında açıp, iniş roketlerini belirli bir irtifada açtığında; yeteri kadar yavaş bir şekilde Mars yüzeyine inmeyi başarmalıydı. Bu hesaplamalar gerçekten çok karışıktı ve en ufak sapmada, örneğin 20 değilde daha büyük bir açıda atmosfere girseydi yanacaktı veya daha küçük bir açı ile girseydi Mars’ın atmosferine girip diğer tarafından tekrar uzaya çıkarak uzay macerasına bizden uzakta devam edecekti. Bunun gibi bir sürü değişken ile başbaşaydı. Ancak görevini başarılı bir şekilde tamamladı. Araç indikten sonra ilk fotoğrafını Dünya’ya gönderdi fakat fotoğrafta bir toz bulutu vardı. Sebebi ise Mars’ın yerçekiminin Dünya’ya nazaran daha düşük olması ve bu sebeple iniş sırasında roketlerin havaya kaldırdığı kum taneciklerinin yavaş bir şekilde yere düşüyor oluşu idi. Ancak fotoğrafın amacı net bir görüntü ulaştırmak değil sağlıklı bir şekilde yere indiğinin, görüntü ve ağ sistemlerinin düzgün çalışıyor  olduğunun haberini vermekti.

Şimdiye kadar Mars için birçok uzay programı başlatıldı ve bunun neredeyse %40’ı başarı ile gerçekleşti fakat InSight görevi daha detaylı ve daha ayrıntılıydı. Mars hakkında bize amacı gereği birçok bilgi sağlayacaktı. Peki amaçları arasında neler var? InSight aracı ilk olarak Mars’a önceki gönderilen uzay araçlarının gitmediği bir yere gidecekti. Bu yer uzay teleskopları ve uydular aracılığı ile fotoğraflandırılmış, Mars yüzeyinin uzmanlar tarafından incelenerek veri akışının en yoğun olduğu yer olarak seçilen bir bölgeydi. Buraya indikten sonra sondaj çalışması yaparak 5 metre derinliğe kadar inip gezegenin sıcaklığını, gelişmiş sismometreler yardımı ile gezegendeki depremleri inceleyecek ve depremlerin oluşturduğu sismik dalgalar yardımıyla gezegenin iç yapısının bir haritası oluşturulacaktı. InSight’ın tam olarak faliyete geçmesi, sabitlendiği yerde laboratuvarını kurması bir ay vakit alacak. Laboratuvar sayesinde gezegenden elde ettiği örnekleri analiz edecek. Dünya’nın yaşlı hâli olduğuna inanılan Mars’tan elde ettiği bu bilgiler sayesinde de Dünya’nın gelecekteki yapısı hakkında bilgi sahibi olunmuş olacak.

Bu tür uzay programlarında araç geliştirilirken başka ülkelerde destek sağlar. Çünkü bu ne politik ne de reklam amaçlı çalışmalardır. Örneğin aracın içinde bulunan sismometrelerin 5 metre derine gömülmesini sağlayacak sistem alman mühendisler tarafından tasarlanmıştır. Farklı ülkelerin desteğiyle yapılmış olan bu aracın maliyeti ise yaklaşık olarak 829 milyon dolardır.

Teknolojinin hızla gelişiyor oluşuna alışmış kimseler için bu olay basit gibi görünebilir ama insanlık için büyük bir olaydır. Çünkü Mars’a gönderilen araçlar çöp olması için değil araştırma için gönderiliyor. NASA tarafından başlatılan bu uzay programı; bizim bu bilgilere ihtiyacımız var denilerek başlatıldı. Aynı şekilde InSight aracı da beklenilen verimi alabilmek için ihtiyaç duyulan donanımlar kullanılarak tasarlandı. İnsanlığın hayatını kolaylaştıran pek çok buluş da ihtiyaçlar nedeniyle bulunup insanlığın hizmetine sunulmuştu. Ancak günümüz yaşantısına bakıldığında tersi bir durum söz konusu. Öyle ki ‘ihtiyaç’ kelimesini unuttuk! Sadece istiyoruz.

İstekler doğrultusunda, pek çok ürün; farklı çeşit ve fiyatlarla üretilerek insanların egolarına dokunuluyor. Bilinçsizce yapılan bu üretimler ve son yıllarda süre gelen gerektiği gibi tüketmeme alışkanlığı (israf) dünyamızı bir çöplüğe dönüştürüyor. Ancak bizler, hâlâ sonu keşfedilemeyen bir evrende bulunan Dünya’da sınırlı kaynaklar ile yaşıyoruz. Bu sebepledir ki günlük hayatımızda bu duruma bir nebze olsun dur diyebilmek için “ İhtiyaç mı, istek mi?” sorusunu kendimize sıkça sormalıyız. 

YAZAR HAKKINDA
Ömer Faruk Çelik
Ömer Faruk Çelik
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN