GÜNDEM

Bizimkisi Bir Aşk Hikayesi

Bizimkisi Bir Aşk Hikayesi
Böylesi bir hayat aslında birçok hikâye barındırıyor içinde. Ancak özetle diyebiliriz ki Salah; çalışmanın, azmin ve sabrın futboldaki mümessili olarak karşımızda duruyor. Son yıllarda dünya futbolunda yükselen bir isim Muhammed Salah ya da Liverpool taraftarlarının deyimiyle Mo’ Salah.

Özellikle son 10 yıldır dünya futbolunda kalıcı hâle gelmiş olan sadece iki isimden bahsedebiliyoruz: Ronaldo ve Messi. Elbette ikisinin de bambaşka hikayeleri var. Öyle ki Ronaldo’nun bir hikayesini geçtiğimiz zamanlarda yine bu sayflarda kaleme almış idik. Salah’ın hikayesini de kayda değer kılan birçok husus var. Mısır gibi futboldan yana heybesi boş olan bir memleketten çıkması, Arap Baharı olayları silsilesinden etkilenmesi ve kırılma noktasını yaşaması, yanlış mevkide başlayıp doğru mevkiye geçince yeteneğini çok daha iyi sergileyebilmesi… 

Salah, 1992 yılında doğmuş Mısır’da. Birçokları gibi onun ilk sahası olmuş sokağı. Futbola olan ilgisi artarak devam etmiş zaman içinde ve  El Mokawloon takımıyla sözleşme imzaladığında yıl 2006 ve Salah 14 yaşında. Bir tarafta okul, öbür tarafta ise futbol. Okul-antrenman arası gidip gelmek 4,5 saat sürdüğü için Salah, okuldaki yetkililerin teklifiyle günde sadece 2 saat gitmeye başlıyor okula. 2 saat ders, ardından koşa koşa idmanlara… 

2008 yılında El Mokawloon, ENPPI adlı takımı 4-0 yendiğinde soyunma odasında herkes sevinirken üzülen tek bir isim var: Muhammed Salah. Takımı galip gelmiş ama Salah bu maçta beş defa defansı geçip kaleciyle karşı karşıya kalmasına karşın bir gol bile atamamış, o yüzden ağlıyor. Hocasının maçtan sonra Salah’a 25 Mısır Poundu veriyor, morali düzelsin diye. Ardından Salah’ın oyun bölgesini değiştiriyor. Çünkü Salah son dokunuşlarda çok iyi bir futbolcu ama geride oynaması onu yoruyor ve son dokunuşlarda gerekli olan enerjiyi yitiriyor. Belki de bu Salah’ın kendini bulması ve göstermesi için bir dönüm noktası oluyor. Çünkü yetenek ve çalışmak kadar, doğru zamanda doğru yerde olmak da önemli. Böylece Salah, sahada olması gereken yere geçiyor. Zorlu geçen yılların ardından Salah kendini gösterebilmiş Mısır’daki futbol otoritelerine ve yaş ortalaması 28 olan Mısır Millî Takımı’na davet ediliyor, henüz 19-20 yaşında. Arap Baharı dalgası bu yıllarda Mısır’ı da vuruyor. 

2012 yılında Salah El Masri futbol takımının formasını giymekte. 1 Şubat’ta El Ehli ve El Masri takımları arasında oynanan ve göstericilerin sahaya girmesi ve onlarca kişinin ölümü ile sonuçlanan olaylar neticesinde hem maç hem de Mısır’da futbol sezonu tatil ediliyor. Bu olayın ardından Salah da bir süre futboldan uzak kalıyor. Belki de Salah’ın kendi adına umutlarının en kırıldığı anlardan birisi de bu olaylar oluyor. Ancak Mısır futboluna destek amacıyla Basel ile Mısır 23 Yaş Altı takımları arasında bir müsabaka düzenleniyor. Salah oyuna ikinci yarıda dahil olup ve attığı 2 golle takımının 4-3’lük galibiyetinde önemli pay sahibi olurken, Basel takımının da dikkatini çekiyor. Böylece Basel, Mısırlı yetenek ile 4 yıllık bir anlaşma imzalıyor. Basel’de iki sezonda da şampiyonluk yaşamasının ardından, hem orta sahada oyunu harekete geçiren, yön veren hem de güzel oyununu golle süsleyebilen bir futbolcu olarak daha büyük Avrupa kulüplerinin radarına giriyor Salah. Özellikle UEFA Avrupa kupasında Chelsea’ye iki maçta iki gol atınca, Chelsea talip oluyor Salah’a. Ayrıca Salah, Basel’de oynadığı sırada israil temsilcisi Maccabi Tel Aviv ile yapılan maçın tokalaşma seromonisinde, saha kenarına gidip kramponlarını değiştirerek, israilli futbolcularla el sıkışmadığı için kimileri tarafından eleştirilirken, özellikle ülkesinde ve müslümanlar arasından daha da sevilir hale geliyor. 

Salah, Chelsea’den gelen teklifi kabul ediyor. Ancak teknik direktör Mourinho’nun oyun tarzına uymadığı için pek fazla şans bulamıyor. Çünkü Mourinho, Salah’ı olması gereken yerden başka noktalarda oynatarak, kendi futbol anlayışının kalıbına sokmak istiyor ve Salah 18 ayda sadece iki gol atabiliyor. Böylece gözden düşen Salah, Chelsea’den Fiorentina’ya kiralanıyor ve burada tekrar kendini buluyor. Bir sonraki sezonda ise diğer bir İtalyan takımı olan Roma’nın yolunu tutuyor. Bu süreçte ise en büyük hayali, Liverpool forması giymek. Roma’da da bir sezonda attığı 19 golle takımın yıldızları arasındaki yerini alıyor Salah. 

Bu sezon başında ise büyük hayali olan Liverpool’a transferi gerçekleşiyor. Aslında Salah’ın yıldızı da tam manasıyla burada parlıyor. Liverpool formasıyla bu sezonda tam 29 gol atan Salah Liverpool taraftarlarının da sevgisini kazanmış durumda. Öyle ki Liverpool taraftarları arasında Salah’a özel “Ben de Müslüman olacağım.” adıyla bir beste yapılmış. Liverpool taraftarları maç esnasında “Birkaç gol daha atarsa ben de Müslüman olacağım. Bir camide oturacağım, olmak istediğim yer orası!” şeklinde tezahürat yapıyorlar. Bu yönüyle Salah, Batı’da önyargılarla oluşan “Müslüman” profilinin de değişmesi yönünde bir katkı sağlıyor. 

2018 Şampiyonlar Ligi final maçında Real Madrid ile karşılaşan Liverpool’da ise Salah büyük umutlarla sahaya çıkmıştı. Ancak tıpkı 2016 Avrupa Kupası finalinde Ronaldo’nun sakatlandığı gibi, Salah da sakatlanıyor ve sahayı gözyaşları içinde terk ediyor. Ronaldo’nun 2016 finali sonrası döktüğü sevinç gözyaşlarını maalesef Salah dökemedi. Çünkü Liverpool finalde Real Madrid’e kaybetmişti.

Öte yandan ise kendi ülkesinde de bir kahraman Salah. Geçtiğimiz günlerde Mısır halkı yine sokaklara dökülmüştü ama bu sefer büyük bir sevinç ile. Çünkü 28 yıldır Dünya Kupası’na katılamayan Mısır’ı uzatma dakikalarında attığı ikinci golüyle Dünya Kupası’na taşıyor.  

Muhammed Salah, şimdilerde Ronaldo ve Messi’nin bulundukları futbol zirvesine en yakın kişi olarak görünüyor. Ancak Salah, diğerleri gibi dönemlik parlayan ve sönen bir yıldız mı olacak yoksa parlaklığını uzun yıllar çalışma ve sabır ile sürdürecek mi, bunu bize zaman gösterecek. İsteriz ki Salah, azim ve gayretini sürdürerek, yeni bir dünya yıldızı olarak futbolda hak ettiği yeri alsın. Biz, Ronaldo’nun israil sorunu karşısında Filistin halkının nasıl yanında olduğunu gördüğümüzde bile bu kadar seviniyorken; Salah’ın dünya çapında bir yıldız olup, kendi deyimleriyle İngiliz taraftarları “camiye götürmesi” kim bilir bizleri ne kadar sevindirir. 

YAZAR HAKKINDA
Enes Malik Yılmaz
Enes Malik Yılmaz
İstanbul'da doğdu. Doğduğu şehrin karmaşası içinde büyüdü. İlk ve orta öğrenimini hala tamamlamadığını düşünüyor. Liseyi İstanbul, Eyüp'te bitirdi. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler öğrencisi. Arkadaşı vasıtası ile tanıştığı ve Necmettin Erbakan'ın cenazesinde idrak etmeye başladığı Mili Görüş'te mücadele etmeye çalışıyor.
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN