GÜNDEM

Bu Kalkan Kime?

Bu Kalkan Kime?
Fırat Kalkanı Operasyonu startı tahmin edildiği üzere Cerablus’tan verildi fakat operasyon Cerablus’u ve hatta DAİŞ’i de aşan kapsama sahip. Üç temel ayağı var “Fırat Kalkanı”nın. İlk ayağı DAİŞ’in sınır hattından tamamen temizlenmesi. Cerablus’tan El-Rai’ye kadar olan hatta var olan DAİŞ nispeten kolaylıkla temizlenecek ve sınırdaki temas ortadan kalkacak. O hattaki operasyonun ne kadar derinliğe ineceği henüz belli değil. Fakat ilk aşamada El-Bab’a kadar inmesi muhtemel. El-Bab, Türkiye’nin güvenli bölge oluşturmak istediği alandaki direniş kapasitesi en yüksek olan şehir. SDG/PKK’nın da gözü bu şehir üzerinde. DAİŞ’in El-Bab’da çok sayıda militanı ve askeri yığınağı var. Şehrin ele geçirilmesiyle birlikte güvenli bölgenin kontrol altına alınması oldukça kolaylaşacak. Fakat Cerablus’a göre sivillerin çok daha fazla olduğunu da hesaba katarsak, operasyonun El-Bab kısmı zorlu geçecek. Her halükarda El-Bab halkıyla temas sağlanmalı, onların her türlü desteği operasyonda hayati görev ifa edecek. 

Aslında DAİŞ bir tercih arifesinde. Kuzey’deki varlığı Cerablus ve Menbiç’in kaybı sonrasında gitgide eriyor ve sürdürülmesi zor bir hal alıyor. Rasyonel bir tercihte bulunup bu bölgede asker ve mühimmat aynı zamanda prestij kaybetmektense Suriye’deki başkentleri Rakka’yı tahkim etmeyi düşünebilirler. Bu bölgeye dair DAİŞ açısından sadece Dabık’ın sembolik bir değeri var. Örgütün ideolojik çekirdeği Dabık’ı kaybetmek istemese de şartlar daha önce de yaptıkları gibi DAİŞ’i çekilmeye zorlayabilir.

Hemen hemen eksik ya da fazla Suriye’de Fırat Kalkanı Operasyonu’yla birlikte daha neler oldu, kim kiminle savaşıyor, kimin burnu kanadı ya da kimin burnu kanamadı bunları daha derinden incelemek gerekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, ÖSO ve Koalisyon güçleri karşılarında ise sadece DAEŞ vardı. Sahaya böyle çıkıldı, sonra ABD, Almanya gibi büyük büyük devletler destek açıklamalarında bulundu, Fransa da memnuniyetlerini ifade etti. PYD çırpındı, böyle bir hareket olamaz sıra bize mi geliyor, gibisinden en azından bize öyle yansıtıldı ABD çıktı birden “Sana bir şey olmayacak” diye sıvazladı küçük kardeşini, sahi merak ediyorum hiç PYD’ye kurşun sıkıldı mı? Şuana kadar böyle bir haber göremedik.Birinci olarak DAEŞ, ikinci olarak ise PYD’nin silahlı kuvvetlerimizin hedefi olduğuna dair haberler var. Şurası bir gerçek, savaşın başındaPYD veDAEŞ’i desteklemek yerine Suriye topraklarının gerçek sahipleri olan savaşçılar desteklense ülkede ki savaşın bitmesi kaçınılmaz olabilirdi.Daha da evveliyata gidersek Suriye Devleti’ni ve muhalifleri henüz savaş çıkmamış veya başlamamışken İslam ülkeleri ve yöneticileri, bu tarafları hiç olmadı kollarından çeke çeke bir masaya oturtabilirdi. Avrupa’da, Batı’da aranan çareler İslam’da aransaydı da Aylan bebekler yaşasaydı.

Gazetelerde, ekranlarda sürekli hangi bölge kimin kontrolünde renkli haritalar yayınlanıyor-gösteriliyor. Kafalar sürekli karıştırılıyor.Ekranlarda bolca uzman var. Ellerindeki çubuklar harita üzerinde dolaşıp duruyor; bolca stratejilerden bahsediyorlar. Takip etmek imkânsız hale geliyor; örgüt isimleri-yer adları birbirine karışıyor.

Sahi neler oluyor? Olanı size şöyle ifade edeyim; 

Meseleye gelişi güzel değil de şöyle bir yakından bakarsak; bu meselede ABD var, AB var, Türkiye var, İran var, Hizbullah var, Irak var, Fransa var, Almanya var, Rusya var ama birinin adı hiç yok esamesi okunmuyor kim o? Her taşın altında parmağı varken adı geçmeyen kim? 

Suriye’nin komşusu, İsrail.

Suriye meselesinde mezhep savaşları, Etnik kavgalar, dinsel savaşlar gösteriliyor ama İsrail adı hiç geçmiyor işin başında İsrail var. İsrail ne istiyor Suriye de? Arz-ı mev’ud vaat edilmiş topraklar, günümüzde ki adı BOP.(Büyük Orta Doğu projesi) İşte İsrail bunu istiyor, İsrail vaat edilmiş topraklar idealinden hiçbir zaman vazgeçmedi, vazgeçmeyecek de.Orada fason bir devlet kurdurup sonra da idealine ulaşmak.

YAZAR HAKKINDA
Anıl Mert Kılıçer
Anıl Mert Kılıçer
Ankara’da doğdu. Ortaöğretim ve Liseyi Ankara da okudu, Ankara Üniversitesi Peyzaj Teknikerliği bölümü mezunu. AGD Ankara Şube Ortaöğretim ve Liseler Komisyonlarında çeşitli birim başkanlıklarını yürüttü. Fanatik olmayan Ankaragücü taraftarıdır. Hiç yağ ve gaz sırasına girmedi ancak modern kölelik olan taşeron sistemin bir çalışanıdır.
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN