EDİTÖR

Çöp İstilası ya da Tabiata İhanet

Çöp İstilası ya da Tabiata İhanet
Bir Kızılderili atasözü der ki; “Yeryüzü, bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.” Çocuklarımızın emaneti yeryüzü, gün be gün kirlendikçe kirleniyor. Öyle ki bu tarihi söz, zaman ilerledikçe gençleşiyor. 

Çevre kirliliği meselesi ciddiyetini koruyor. Medya, kitaplar, seminerler, kahvehane sohbetleri gibi birçok mecrada tartışılıyor, konuşuluyor ve çözüm yolları aranıyor. Buna rağmen çevre kirliliği sorunu, büyüyerek devam ediyor. Karlı yokuştan aşağı yuvarlanan bir kartopu gibi. Bunun sebepleri üzerinde düşündüğümüz zaman, aslında bir tiyatroyu izlediğimizi fark ederiz. Zira hakkında söz söylenen, canlı yaşamı için tehdit unsuru sorunların çözülemediğini, aksine tehdidin büyüdüğünü gözlemliyoruz. Buna dair örnekleri sıralayabiliriz; savaş, uyuşturucu, insan tacirliği, sömürü… Dolayısıyla bu sorunlara ilişkin düşünürken perdenin arkasına dikkat kesilmek gerekir. Belki de ezberleri bozmanın zamanı gelmiştir.

Rahmetli Aytunç Altındal, Haşhaş ve Emperyalizm kitabında, dünyadaki uyuşturucu ticaretinin uyuşturucu ile mücadele dernekleri tarafından kontrol edildiğini rakamlar ve kanıtlarla anlatırken bu tür sorunlara farklı bir pencereden bakabilmenin yolunu da açıyor. Çevre kirliliğini konuşacaksak, tabiata karşı kendi sorumluluklarımızı göz ardı etmeden küresel sebepleri de konuşabilmeliyiz. Yeryüzünü kasıp kavuran büyük ölçekli sorunların, çıkar çatışmasından kaynaklandığını görebilmeliyiz. Birileri toprakları, madenleri, denizleri paylaşırken açığa çıkan sorunları küçük pürüzler olarak niteleyebiliyor. 

Asla “Yere çöp atma!” fakat “Greenpeace ne iş yapar?” sorusunu da sor. Mesela, ABD’nin sınırsız nükleer tesis yapma hakkı varken, Uganda’nın nükleer tesisine neden karışılıyor? Sanırım çıkış yolunu buldunuz… Ben yine de söyleyeyim. Bu kuşatmayı kırmanın yolu, emanetçi olduğunu bilen ve emanete sahip çıkma gayreti gösteren vicdanlı insanların birliği. 

Bu ayki dosya konumuz, çevre kirliliğinin canlılığa etkisi. Bu güncel konuyu birkaç yazımızda işledik. Elbette bir dergi için fazlasıyla geniş sayılabilecek bir konuyu ele aldık. Bunun farkındayız. Ama en azından konu ile ilgili bakış açısı kazandırabileceğini umuyoruz. 

Çok konuşulan meseleler bir süre sonra kanıksanıyor. Çok konuşulduğu halde çözüm bulunamıyor. Bizler kitleler halinde kirliliğe, ölümlere, yoksulluğa alıştırılıyoruz. Fark etmesek bile bu sorunların, içinde yaşadığımız dünyanın birer gerçeği olduğunu kabul ediyoruz. Böylece sorunlara karşı mücadele etme bilinci ve gayretinden uzaklaştırılıyoruz. Hâlbuki bizim için en önemli gerçek, Allah’a ve yarattıklarına karşı sorumlu olduğumuz gerçeğidir. 

İyi okumalar, selam ve dua ile…

YAZAR HAKKINDA
Selam Yağmur
Selam Yağmur
Lisans eğitimini 2016 yılında Hacettepe Üniversitesinde tamamladı. Edebiyat okumayı istedi ancak puanı fazla kaçırınca mahalle baskısına maruz kaldı. "Edebiyat karın doyurmaz" kabulünün kurbanı oldu. Direniyor..
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN