FİKRİYAT

Dar Paçaya Eyvallah da Dar Fikirle Olmaz Abi

Dar Paçaya Eyvallah da Dar Fikirle Olmaz Abi
İzlediği haber bültenleri, sosyal okumaları ve yaşanmışlıkları gereği  zihninde; terör, terörist, kin, nefret, düşman, kafir, münafık, müslüman, dost, hain, menfaat,... gibi tanımlar yapmış yapmaya zorlanmış kalabalıklarımız var. Vakti zamanı gelince bu tanımları birilerinin üzerine yakıştırmaya çalışıyorlar. 



7 milyardan fazla insanın 200 kadar ülkenin bulunduğu bir dünyada tüm coğrafyalara terör ihraç eden abd gibi bir ülkeyi, kendini efendi diğer insanlığı köle olarak gören İsrail'i es geçerek küçücük dünyasında başlıyor etiket vurmaya. Komşusunu hain ilan ediyor, akrabasını münafık. Aynı düşüncede olmayan köşedeki bakkala terörist derken de bir beis duymuyor. Menfaati olanları dost belliyor menfaati sürdükçe! İlk hatasında kafir ilan ediyor çevresindekileri.. Sonra yalnızlaşıyor, yalnızlaşıyor, yalnızlaşıyor...  Ve diyor ki, bu ülkede yaşanmaz.



Cemil Meriç özetliyor mevzuyu; 

“Her dudakta aynı rezil şikâyet: yaşanmaz bu memlekette!

Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lâğım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye’nin insanından şikâyetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmazlaştıranlardır. Türk aydını, Kitâb-ı Mukaddes’in Serseri Yahudisi… Hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk, ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi. “



Başörtüsünden başka gündem maddesi olmayan, geneleve karşı çıkan ancak Allah'a savaş anlamına gelen bankalara kucak açan, 365 gün faiz yiyenle selamlaşıp Ramazan'da 2 gün oruç tutmadığına şahit olduğu kişiye buğz eden, yüzlerce hizip ve fırkaya ayrılan, tahammülsüz, hoşgörüsüz, saygısız, sevgisiz muhafazakarlar ne kadar sorumlu ise bu durumdan; günün muhafazakarları üzerinden islam okuması yapıp hayat tarzını ve fikir dünyasını bu pratik üzerinden tanzim eden ve kendini bu insanlardan beri tutmayı hak sananlarda o kadar sorumludur ahvalden.



Millet Ay’a Çıkıyor..  (Efes’li Herakleitos)



Son 50 yılın en hezeyan cümlesidir başlığa konu olan cümle. Neresinden tutarsanız elinizde kalır. Genelde kronikleşmiş, çözülemeyen problemler konuşulurken kurulur bu cümle, problemin çözümüne de zerre katkı sağlamaz. Cümleyi kuranın da ilgili probleme dair söyleyebileceği tek şey budur zaten. ‘’Ahhhh ahhhh millet Ay'a çıkıyor biz hala....’’

Şöyle inanılmaktadır; Ay'a çıktığınız vakit memlekette asgari ücret 5 bin tl olacak, yoksulluk bitecek, herkes birbiri ile dost ve anlaşabilir olacak...v.s. Devlet başkanı olsam memleketin kaynaklarını gerektiği kadar süre bu işe ayırır bir şekilde Ay'a çıkar ya da birilerinin çıkmasına vesile olur ve durumun Ay'a çıkmakla kurtarılamayacağını anlatırdım insanımıza. Gecenin ilerleyen saatlerinde demli çayın da etkisi ile kızışan muhabbette ''abi beni 3 gün başbakan yapacaklar bak bakalım neler değişiyo memlekette'' diyen Rüstem Abi gibi hissettim kendimi.. Gerçi o nelerin değişeceğinden, bense bu kafayla nelerin değişmeyeceğinden bahsediyorum. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir diyen Heraklietos'a da muhalif mi oldum şimdi, "bizim insanımızın kafası değişmiyo hemşerim" diyerek. Hayırlısı. Bu arada; Heraklietos yaşasaydı o da Anadolu Gençlik Derneği üyesi olurdu çünkü adam sürekli olarak kötüye giden Ephesos'lulara mütemadiyen nasihatte bulunan onları doğru yola iletmeye çalışan bir adam. 

YAZAR HAKKINDA
Yavuz Selim Sürer
Yavuz Selim Sürer
1985'de Mersin'de dünyaya gözlerini açtı. Balık sevdasına tutulunca Sinop'a geçti. Sinop su ürünleri fakültesinde tükettiği günler karşılığında diploma almaya hak kazandı. Ticaret ehli olmak istedi ama hayat onu bir grup arkadaşı ile su ürünleri mühendisleri adına giriştiği hak, yetki, istihdam mücadelesiyle memuriyete sürükledi.
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN