FİKRİYAT

Değişmeyen Mükellefiyet

Değişmeyen Mükellefiyet
Teknolojinin gelişmesiyle, insanlığın hayatına soktuğu şeyler de fazlalaşmaktadır. Teknolojinin girmediği, yoz bir alanda bazı zorluklar bulunmakla beraber, teknolojiyle gelen bazı sıkıntılardan da korunmuş olmaktayız aynı zamanda. Çünkü teknoloji girdiği sahada sadece fayda sağlamakla kalmayıp, beraberinde birçok sorunu da getirmiştir. Mesela bugün hayatımızın her alanında kullandığımız hatta neredeyse kullanmaya muhtaç olduğumuz telefon icadı; her ay kullanabilmemiz için bizlerden bir miktar ücret ister, sosyal ağları kullanabilmek için kota, hatta gün boyu yanımızda olabilmesi için dahi her gün yaklaşık iki saat kadar enerji depolamamızı gerektirir. Fayda-zarar ilişkisini göz ardı ettiğimizde, mutlak fayda gibi görünen bu küçük icat dahi aslında onlarca sorumluluk ve mesuliyeti de omuzlarımıza yüklemektedir.

Bu Daha Ne Ki!

Sadece maddi veya fiziki sıkıntılarından bahsettiğimiz bu icadın elbette manevi yükleri de vardır. Aslında bu sorumluluklara neden olan ekseriyetle internettir. Hepimizin malumudur ki; internet sayesinde bugün elde etmek istediğimiz her şeye, iyi ya da kötü, faydalı ya da zararlı bütün bilgi ve dokümana dakikalar içerisinde ulaşabilmekteyiz. Burada, çoğu okulda bir şey yapmış olmak pahasına dakikalara sığdırılmış ‘’Teknoloji Bağımlılığı’’ başlığı altında bir nutuk atmak yerine birkaç şeyi gözler önüne koyup, hayatımızın her alanını kuşatmış bulunan teknolojinin nelere sebep olacağı veya gücünün nasıl telakki ettiği gibi hususlara değineceğim.

Öncelikle yazımın başında da bahsettiğim gibi teknoloji, hayatımıza girerken birkaç maddi ve manevi yükümlülüğü de beraberinde getirir. Bunun maddi boyutları çokta hikmete mebni şeyler değillerdir, hepimizce aşikardır. Peki teknolojinin manevi olarak getirdiği yükümlülüklerden kasıt nedir?

Bugün birçoğumuz teknolojiyi kullanırken bazen değerlerimizi,  sebebiyet vereceğimiz etkiyi hatta bazen de bizzat kimliklerimizi göz ardı etmekteyiz. Sosyal yaşantısında orta halli, ulvi bir tablo çizen birisi sosyal medyada çok aksiyoner bir kimliğe bürünüp bizleri şaşırtabilmektedir. Bu durumu, örneği tam tersi düşünerek de gözlemleyebiliriz. Bazen de sosyal medyada yaptığımız herhangi bir paylaşım, normal yaşantımızda bizleri tanıyan kimselerce abes veya yakışıksız karşılanabilmektedir. Bunun örneklerini çoğaltabilir hatta etrafımıza biraz dikkat kesilip bu durumu kısa sürede gözlemleyebiliriz.

Peki Nedir Bunun Hikmeti ?

Bahsettiğim bunca şeyin nedenleri ve nasıl olduğu psikologlar, toplum bilimciler ve önde gelen aydınlarca irdelenip durulmuştur ve bu hala devam etmektedir. Bugün okullarda dahi bütün sınıfları bir araya toplayıp, yarım saatlik bir söyleşi düzenlenerek bu konu mevzu bahis edilip sözde sonuç elde edilmektedir(!) Sizler de takdir edeceksiniz ki sarmal ağlarına böylesine çevrelenmiş olduğumuz teknolojiyi, bu şekilde basit yollarla tanımlamak, onu çözümlemek çok da mümkün olmayacaktır. Bizler şuurlu bir hayat mücadelesi verme yolunda gayret eden Müslüman gençler topluluğu olarak her konuda olduğu gibi bugün bizleri çokça meşgul eden bu konuda da dikkatli olmalıyız!

Asıl Mesele

Bizler en başta şunun farkında olmalıyız ki; günlük yaşantımızda sahip olduğumuz değerlerimiz, inancımız ve yükümlülüklerimiz varsa bunların hepsi sosyal medya platformlarında da geçerlilik arz etmektedir. Sosyal medya ortamındayız diye mükellef olduğumuz fiiller eksilmemekte veya esneklik kazanmamaktadır. Hatta yapısı gereği sosyal medyada daha temkinli ve teyakkuzda olmalıyız. Bu özellikle kitlesel hareketler için geçerlidir diyebiliriz. Normalde belli bir insan grubunu kontrol edip bir şey veya bir yere yönlendirmek zordur; kişisel beceri ister, insanları etkileyebilmeli ve bir arada tutmanız gerekmektedir. Aynı şeyi sosyal medyada yapmak gene bir uğraş istemekle beraber birebir etkileşim kurmaktan daha kolaydır. Doğru veya yanlış herhangi bir bilgi paylaşıp buradan insanları aynı şeyi düşünmeye, aynı yere sevk etmeye hatta aynı kişi için lehte veya aleyhte taraftar oluşturmaya bile sebep olabilirsiniz. Bunun en bilinçsizce örneklerini yakın tarihimize baktığımızda İslam topluluklarında özellikle de gençler aracılığı ile yapıldığını görürüz. Gençlerin sosyal medya üzerinden bir amaç uğruna toplanmaları ve bir yere yönlendirilmeleri hem daha kolaydır hem de herhangi bir yetenek ve bilgi birikimi istemez. Bizler de yaptığımız her paylaşımdan, parmaklarımızdan çıkan her bir kelimeden sorumlu olduğumuz bilinciyle teknoloji denen nimeti kullanmalı ve kanaatimce onu hiçbir zaman tümüyle samimi bulmamalıyız.

 

YAZAR HAKKINDA
Yavuz Süleyman Kuş
Yavuz Süleyman Kuş
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN