BİLİM TEKNOLOJİ
Dijitalleştiremediklerimizden Misiniz?
Dijitalleşme ile beraber insanlık olarak bilgi çağına giriş yapmaktayız. Bu bilgi çağında merak edilen bütün bilgilere bir arama motoru aracılığıyla ulaşılmakta, takip edilen dergiler bir internet sitesi vasıtasıyla okunmakta, kitaplar pdf formatı ile masaüstüne gelmekte, dünyanın en meşhur hocalarının konferansları, dünyanın her yerinde istenilen zamanda takip edilebilmekte hatta üniversiteler derslerini bu dijital ortamlarda gerçekleştirmektedirler. Bütün bu saydıklarımıza bakıldığı zaman dijitalleşmenin pek olumlu bir hadise olduğunu gözlemlemiş oluruz. Fakat insanoğlunun bulunduğu her alanda olduğu gibi bu alanda da insanlığa fayda ve saadet getirecek gelişmelerde bulunan birtakım insanlara karşın; kendi grubunun, inancının veya ırkının menfaati için insanlığın irşad değil ifsad olması gayretiyle çalışan birtakım insanlar elbette dijitalleşme alanında da kendilerini göstermektedirler. Bu insanlar çeşitli platformlar aracılığıyla ahlaksızlık, saygısızlık, eşcinsellik gibi ifsad edici meselelerin propagandasını yaparak toplumu ahlaksızlığa teşvik etmekte ve toplumun genleriyle oynamaktadırlar.
Dijitalleşme ile beraber insanlar her türlü bilgiye kolay ve hızlı bir şekilde ulaşabilmekte fakat bunun yanında bu bilgilerin doğruluğunu kestirememekte bu da kişide bir bilgi zehirlenmesi yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Öte yandan bu kolaylıkla birlikte insanlar da bilgiye ulaşmak noktasında bir tembellik, bir ciddiyetsizlik hasıl olmaktadır. Öyle ki artık kimi insanlar kitap okumanın, dergi okumanın, hatta okuma yazma öğrendikten sonra okula veya herhangi bir eğitim kurumuna devam etmeninin mantıksız olduğunu söylemekte ve bu iddialarında ısrar etmektedirler. İçinde bulunduğumuz bu çağda çocuklar dijital oyunlarla büyümekte, arkadaşlık kurmakta zorlanmakta ve asosyal bir yapıya bürünmektedir. Öğrenciler, hocalarının ve kitaplarının dediklerine değil internette sağdan soldan aldıkları bilgilerle bir şeyler yazan, doğru olup olmadığı belli olmayan bloglardan, sayfalardan, internet sitelerinden bir şeyler öğrenmektedirler. Gençler sosyal medya üzerinden oluşturdukları profiller vasıtasıyla kendilerine bir kimlik oluşturmaya gayret etmekte ve sanal bir âlemde yaşamaktadırlar. Anne babalar en ufak bir gürültüde çocuklarını bu dijital ortamlara emanet etmekte ve kendilerinden habersiz kendilerine karşı asi olan bir neslin yetişmesine sebebiyet vermektedirler. Eğer böyle giderse çok değil önümüzdeki 5-10 yıllık bir süre içerisinde dijital dünyanın büyüttüğü, bakıcılık yaptığı, hiçbir ahlaki kriter tanımayan, tüketim canavarına dönüşmüş, cinsiyet ayrımı olmayan, kadın mı erkek mi olduğu belirsiz, lüks ve konfor düşkünü, ana-baba tanımayan, fenomen olmak için her şeyi yapmaya hazır, merhametsiz bir nesille karşı karşıya kalacağız…
Özellikle dindar nesil yetiştirme derdinde olan yetkililer, bir memleketin tüm nesillerini etkileyecek böyle bir alanı nasıl bu kadar denetimsiz, nasıl bu kadar başıboş bırakırlar ve bunun vebalini nasıl öderler. Bu konuda kafa yormak zorundalar. Çok geç olmadan, nesillerimiz ellerimizden kayıp gitmeden bu konular üzerine ciddi çalışmalar yapmak zorundayız. Alternatifler üretmek zorundayız. Bu imkânı hayra kullanmanın yollarını ve yöntemlerini bulmak zorundayız. Konuyu sadece yasaklama ya da vaaz edebiyatı çerçevesinde değil bu alanın uzmanlarının rehberliğinde ele almak zorundayız.
SONRAKİ YAZI
SORUMLULUK VE AHLAK
YORUMLAR
YORUM YAPIN
GENEL YAYIN YÖNETMENİ