KÜLTÜR SANAT

Dracula: Başlangıç

Dracula: Başlangıç
Luke Evans’ın başrolünde olduğu ve Gary Shore’un ilk uzun metrajlı filmi Dracula Untold (Dracula: Başlangıç), İrlandalı yazar Bram Stoker’ın 1897’de Kazıklı Voyvoda diye bilinen Voyvoda Prensi lll. Vlad’ın hikayesinden yola çıkarak yarattığı vampir hikayesini, kitaptaki gibi değil de kitabın oluşmasına katkı sağlayan tarihi gerçekler üzerinden ele alan nispeten başarılı bir yapım. Ancak filmin son sahnesi benim için hüsrandı. 

Çocuk yaşlardan itibaren Osmanlı’daki devşirme sistemi ile eğitim alan Vlad’ın hikayesini konu edinen film, onun neden Kazıklı Voyvoda olarak anıldığına değinerek başlıyor. Fragmanda vampir figürünün ön planda olmasından dolayı heyecanlı bir vampir filmi sanarak izledim. Evet, oldukça heyecanlı, aksiyon sahneleri ve hikayesi gayet orijinal bir film ile karşılaştım. Kısacası filmden beklediğimi buldum. Ancak film temelinde bir vampir hikayesi gibi görünse de aslında Osmanlı ile savaş halini anlatmaktadır. Yani bizim meşhur Vlad’ımız, Fatih Sultan Mehmet’e cephe alıyor.

Bazı gerçeklere dayanan film, fantastik bir savaş filmidir. Benzerlerinden farklı olarak bu fantastik öğe vampir olmuş ve daha çok tarihi yaşanmışlıklara ağırlık verilmiş. Bazı gerçeklere dayansa da birçok gerçeği de çarpıtıyor aslında. Filmin tarihi olayları çarpıtması ya da aynen aktarması mesela Osmanlı’yı barbar ve savaşçı gösteriyor oluşu, ilk bakışta izleyicide şok etkisi uyandırıyor. Evet,  bütün filmleri sadece bir senaryodan ibaret saymamız gerekmektedir. Ancak tarihi bir film çekmek iddiasıyla ortaya çıkan Dracula: Başlangıç filminde birçok tarihi gerçeğin üzerinden silindirle geçilmiştir.

Gerçekten yaratıcı ve dijital görsel efektlere dayanan değil, onları kullanan bir anlayışla oluşturulan savaş sahneleri oldukça başarılı. Ayrıca filmin benim açımdan beklenmedik finali – beni ters köşe yapan- aslında Dracula: Başlangıç için hem olumlu hem olumsuz öğeleri içinde barındırmış ama yine de fark ortaya koyma girişimi başarıya ulaşmış. Film özellikle kurgusal ve görsel anlamda kendine has bir yapı oluşturup bunu tutarlı bir şekilde işliyor ki bu gerçekten filmin çıtasını yükselten bir etmen. Takıldığım nokta da zaten bu: Bu kadar kaliteli bir işleyişe sahip filmin neden böyle bir final yaptığı?

İlk yönetmenlik tecrübesine imza atan Gary Shore fena iş çıkarmamış. Büyük oranda masada halledilmiş olsa da vasatın altına düşmeyen bir iş. Başrollerdeki Luke Evans, Dominic Cooper ve Sarah Gadon da fena değil. Özellikle Gadon, rolünün hakkını veriyor. Fatih Sultan Mehmet’i canlandıran Cooper’ın Türkçe konuştuğu yerler ise hiç fena değil. Detaylıca anlatıp sizi bu heyecan dozu yüksek ama sonucunda hüsrana uğratan filmle baş başa bırakayım. İyi seyirler dilerim.

 

YAZAR HAKKINDA
Bahtiyar Kara
Bahtiyar Kara
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN