Ağustos ayında hicri yıllardan 1442’yi geride bırakıp 1443 yılına giriyoruz. 10 Ağustos tarihi hicri olarak 1 Muharrem’e denk geliyor. İslam’da geceler gündüzlerden önce geldiği için 9 Ağustos ikindi vaktinden itibaren yeni yıla başlamış oluyoruz. Yeni hicri yılın tüm insanlığa huzur getirmesini, dünyada huzuru temin edecek Müslümanların birlik ve beraberliğine vesile olmasını Yüce Allah’tan diliyorum.

Yeni yıl Müslümanlar açısından güzel başlangıçlar için fırsat olabilir. Bu sayımızda etraflıca değindiğimiz erteleme hastalığını bir tarafa bırakarak; zamanı geldiğinde yaparım dediğimiz bir iyiliğe, hayata geçirmeyi planladığımız hayallerimize, yolu belirlenmiş ama uygulanmayı bekleyen projelerimize bir kapı aralayabiliriz. Geri getiremediğimiz zaman elimizden kayıp giderken, hayır adına yapacağımız başlangıçları daha fazla ertelemeyelim.

Hicri takvim, Peygamberimiz (s.a.s) ve ashabının Mekke’den Medine’ye hicretiyle başlar. Bütün Peygamberlerin yaptığı gibi Efendimiz (s.a.s) de hicret etmiştir. Ancak Efendimiz (s.a.s)’in hicreti sıradan bir olay değildir. İnsanlık tarihinin en önemli hadisesidir bu hicret. Çünkü Yesrip’i Medineleştiren bu olayla beraber, İslam devleti kurulmuş ve bütün insanlığa kıyamete kadar huzur ve refah içinde yaşayabilecekleri ilahi sistemin numunesi sunulmuştur.

Hicret, İslam davasının hayat bulması ve daha geniş kitlelere aktarılabilmesi için yapılan stratejik bir hamledir. Hicret, fedakârlıktır; sonsuz olanı geçici olana tercih etmektir. Hicret, iman uğruna her şeyin feda edilebileceğinin ispatıdır.

Muharrem ayı içerisinde, Peygamberimizin sevgili torunu Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin günlerce aç ve susuz bırakıldıktan sonra şehit edildiği gün olan Aşura Günü de bulunmaktadır. İnsanlığın varlığından beri kutlana gelen ve tevhit yolcuları açısından birçok güzel olayın yaşandığı bu mübarek günde, Müslümanlar artık hem sevinci hem de hüznü bir arada yaşamak durumunda kaldılar. Dünyalık menfaatler uğruna gözü dönmüş zalimler, bayramlarımızı yasa buladılar. Tıpkı bugün olduğu gibi… Dünyanın farklı coğrafyalarında Müslüman mazlumlara yapılan ve bayramlarımızda daha da yoğunlaşan zalimliklerin gölgesinde kutluyoruz bayramlarımızı.

Bayramlarımızı bayram gibi kutlayacağımız, Siyonizmin saltanatının son bulduğu, adil ve yeni bir dünyayı göreceğimiz günler uzak değil. Allah bizleri bu uğurda canı ve malıyla cihat eden kullarından eylesin.