Son yıllarda ülke ve dünya gündemimizin çok kalabalık olmasından dolayı hatırlatmam gerekiyor; biz bu gündemlerle boğuştuğumuz esnada bir dergi bir zamanlar okurları olan insanlardan genel yayın yönetmenleri ve editörler çıkarmaya başlamıştı. Bir dergi okurlarından kendi genel yayın yönetmenlerini ve editörlerini çıkarmaya başlamış ise bir dergiden fazlası olmuş demektir… Bu, dergi kendi içinde bir devinim, gelenek ve kültür oluşturmuş demektir. Genç İstikbal dergisini bir dergiden daha fazlasına ulaştıran bütün genel yayın yönetmenlerine, editörlere ve yazarlara şahsım adına teşekkürü borç bilirim.

***

“Edebiyat Nedir?” sorusunun cevabı birçok kişi için değişmekle birlikte, edebiyat hayatın kendisidir. Olguların, olayların, kişilerin aslında algılanan her şeyin güzel ve süslü bir dille ifadesidir. Şiir, deneme, hikaye, roman ve daha birçok sanat bu ifade ediş şeklinin bir aracı olarak karşımıza çıkıyor. Bazıları anlaşılmak için, bazılarıysa anlaşılmamak için yazsa da edebiyat bizden, hayattan ve olgulardan kopuk olmamıştır. 

Amaçlar Ve Araçlar!

Bazen edebiyatın kendisi bizatihi bir amaç olurken, çoğu zaman daha büyük bir amaca hizmet eden bir araç olur. Dünyaya baktığımızda hepimiz iyi veya kötü bir şeyler görürüz ve bunu ifade etmek isteriz. İşte tam bu noktada edebiyat bizim için bir araç olur, iyi ve güzel olanı anlatmanın, kötü ve çirkin olandan uzaklaştırmanın aracı olur. Sanatçının sanatına ışık tutan, onun büyük amacıdır. 

Birde Acı Var! 

Güzel ülkemizde, yüreğimiz dağlanmadan bir günümüz geçmiyor!  Yine bir futbol maçı sonrası yüreğimizde bir acı var, Koray Şener. Genç bir üniversite öğrencisi, takımının fanatik bir taraftarı, bir annesi ve bir babası yani bir hayatı vardı, aynen bizimkiler gibi, belki de ölümü aklında bile geçirmiyordu, ölüm kapıya gelip dayandığında. Hepimizi yasa boğdun Koray Şener ama seninle bir defa daha anladık yaşımız kaç olursa olsun, ölüm haktır! 

Bu ay sizler için yine çok güzel bir sayı hazırlamaya çalıştık. Bu sayıda edebiyattan bahsedelim dedik, edebiyatı amacına ulaşmak için çok güzel kullanmış adamlardan inciler koyduk, üniversiteden on sekiz beyit ezberleyerek mezun olmuş bir dava adamını hatırlatmak istedik sizlere ve edebiyatın toplumdan, bizden ve olgulardan kopuk olmadığını göstermeye çalıştık. Tabi ki edebiyat dedik diye, teknolojiyi, oyunları ve hayatın diğer noktalarını atlamadık. Bu arada Zühtü Hoca ve divan edebiyatını da unutmadık, sizde bakmayı unutmayın!

Selam ve dua ile, iyi okumalar!