KÜLTÜR SANAT

Fresk

Fresk
Fresk, yeni döşenmiş ("ıslak") kireç sıva üzerine uygulanan bir duvar resmi tekniğidir. Kuru-toz pigmentin sıva ile kaynaşması için araç olarak su kullanılır ve sıvanın oturması ile resim duvarın ayrılmaz bir parçası olur. Fresk (İtalyanca: affresco) kelimesi, "taze" anlamına gelen İtalyanca sıfat “fresco”dan türetilmiştir ve bu nedenle, freskte resmi desteklemek için kuru sıvaya uygulanan diğer boyama teknikleriyle çelişebilir. Fresk tekniği antik çağlardan beri kullanılmaktadır ve İtalyan Rönesans resmiyle yakından ilişkilidir. Fresk yapan kişiye freskçi denir. Bu sanatın yapılış tekniklerinden en önemlisi ise buon freski denilen tekniktir.

Buon fresk pigmenti, oda sıcaklığındaki suyla karıştırılır ve intonaco adı verilen ince bir ıslak, taze sıva tabakası üzerinde kullanılır. Alçının kimyasal yapısı nedeniyle, bir bağlayıcı gerekli değildir. Çünkü yalnızca suyla karıştırılan pigment, pigmenti tutan ortam haline gelen intonaco'ya batacaktır. Pigment ıslak sıva tarafından emilir; birkaç saat sonra alçı havaya tepki vererek kurur: pigment parçacıklarını sıvada sabitleyen bu kimyasal reaksiyondur. Buon fresk boyamada, boyanacak alanın tamamına arriccio adı verilen kaba bir alt tabaka eklenir ve birkaç gün kurumaya bırakılır. Çoğu sanatçı, eser tamamlandığında hiç görülmeyecek olan bu alt tabakaya kompozisyonlarını çizdiler. Böylece oluşturacakları figürleri daha kolay bir şekilde oluşturabildiler. Ancak, daha sonrasında yeni teknikler geliştirildi. Kâğıt üzerine çizimler yapıldı ve sanatçılar bu kağıtları duvara yaslayıp önemli yerleri noktalarla duvara işaretlediler. Böylece daha kolay bir çalışma alanı sağlıyorlardı.

Boyama faslına geçildiğinde, o gün tamamlanması beklenen duvar miktarına daha ince, pürüzsüz bir ince sıva tabakası olan intonaco eklenir, bazen figürlerin veya manzaranın dış hatlarına göre değişse de genellikle çalışmaya kompozisyonun üst kısmından başlanır. Bu alana giornata (günlük çalışma) denir ve genellikle büyük fresklerde farklı günlerde yapılan aşamaları, birini diğerinden ayıran soluk bağlantı çizgilerinden anlayabilirsiniz. Duvar boyutundaki bir freskte, on ila yirmi hatta daha fazla giornata veya ayrı sıva alanları olabilir. Beş yüzyıl sonra, başlangıçta neredeyse görünmez olan giornata bazı eserler için artık görülebilir hale geldi.

Buon freskleri, yapılış sürecinde sanatçıyı sürekli bir süre limitine sokar. Genel olarak, bir sıva tabakasının kuruması için on ila on iki saat gerekir. İdeal olarak, bir sanatçı bir saat sonra boyamaya başlar ve kuruma süresinden iki saat öncesine kadar devam eder, bu da yedi ila dokuz saatlik bir çalışma süresi verir. Bir giornata kuruduktan sonra, artık buon fresk yapılamaz ve ertesi gün tekrar başlamadan önce boyanmamış intonaco bir aletle çıkarılmalıdır. Hatalar yapıldıysa, o alan için tüm intonaco'yu kaldırmak veya daha sonra değiştirmek gerekebilir. Bu sürecin vazgeçilmez bir bileşeni, fresklerin gelecek nesillere aktarılması için dayanıklılığını sağlayan sıvadaki rengi sabitleyen kirecin karbonatlaşmasıdır. Michelangelo ve Raphael'in popüler fresklerinde kullanılan bir teknik, derinlik yanılsamasını artırmak ve belirli bölgeleri diğerlerine göre vurgulamak için, sıvanın belirli bölgelerine henüz ıslakken girintileri kazımaktı.

Tarihte, buon freski metoduyla yapılan en eski fresk; tunç çağında (M.Ö 3300-) Ege uygarlıklarında görülmüştür. Bunlardan en ünlüsü ise Sıçrayan Boğa Freski’dir (Bull-Leaping Fresco). Bilinen ilk Mısır freski Hierakonpolis'teki 100. Mezar ’da (Tomb 100) bulundu. Bu freskin tarihi de Tunç Çağı’na dayanıyor. Benzer freskler Akdeniz Havzası’nın diğer bölgelerinde, özellikle Mısır ve Fas'ta bulunmuş olsa da kökenleri spekülasyonlara tabidir. Bazı sanat tarihçileri, Girit'ten fresk sanatçılarının ticaret değişiminin bir parçası olarak çeşitli yerlere gönderilmiş olabileceğine inanıyor, bu da bu sanat formunun zamanın toplumu içindeki önemini ön plana çıkaran bir olasılık. En yaygın fresk türü, genellikle secco tekniğini kullanan Mısırlıların mezarlarındaki duvar resimleriydi. Dünyanın birbirinden çok farklı yerlerinde fresklere rastlamak mümkün; Antik Yunanistan, Hindistan, Sri Lanka…

Geç Orta Çağ dönemi ve Rönesans, fresklerin en belirgin kullanımını, özellikle çoğu kilisenin ve birçok hükümet binasının hala fresk dekorasyonuna sahip olduğu İtalya'da gördü. Bu değişiklik, ayinlerdeki duvar resimlerinin yeniden değerlendirilmesiyle aynı zamana denk geldi. Bu freskler, hem dekoratif hem de eğitim görmemiş ve okuma yazma bilmeyen inanç sahiplerine rolleri göstermesi için kullanıldı. Rönesans döneminde büyük sanatçılar çoğunlukla kilise patronajlığında eserler üretiyorlardı. Bu sayede hem geçim sağlayabilecek bir gelir hem de sanatlarını icra edebilecekleri bir alan ve maddi destek görüyorlardı. Bu dönemde yapılan en önemli ve meşhur eserleri ise 15. yy’da Leonardo Da Vinci tarafından Santa Maria Della Grazie’de yapılan Son Akşam Yemeği Freski ve Michelangelo’nun birçok freskle kapladığı Sistina Şapeli tavanıdır.

İslam sanatçıları tarafından pek kullanılmayan bir tekniktir. Figürlü geleneğe bağlı bir tarz olarak geliştiğinden İslâm Sanatında yalnız sivil mimaride ve sınırlı ölçüde kullanılmıştır. Ancak nadir de olsa örneklerine İslam’da da rastlamak mümkün. Bu nadir örneklerden biri, 8. yüzyıl Magotes döneminde Emevîlerin çöl sarayı olan Kuseyr Amra'da görülebilir. Fresk tekniği Emevîler devrinde yoğun olarak kullanılmıştır. Bu figürlü resimlerde müzik, dans gibi saray eğlenceleriyle ilgili sahneler, insan figürleri ve av sahneleri görülmektedir.

Yakın modern dönemde de sanatçılar birçok fresk yapmaya devam etti. Şapellerin ve kiliselerin duvarlarını, tavanlarını yahut yerlerini süslemek için kullanıldı. Ancak, 1900’lerin başlarından sonra halihazırda eskisi gibi kullanılmayan bu tekniğe ilgi iyiden iyiye düşüş gösterdi. 20. yy’ın ortalarından itibaren çok nadir kullanılmaya başlandı. Meşakkatli yapısı ve eskisi gibi duvarları süslenecek yapıların olmaması, Avrupa kültüründe kiliselere ilginin azalmasını da dahil edebiliriz, buna sebep veriyor olabilir. Artık günümüzde bu tekniği yalnızca ana akımın dışında eser vermek isteyenler kullanıyor.

YAZAR HAKKINDA
Doğan Şimşek
Doğan Şimşek
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN