EDİTÖR

"Hangi Çiçek, Diğerini "Sarı Açtı" Diye Ayıplar?

Irkçılık mikrobu daha insanoğlu yeryüzüne indirilmeden önce zuhur eden bir hastalıktır. Kendisinin ateşten insanın ise topraktan yaratıldığını ve bu yüzden ona secde etmeyeceğini söyleyerek Allah’a isyan eden şeytan, ilk ırkçılığı yapan varlık olmuş ve rabbimiz tarafından lanetlenmiştir. 

Irkçılık nasıl ki şeytanın gözünü karartıp onu isyana sürüklemişse aynı şekilde yeryüzüne indirilen insanoğlundan da bu mikroba bulaşanların gözünü karartmış ve insanî hasletlerinden uzaklaştıran davranışlar sergilemesine sebep olmuştur.

İnsanlık tarihi boyunca, kendisini diğer insanlardan üstün gören, başkalarının yaşam haklarının kendilerine kölelik yapmakla var olabileceğini düşünen ırkçı zihniyetler tarafından türlü soykırımlar, katliamlar ve zulümler yapılmıştır.

Yakın tarihimizde bile ırkçılığın verdiği asabiyetle işlenen onlarca zulme tanıklık ettik. Irkçılık sebebiyle işlenen katliamları saymaya bir giriş yazısı yetmez. Ama şunu da hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekir ki günümüzde dünyadaki maddi gücü ve yönetimi elinde bulunduran, hâkimiyetini devam ettirmek için de dünyayı kan gölüne çevirmekten çekinmeyen ve İslam coğrafyasında, özellikle de Filistin ve Ortadoğu’da birçok katliam gerçekleştiren Siyonizm de ırkçılığı esas alan bir yapılanmadır.

Maalesef ülkemizde de sürekli revaçta olan ırkçılık son zamanlarda zirve yapmış durumda. Milliyetçi muhafazakâr söylemlerle, bazen gizli bazen açıkça gördüğümüz televizyon ve sosyal medyadaki ırkçı hissiyatlar barındıran söylemler, davranışlar, haksızlıklar giderek artıyor. İktidarın politikaları ve kullandığı dilden, dizilerdeki içeriğe kadar birçok alanda “millilik” adı altında yapılan ırkçı uygulamalar var.

Ülkemizdeki milliyetçi söylem ve uygulamalar Türk-Kürt ayrıştırmasını her geçen gün biraz daha arttırıyor. Unutmamak gerekir ki Türklerin ve Kürtlerin kaderi müşterektir. Bu kader yoldaşlığı 1071’de Malazgirt’te başladı günümüze kadar da devam ediyor. Anadolu’nun kapılarını İslam’a Kürtlerin desteğiyle açan Türkler; Moğollara ve Haçlılara karşı yine birlikte mücadele etmiş, Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda birlikte destan yazmışlardır. 

Türklerin ve Kürtlerin kardeşlik harcının batıla olan mukavemeti, bu toprakları yeniden Bizans toprağı haline getirmek ve Arz-ı Mev’ud’a dâhil etmek isteyenlere fırsat vermediğinden; ırkçı söylemler üzerinden düşmanlık tohumları ekilmektedir kardeşler arasına. 

Kasım sayımızda ırkçılık mikrobunu ve tedavi yollarını ele aldık. Ayrıca gündem dosyamız dışında “Duvar Dibinde Söyleşiler” yapmaktan, köprüler kurmaya; Yavru Vatan Kıbrıs’tan, Emevi Devletine; Yağmur’un altında ıslanmaktan “Bir Bardak Çay içmeye” kadar sizi değişik âlemlere götürecek olan yeni sayımızla baş başa bırakıyoruz…

ÖNCEKİ YAZI AKİDE ŞEKERİ
YAZAR HAKKINDA
Şeref Akbulut
Şeref Akbulut
Genç İstikbal Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN