EDİTÖR

İşgal Zillet Fetih İzzet

İşgal Zillet Fetih İzzet
“Zillet” sözcüğü alçalma anlamındadır. İşgal edilen yerlerde çoğu kimse için hayat kısa olur, kuşlar uçmaz. Savaş hukuku, işgalcinin yüksek yararını gözetmekten ibarettir. İşgal, maddi güçle kurulan üstünlüğün her türlü talanı, yıkımı, ölümü meşru kıldığına dair bir anlayış üzerine kurulmuştur. Maddi gücü üstün tutan, güçsüz olana yaşama hakkı tanımayan her düşünce işgalcidir. İşgal zillettir. 

“İzzet” sözcüğü büyüklük anlamındadır. Fetih, savaşsız bir dünyayı inşa etme gayretidir. Evvela gönüllerde başlar. İyilik ve güzellik üzerine inşa edilir. Yıkıma, talana, ölüme karşı inşayı, ıslahı ve yaşamı önceler. Savaş son çıkış noktasıdır. Neticesi fetih olan savaşın gayesi, zulmü sonlandırmak ve insanlar için yaşanabilir bir ortam tesis etmektir.

Günümüzde hangisi geçerli sizce? Cevabını biliyoruz, elbette İşgal. Maddi gücü üstün tutan anlayış, dünyanın dört bir yanında sömürüye ve katliama devam ediyor. İşgalci devletler, sadece kendi kolluk kuvvetleri ile değil işbirlikçilerinin de desteği ile sömürüyor. Dünyadaki bu işleyişin ötesinde insanlar arasındaki ilişkilerde de işgale dayanan anlayışı görebiliyoruz. Farklı düşünen iki insandan biri diğerine bedeli ne olursa olsun düşüncesini kabul ettirme çabasına giriyor. Farklı düşünenler toplumda çeşitli şekillerde cezalandırılıyor. Kişilere kendi fikrini özgürce dile getirme imkanı sağlanmıyor. İşgale dayanan anlayış ara sokaklarımıza, hatta evlerimize kadar sirayet etmiş durumda. Bütün bunlara karşı kendimizi, toprağımızı, evlerimizi yeniden fethetmek durumundayız.

Bu sayımızda “İşgal zillet, Fetih izzettir” dedik. Bu konuyu önemsiyoruz. Zira günümüzde işgalin yöntemi değişti. Artık fark edemediğimiz, sinsi bir işgal türü ile kaşı karşıyayız. Elektronik cihazlarla toplumlar dönüştürülebiliyor. Bu konu ile ilgili Malik Şahbaz’ın “Eğer dikkat etmezseniz medya sizin mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri ise sevmenizi sağlar” sözü çarpıcıdır. Bu sözde medyadan kasıt bahsettiğimiz elektronik cihazlardır. İnsanları kalbinden uzaklaştıran, bencilleştiren, asimile eden cihazlar en sistematik işgali gerçekleştirmiş oluyor.

Gün gelir, söz uçar, yazı kalır. Bu dergiyi içindeki notlarla birlikte 2017 yılının Mayıs ayına not ettik. Bütün çabamız, kimsenin farklılığından dolayı dışlanmadığı, haksızlığa maruz kalmadığı bir dünyada yaşamak. Tabi böyle bir dünyayı istemek, daha çok çalışmayı gerektirir, daha çok… 

İyi okumalar. Selam ve dua ile…

 

YAZAR HAKKINDA
Selam Yağmur
Selam Yağmur
Lisans eğitimini 2016 yılında Hacettepe Üniversitesinde tamamladı. Edebiyat okumayı istedi ancak puanı fazla kaçırınca mahalle baskısına maruz kaldı. "Edebiyat karın doyurmaz" kabulünün kurbanı oldu. Direniyor..
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN