GÜNDEM

Kendi Evreninde Yaşamak

Kendi Evreninde Yaşamak
Çocukluğumuzdan itibaren yetiştiğimiz ortamın da etkisi ile belli bir düzen etrafında okul, iş, askerlik vesaire şeklinde devam eden hayatımız; bir süre sonra monotonlaşarak ilerlemeye devam eder. Sosyal birer varlık olarak biz insanlar etrafımızdan bağımsız olarak değerlendirilemeyiz. Onlarla güler onlarla üzülürüz. Düşünce yapımızı bile daha çok etrafımız belirler. Herkes tarafından ortaya konulan eylemleri yapmayı daha çok tercih ederiz. Hatta doğru olduğunu bildiğimiz halde bazı davranışlardan dışlanma korkusu ile vaz geçebilecek kadar önem veririz etrafımızdaki kişilere. Çoğunluğa uymayı ret edenler psikoloji kliniklerinde tedavi altına alınacak kadar garipsenir. Hâlbuki bize herkes kendi hikâyesini yaşar diye denmişti, peki ama hikâyemizin başrolü bizsek diğerlerinin değil de bizim davranışlarımızın daha önemli olması gerekmez mi? 

Birer olay örgüsü etrafında dönen roman, hikâye veya dizilerde bir karakterin başından geçen olaylar detaylı bir şekilde işlenir. Olayların geçtiği mekânlar detaylı olarak betimlenir ya da gösterilir. Ana karakterin akrabaları, arkadaşları veya sevdiği kişiler bir bir tarif edilerek tanıtılır. Ana karakter bazen bir kapıcı bazen bir tarım işçisi ya da şirket sahibi zengin biri olabilir. Bu karakterin sosyo -ekonomik düzeyi ne olursa olsun her zaman odak noktası kendisidir. Diğer herkes sadece ana karakterimizle olan ilişkileri kadar önemlidirler.

Her birimizin imtihan için gönderildiği dünyada Allah bizleri ana karakter olarak var etmiştir. Sırf sen, ben,  o imtihan olalım diye ayrı ayrı; ama iç içe bir evren var etmiştir. Evet Allah sırf sen imtihan ol diye sana bir evren yarattı: Anne-babanı, kardeşini, arkadaşını okulda kullandığın sırayı bir yere giderken bindiğin otobüsü hatta sokaktaki sevimli kediyi bile sadece sen imtihan ol diye yarattı. Her birine olan yaklaşımı ve sorumluluğu belirlemek için bir de düzen yarattı. Kuluna bir evren yaratacak kadar önem veren Allah onu yalnız bırakmadı ve asla unutmadı. 

Evet, bu evrende senden başkaları da var ama onlar kendi imtihanlarını verirken senin açından sadece birer imtihan vesilesi değiller mi? Öznesi (halifesi) olduğun bu kâinatta herkes ile ayrı bir ilişkin olması onların imtihan aracı olmasından dolayıdır. Sen kendi hikâyenin başrol karakterisin diğerleri sadece senin rolünü güçlendirmek için varlar. Onları kendi nefsinden daha fazla sevmen kendi yerine tercih etmen noktasındaki emir de imtihanın gereğidir. Senin hikâyende öyle belli bir senaryo da yok; ölüm, doğum gibi külli irade dışında kalan her alan senin kendi kararlarınla oluşuyor. 

Kuluna bu kadar değer veren ve sırf imtihan olsun diye dağları denizleri hatta yıldızları yaratan Allah’a karşı yalnızlıktan yokluğa düştüğünü dile getirmen ya da başkaları yaptı diye yanlışlar yapman kendini küçük düşürerek, kendine verilen değeri küçümsemenden ve kendini küçük düşürmen dışında başka neyle bağdaştırılabilir?

Sen içinde bir evren taşıyan, dağların taşıyamadığı yükü tek başına yüklenen, yaratılmışların en üstünü olan İnsansın.

ÖNCEKİ YAZI ALTIN ORTA
YAZAR HAKKINDA
Vahap Turna
Vahap Turna
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN