GÜNDEM

Kudüs’ün Fethinden Lanlako'ya: Yeni Bir Dünya

Kudüs’ün Fethinden Lanlako'ya: Yeni Bir Dünya
Rivayet o ki; Selahaddin Eyyubi henüz küçük bir çocukken sahilde kumdan kaleler yapar. Ne yaptığını soran amcasına “Kudüs’ün surlarını yapıyorum.” cevabını verir.  Küçük yaşta Kudüs’le yatıp kalkan Selahaddin’e, ilerleyen yaşlarında dağınık halde bulunan İslam devletlerini bir araya getirerek Kudüs’ü fethetmek nasip olacaktı.

Henüz küçük bir çocukken Fatih Sultan Mehmet Han aldığı eğitimin yanı sıra İstanbul’u fethedecek topların resimlerini defterine çizer. Küçük yaşta hayallerini deftere nakşeden, İstanbul'la yatıp kalkan küçük Mehmet’e 1453 yılında hayalini gerçekleştirmek nasip olacaktı.

Yine Erbakan Hoca henüz küçük bir çocukken arkadaşlarıyla tamamen kendi tasarımıyla devletçilik oynar.  Kurduğu bu oyunda devletinin adı Lanlako’dur. Onun para birimini bile düşünür oyunun muhtevasında. Ufak denebilecek yaşta devlet kurup parasını basan Küçük Necmeddin büyüdüğünde hayalini gerçekleştirip, AB’ye karşı İslam Birliği fikrini ortaya atarak hemen akabinde Avrupa para birimine karşı İslam ortak dinarını bastırmıştır. D-8’ler, İslam Natosu, Adil Düzen… ve daha nice hayaller. Onun küçükken kurduğu bu muazzam hayaller, bugün yüzbinlerce insana mâl olarak, bu hayallerin gerçekleşmesi için tüm ülke sathında teşkilatlı bir mücadele yürütülmektedir. 

Küçük yaşlarda büyük oyunlar oynayan isimlerden birisi de Metin Yüksel’dir. Metin Yüksel arkadaşlarıyla beraber İslam Cemiyeti’ni kurar. Cemiyet adına mühür yaptırır. Ve bu cemiyete üye kaydı yapar. Ortaokul çağında da küçükken hayalini kurduğu cemiyet çalışmalarında daha aktif olabilmek umuduyla okulu bırakır. Ve bu uğurda da yirmili yaşlarda şehit olur. Geriye Fatih Camii’nin avlusunda boynu bükük bir dava ve Fatih Akıncıların başkanlığını yaparken kullandığı eski bir koltuk bırakmıştır.

Üstat Sezai Karakoç buraya kadar uzun uzun anlatmaya çalıştığımızı birkaç mısraya sığdırır, sözü yormadan. Küçük adamların, büyük hayallerinin şiirini yazarak çocukluğunun portresini çizdiği şiirinde bizi alıp götürür Asr-ı Saadet iklimine:

"Çocuklarla oynarken paylaşamazdık Ali rolünü

Ali güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar kahraman

Ali olmaktan bir sedef her çocukta’’

Söz yaşıyorsa, sözün zirvesi olan şiir varsa, ümit de var demektir. En nihayetinde çocuklarımızın yüreğinden tutan akıncılar ve onların şiirleri devam eder:

‘‘Babam lambanın ışığında okurdu

Kaleler kuşatırdık, bir mümin ölse ağlardık

Fetihlerde bayram yapardık

İslam bir sevinçti, kaplardı içimizi’’

 

YAZAR HAKKINDA
Burak Tekiner
Burak Tekiner
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN