BİLİM TEKNOLOJİ

Öğrenme Nedir? Öğrendiklerim Gerekli Mi?

Öğrenme Nedir? Öğrendiklerim Gerekli Mi?
Öğrenme ezber yapma değildir. Çünkü ezberlenen bilgiler bir süre sonra unutulurken öğrenilenler unutulmaz. Öğrenilen bilgi kullanılan bilgidir. Örneğin ilkokul ikinci sınıfta öğrenilen çarpım tablosu kolay kolay unutulmaz. Çünkü eğitimde ve günlük yaşamda sürekli kullanılır. Okuma yazma da unutulmaz. Çünkü hayatın her anında bir şeyler okuruz. İyi eğitim, iyi ve güzel düşünceyi kazandırır. Beyni geliştirir. Eğitimde önemli olan ezberlemek değil öğrenmeyi öğrenmektir. Eğitilmiş beyin, ezberleyip unutan değil, öğrenip uygulayabilen ve düşünebilen beyindir. Yapılan araştırmalar, görsel materyallerle ve ezberlenmeden öğrenilen bilgilerin daha kalıcı olduğunu ve unutulmadığını göstermektedir. Albert Einstein kendisine uzunluk ölçüleri ile ilgili olarak sorulan bir soruya herhangi bir kaynaktan iki dakikada bulunabilecek bir bilgiyi ezberlemenin yanlışlığını dile getirerek cevap vermiştir.

Okullarda öğrencilerin öğretmenlerine en çok sorduğu sorulardan bir tanesi öğrendikleri konuların ve derslerin günlük hayatlarında ne işe yarayacağıdır. Öğretmenlerin verdiği ortak cevap da “Yazılıda lazım olacağı” şeklindedir. Bu soru zaman zaman fizik dersi için bana da sorulmuştur. Öğrencilerin daha öğrenme aşamasında öğrenilen bilgilerin gereksiz olduğunu düşünmeleri başarısızlığın temel nedenlerindendir. Şayet bir bilgi yazılıda ya da üniversite sınavında karşısına çıkmayacaksa öğrenci bu bilgiyi gereksiz olarak görmekte ve öğrenmede isteksiz davranmaktadır. Peki, herkes çok iyi matematik ve fen bilimleri öğrenebilir mi? Ya da öğrenmek zorunda mı? Bu sorunun cevabı bireylerin hedefleri, yetenek ve ilgileri ile alakalıdır. İsteyen herkes matematikten ve fenden bir şeyler öğrenebilir.

İnsanlar ileri derecede fizik, kimya ve biyoloji bilgisine sahip olmasalar bile bu bilimler tarafından geliştirilen teknolojiyi kullanırlar. Örneğin bir insan hasta olduğu zaman doktora gider. Doktor hastalığa tanı koymak için röntgen ya da MR çekilmesini ister. Bu görüntüleme cihazları fizikle ilgilidir. Film sonuçlarına göre tanı koyar. Bu tanı anatomi ve biyolojiyle ilgilidir. Sonunda da tedavi için ilaçlar önerir. Bu ilaçların yapımı da kimya ile ilgilidir. Ancak insanlar bunların hangi bilimler tarafından geliştirildiğinin farkında olmadan bu teknolojiden yararlanırlar. Bunu daha da özelleştirirsek tıpta kullanılan görüntüleme cihazları, teknolojinin her alanında kullanılan lazerler, cep telefonları, internet, televizyon, tüm elektrikli cihazlar, ilaçlar ve kimyevi maddeler tamamen fizik ve kimya bilimleri ile üretilirler. Peki, her insan bu teknolojik araçları kullanırken, bunların bilimsel alt yapısını bilmek zorunda mıdır? Elbette hayır. Bugün özellikle, çok küçük yaşlarda kullanılmaya başlanan cep telefonlarının, internetin ve televizyonların, arabaların, elektrikli ev aletlerinin çalışma tekniği bilinmeden de rahatlıkla kullanılabilir. Ancak tıp ve mühendislik gibi alanlarda çalışanlar, bu teknolojinin alt yapısını bilimsel anlamda bilmek zorundadırlar. Günlük hayatta kullanılan ve yaşamı kolaylaştıran bu teknolojilerin bir ülkede üretilmesi ve daha da geliştirilebilmesi için fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi temel bilimler gereklidir. Bu bilimler içinde de fizik bilimi tüm mühendislik ve elektronik teknolojisinin temeli olduğu için önemli bir yere sahiptir.

Bir ülke bilimsel anlamda ne kadar ilerlemişse, teknolojide de o derecede ileride olacaktır. Bu da maddi gücü ve siyasi gücü getirecektir. Teknolojiyi çok güzel bir şekilde kullanabilen bir insan, elbette temel düzeyde de olsa bu teknolojinin hangi bilimsel mantıkla geliştirildiğini anlayabilir. En azından okullarda yıllarca fen bilimleri ve matematik eğitimi almış bir öğrenci anlayabilir.

Bunları öğrenmek demek, sadece test çözebilmek anlamına gelmez. Günlük hayatta karşılaşılan birçok doğa olayının ve teknolojinin bu bilimlerle alakalı olduğunu ve bunların temel fen kuralları ile alakalı olduğunu bilmek başlangıç için yeterlidir. Daha derinlere inildiğinde fen kanun ve teorileri detaylarıyla öğrenilebilir. Tabi ki ileride matematik ve fen bilimleri temelli meslekleri tercih edecek olan gençlerimiz alanlarında başarılı olabilmek için bu bilimleri çok iyi düzeyde öğrenmelidirler. Bugün tıp, diş hekimliği, astronomi, elektrik, makine ve inşaat mühendisliği gibi birçok meslek tamamen fen bilimleri ve matematikle alakalıdır. Bu mesleklerle ilgili bir hedefiniz varsa fen bilimleri ve matematikte iyi olmalısınız. Bu bilimleri derinlemesine öğrenip meslek hayatınızda da kullanmaya başladığınızda öğrendiklerinizin ne kadar gerekli olduğunu anlarsınız.

Burada şunu da belirtmeliyim. Gelişen teknolojiyle birlikte bazı çalışmalar bilgisayar ve yapay zekâ ile yapılmaya başlandı. Bu da bazı bilgilerin gereksiz olduğunun düşünülmesine neden olabilir. Ancak olayın felsefesini anlamak ve bilim üretebilmek için aynı zamanda beyin gelişimi için temel bilgiler ve kurallar öğrenilmelidir, düşüncesindeyim. Acaba fen bilimleri ve matematikle alakalı meslekleri tercih etmeyenler bunları öğrenmeli mi? Ya da öğrense ne işlerine yarar?

Her insanın fen ve matematikten anlayabileceği bir şeyler vardır. Ancak ileride yukarıda bahsedilen alanlarla ilgili meslekleri tercih etmeyecek olanların, korkulu rüya olarak görülen matematik ve fen bilimleri derslerini istemeden almaları başarısızlığa sebep olmaktadır. Fen bilimleri ve matematik dersleri teknolojiyle ilgili alanlarda eğitime devam etmeyeceklere temel düzeyde verilmelidir. Öğrenciler yoğun problemlere boğulmayıp onlara ana hatlarıyla temel felsefesi anlatılmalıdır. Böylece bilim ve teknolojiye ilgi duyanlar bunları öğrenmeye yönelirken, diğer öğrenciler yaşamlarının vazgeçilmez bir parçası olan teknolojinin kaynağını öğrenmiş olurlar.

YAZAR HAKKINDA
Hasan Kaya
Hasan Kaya
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN