FİKRİYAT
Q Gibi Aşık Olmak
“Leyla” dilden dile geze geze kirletildi ve bütün aşk sözleri Leyla üzerine kusuldu. Leyla ve Mecnun’un dizisi çekilince, ellerindeki aşkı kaptırdığını düşünen muhafazakâr kesimin imdadına, Yusuf dizisi yetişti. Artık bütün kızlar Züleyha bütün erkekler birer Yusuf’tu. “Yusuf’un imtihanı sevilmektir. Yakup sever kuyuya düşer, Züleyha sever zindana” sözlerinin basıldığı kitaplar hemen raflarda yerini alacaktı. Mecnun’un hırkasıyla ilgilenmeyenler, Yusuf’un gömleğiyle de çok ilgilenmediler. Sonra bir şey daha fark edildi. Mecnun’dan damat olmaz ama Yusuf’tan olurdu. Çünkü Mecnun çeyrek kilo mehir alamazdı ama Yusuf gibi bir maliye bakanı alabilirdi. Bu yüzden mehirsiz platonik âşıklar Leyla’yı, kolu altın burma dolanlar Züleyha’yı okudular.
Kanaat önderliği yerini kağıt önderliğine bırakıyor yavaş yavaş. En çok satan “elifler”, sanki dini bir hayatı bu kitaplardan öğrenebilecekmişiz hissi uyandırıyor. Hissi uyandırıyor ama yaşantıyı öldürüyor. İhlaslı bir kanaat önderinde görebileceğimiz takva hayatı, kitabın kahramanında görülse de yazarında görülmüyor. İmar edilmesi gereken duygularımız, bu kitaplarla istismar ediliyor. Bu yüzden hakiki bir kanaat önderinin sohbeti on kişi tarafından dinlenilmezken, ilk baskıya yüz binlerle giriyor lamı cimi bol kitaplar.
Okuyan okuduğunu anlama ihtiyacı hissetmiyor sadece okur görüntüsü vermeye çalışıyor. Bu yüzden yazarlar için yazmak değil kitap çıkarmış olmak önemli hale geliyor. İlk paragrafta üç Arap harfini kullandığımı vurguladım. Eğer paragraf üzerinde düşünüldüyse, Q harfini de kullandığım için “… yazıyı İslamileştirdim” sözünde bir çelişki olduğu fark edilir. Hatta düşünce biraz daha zorlanırsa, “Q harfi de var o halde yazı sekülerleşmiş” yorumları bile yapılabilir. Ama genel anlamda okuyucu fazla düşünmek istemez ve yazarın verdiğiyle yetinir. Okuma üzerine düşünmediğimiz için bir yazıdan neyi talep ettiğimizi bilmiyoruz. İşte tam da bu yüzden yazarların istediği şekilde tatmin oluyoruz.
Minareyi çalan kılıfı hazırlarmış eskiden. Şimdi minareyi çalan kılığını hazırlıyor. Kitaplarda müstehcen kelimeler yerine sufizme bulanmış sözler kullanılınca kılık hazırlanmış oluyor. Hal böyle olunca gözümüzün önünde koca minarelerin taşları bir bir sökülüyor da varmıyoruz farkına. Her sayfada bir şeyler kopuyor bizden. Aşk diye diye aşkımızı aldılar mesela. Büyük puntolarla basılan o koca kitaplarla, paramızı ve zamanımızı da çaldılar. Bizse 494 sözcüklü bir sayfa yazıyla utanmadan kafa tutmaya çalışıyoruz, bol sayfalı çok satan kitaplara.
ÖNCEKİ YAZI
AKIL SUSMUYOR
SONRAKİ YAZI
BU FOTOĞRAFIN NERESİNDEYİZ?
YORUMLAR
Mehmet Ali IYIYOLBULAN
23-10-2017 - 13:55
Aşk para gösteriş niyet vs vs güzel olmuş tespitler hayırlı olsun anlayana . Başarılar dilerim Tebrikler paşam
YORUM YAPIN
GENEL YAYIN YÖNETMENİ