KÜLTÜR SANAT
Resim Defteri
"Oğlum başka renkler de var, istersen biraz da onları kullan. "
Ucunu yeniden açıp uzattım kalemi.
"Olmaz baba, bayrak boyuyorum. "
Merakla sordum hemen.
"Ne bayrağı bu? "
Cevap vermeden attı kendini halının ortasına. Arkasından sessizce yaklaşıp ne boyadığını görmek istedim. Şaşkınlıkla kâğıdı elime aldım. Ahmet geldiğimden beri Türkiye bayrağı ile yan yana çizilmiş Çin bayrağı boyuyormuş. Sinirlenmiştim. Sakince Ahmet 'i kucağıma aldım. Diğer elime de kâğıdı alıp Ahmet’e döndüm.
"Oğlum bunu sana kim verdi? "
"Öğretmenim istedi baba. Yarışma varmış. Hayalinizdeki Çin'i çizin dedi. Ben de bayrağımız ile yan yana çizdim. Kötü mü olmuş? "
Ahmet'i kucağımdan indirip beklemesini istedim. Mutfağa gidip eşime ödevden haberi olup olmadığını sordum. Onun da haberi yokmuş. Sıkı sıkı tembih ettim, verilen ödevleri kontrol etmesi için. Sonra tekrar salona döndüm. Ahmet'i karşıma bir büyük insanmış gibi oturtup konuşmaya başladım:
"Bak oğlum biz Müslümanız. Biz ümmetiz. Nasıl ki sen ablanla kardeşsin; tıpkı Doğu Türkistan'daki Müslümanlar da senin kardeşin. Anladın mı? "
Ahmet şaşkın şaşkın gözüme bakıyordu:
"Evet baba ama Doğu Türkistan neresi? "
Tabletini getirmesini istedim. Tabletten ona Doğu Türkistan’ın neresi olduğunu gösterdim.
"Baba bak burası da Çin, çok yakınlarmış. "
"İşte tam da bunu anlatmak istedim oğlum. Yaşın küçük değil. Çin devleti kardeşlerimize zulmediyor. O yüzden biz Müslüman kardeşlerimizin yanında olmak, zalimlerin de karşısında olmak zorundayız."
Ahmet anlamıştı ne demek istediğimi. Yemekten sonra tekrar salona geçince ondan gökyüzü mavisi boya kalemini ve resim defterini getirmesini istedim.
Sabah işe gitmeden önce sıkı sıkı tembihledim Ahmet'i. Akşam işten gelince ne olacağını merak ettiğim için hemen Ahmet'i yanıma çağırdım.
"Bugün resim dersinde ne oldu, anlat bakalım. "
"Öğretmen herkesin çizimlerini inceledi. Yarışmaya gidecek olanları seçti. Ama benimki hariç. Sıra bana gelince resim defterimi çıkarıp gösterince şaşırmış halde bunu sen mi yaptın dedi. Ben de seninle birlikte yaptığımı söyleyince defteri eline alıp masasına oturdu. Sonra uzun uzun senin yazdığın nota baktı baba. "
Tebessüm ederek:
"Sonra ne oldu? "
Seçtiği tüm çizimleri yırtıp attı. Sana da bu notu gönderdi.
Resim defterinin köşesine yazılmış kendi notumu ve öğretmenin notunu okuyarak şükrettim:
"Resim defterinin bu sayfasına yapıştırdığım, bitmek üzere olan bu kırmızı kalem gibi değil mazlumların kanı öğretmen bey. Öyle ki bizim ‘Hayalimizdeki Doğu Türkistan’ yüzlerin güldüğü şu masmavi gökyüzü gibi bir Doğu Türkistan'dır. O yüzden bu kırmızı kalem sadece zalim Çin'in akıttığı kanı,, bu mavi kalem de o mazlum Doğu Türkistan’ı çizer ancak. "
"İşimiz iyiyi, güzeli, doğruyu öğretmektir. Ben yıllardır bu boya kalemleri ile çocuklara iyiyi, doğruyu, güzeli anlatmaya gayret ettim. Fakat görüyorum ki şu iki renk bütün renklerin bir araya getirdiği resimlerden daha etkili... Şu iki boya kalemi ile bundan daha iyi anlatılabilecek bir resim olamaz. "
ÖNCEKİ YAZI
DÜN GEÇTİ, YARIN MEÇHUL, ÖMÜR DEDİĞİN BUGÜNDÜR
SONRAKİ YAZI
DÖNÜŞÜ YOK BU GİDİŞİN
YORUMLAR
YORUM YAPIN
GENEL YAYIN YÖNETMENİ