EDİTÖR

Şahit Olmak Sızısı

Şahit Olmak Sızısı
Doğuma şahit oldum, gözlerimi açınca dünyaya şahit oldum. İnsana şahit oldum, kara dumanlar üfüren trenlere, istasyonda terk edilmiş merhamete, dünyayı güzelleştirmek için ter döken güzel adamlara şahit oldum. Alınteriyle, tırnak ile diş ile emeği değerli kılan babaya, yeryüzü sahasında varlığa da yokluğa da şahit oldum. 

Vakit tükenirken, saatler kaçarken bizden, seneler varlığı belirsiz geçmişler kümesine dâhil olurken zamansızlığa şahit oldum. Zaman, bir çocuğun kederli gözlerinde durdu. Enkazdan geriye kalan çığlığa şahit oldum. Yamalı elbiseye, yanaktan aşağı süzülen gözyaşına, göğsünü yumruklayan annenin feryadına, sessizliğe gömülen harabeler kentinin büyüttüğü öfkeye şahit oldum. 

Çekişmelere, sürtüşmelere, kardeşler arasına düşen su-i zanna şahit oldum. Dehşetine şiir yazmak için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen, kalbi kararmış mahlûka şahit oldum. Nurullah Genç’e kulak vermişken dilimde Hucurat Suresi 10. Ayet, dolandım durdum; “Müminler ancak kardeştir. O halde iki kardeşinizin arasını düzeltin. Allah’tan korkun ki merhamete layık görülesiniz.” 

Peygambere yazılmış şiirlerden kaçıncısıydı dinlediğim bilmiyorum. Sonra devam etti Genç: 

Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü, 

Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü, 

İniltiler geliyor doğudan ve batıdan, 

Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü…

Düştü karanlıklar gibi kentlere isyan, Firavun olmak arzusu insanı kemirdi içerden. Görünüşe göre herkes zulme karşı. Başkasının putuna İbrahim kesilmişlerin diyarında put da eksik değil, savaş da… Namlusunu zalime doğrultmayan silah kimin? Kardeşler arasına duvar ören savaş kimin?  

Ayağımızın altından kayıyor bir şeyler. Sesler ve gölgeler birbirine karışıyor. Görmeyi zorlaştıran, gerçeği perdeleyen bütün organlar canhıraş çalışıyor. Neticede her karışına zalimin postalı değmiş topraklara gömüyoruz sevdiklerimizi. 

Ölmesine ölüyoruz, gömmesine gömüyoruz ya canlarımızı soğuk toprağa. Bir de kafamızı kuma, idrakımızı ikili ilişkilere gömüyoruz. Yaşamak; farkına varmaksa bir değerin, sırrına ermekse bilinmeyenin, aramak ise her yerde varların varını, işte o zaman yaşamak. Arayan için patika yol kâfidir, aramayana otobanın faydası yoktur. Şahit olmak, aramaktır. En yüceyi, en iyiyi, en güzeli aramaktır. Şahit olmak, çetin yolculukta insanın yenilgisine tanık olmaktır. Şahit olmak, en yüceyi bulmak için gerekirse canını feda etmektir.

Şubat ayı, şahitler ayı. Şahit olmuşlar, fedakârlık etmişler, haksızlığa uğramışlar, cefaya katlanmışların ayı. Bu dünyadan bir kere şerefiyle geçmeye gayret edenlerin ayı. Güçlünün iktidarına değil, yegâne güç sahibi olan Allah’ın mutlak iktidarına teslim olanların ayı Şubat. 

Yardan, anadan ve serden geçenlerin ayı Şubat. Acılar kemiklerini sızlatırken, anneyi gurbette özlemler içinde bırakmış olmanın sıkıntısı yakasını kavramışken yeni çileleri göğüsleyenlerin ayı Şubat. Kitleler ihtiraslarının peşine deli divane düşmüşken kendini frenlemek kolay mı? Herkes gibi olmamak, taşlanmak, dışlanmak, tekfir edilmek, kurşunlanmak pahasına yol yürümek… “Kim ne der?” putunu parçalayarak yola revan olanların ayı Şubat. Kutlu olsun. 

YAZAR HAKKINDA
Selam Yağmur
Selam Yağmur
Lisans eğitimini 2016 yılında Hacettepe Üniversitesinde tamamladı. Edebiyat okumayı istedi ancak puanı fazla kaçırınca mahalle baskısına maruz kaldı. "Edebiyat karın doyurmaz" kabulünün kurbanı oldu. Direniyor..
YORUMLAR
Enes Kuşak
11-02-2018 - 23:45
\"Şâhid olmak bir büyük sorumluluğa ortak olmak demektir ...\"
YORUM YAPIN