GELİŞİM

Sınav Psikolojisi İle Mücadele

Sınav Psikolojisi İle Mücadele
Adım adım yaklaşan üniversite sınavına hazırlık amacıyla başlattığımız yazı dizininin bu ay üçüncü basamağındayız. Daha önceki yazılarımızda dersleri hangi yöntemlerle çalışmamız gerektiği ve sınava hazırlıkta zaman yönetimi konularına değinmiştik.  Bugün bahsetmek istediğimiz konu ise üniversite sınavına hazırlıkta psikolojik mücadeledir. 

İnsan fıtratı gereği mental açıdan fazlasıyla kırılgan bir yapıya sahiptir. En ufak darbelerden bile büyük yaralar alan bu ruhsal yapı güçlendirilip geliştirilmez ise bireyin yaşam mücadelesinde başarıya ulaşması zorlaşacaktır. Hele ki henüz ergenlik psikolojisi içerisinde iken bir de kendisi gibi sınava hazırlanan 2 milyon kişi arasından başarı ile çıkabilme arzusu gençlerimizin kaldırmakta zorlandığı büyük bir yüktür. Bu ve bunun gibi duygusal olarak kişiyi yoran meseleler insanın moralini bozduğu gibi aynı zamanda yaptığı işten alınan verimi de zedelemektedir. Esas konumuz olan üniversite sınavına hazırlık da direkt olarak psikolojik mücadele ile bağlantılıdır. Bu noktada konuyu derinleştirmek için geçtiğimiz ay vefat eden uzman psikolog Doğan CÜCELOĞLU’nun konu ile ilgili vermiş olduğu bir örnek anlatım ile ilerleyeceğiz.

Merhum CÜCELOĞLU, sınav hakkındaki olumsuz tutumlarımızı bir süreliğine kenara koymamız gerektiğini çünkü negatif duyguların kısa süreli bellekte yer kapladığını ve öğrenmeye zarar verdiğini belirtmiştir. Devamında verdiği şu örnek konunun çok daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır. 

Örnekte üniversite sınavına hazırlanan 2 öğrenciyi temsilen 2 bardak üzerinden ilerleyeceğiz. Bu bardakların ikisi de aynı özelliklere sahip. Fakat bu 2 bardak arasında bir fark var; kişisel problemlerin fazlalığı. Hadi bu iki bardağın biri A kişisi biri de B kişisi olsun. Problemlerimizin de küçük toplar olduğunu varsayalım. A kişisi ergenlik çağında olması sebebiyle ailesine karşı agresif tavırlara sahip ve onlarla arası bozuk, bardağımıza bir top ekleyelim. Çevresinde öfke beslediği bazı kimseler var ki öfke duygusu diğer tüm olumsuz duygulardan daha fazla zararlıdır. Büyükçe bir top daha ekledik. Daha sonra bu kişi kaybetme korkusuna sahip ve kendisinin yetersiz olduğunu düşünüyor. 1 tane daha ekledik. Elalem ne der düşüncesi var, +1. Ailesine karşı mahcup olma, +1 daha. Ve son olarak özgüven eksikliği var. Şimdi B kişisine geçelim; bu genç de ergenlik döneminde fakat ailesi ile iletişimi A kişisine göre daha iyi. Çevresine karşı öfke duymuyor. Başarısız olmaktan korkuyor ama elalem ne der diye değil aileme mahcup olurum düşüncesiyle. Ve son olarak bu arkadaşın diğerine göre kendine güveni daha fazla.

Her bir topu bardakların içerisine koyduktan sonra bu bardaklara alabildiği kadar su dolduralım. Su burada öğrendiğimiz bilgileri temsil ediyor. Doldurduktan sonra bu bardakların içerisinden topları çıkartalım. Göreceksiniz ki toplar, A kişisinin bardağının yani kısa belleğinin % 75’ ini doldururken, B kişisinin % 25’ ini dolduruyor. Yani demek oluyor ki A kişisi aynı kapasiteye sahip olmasına rağmen B kişisinin 1 saatte öğrendiği bilgiyi ancak 4 saatte öğrenebiliyor.

Bu örnekten çıkarılacak sonuç: siz öğrenci kardeşlerimizin vermiş olduğu emeklerin boşa gitmemesi için en azından sınav süreci bitene kadar negatif duygulara kapılmamak için özel bir çaba sarf etmektir. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi sınavda başarı sadece sürekli ders çalışmak ile olmaz bunun yanında zamanımızı verimli kullanmalı, en doğru çalışma tekniklerini belirlemeli ve bunlar ile birlikte mental direncimizi arttırmalıyız. 

Son olarak yapmış olduğu çalışmalar ile ufkumuzu açan merhum Doğan CÜCELOĞLU’na Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabır ve kendisine sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

ÖNCEKİ YAZI KIRIK PİYANO
YAZAR HAKKINDA
Ahmet Fazıl Şenol
Ahmet Fazıl Şenol
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN