KÜLTÜR SANAT

Sokullu Mehmed Paşa

Sokullu Mehmed Paşa
Tarihte nice şahsiyetler vardır ki anlatmakla bitmez. Söylemekle tükenmez. O şahsiyetlerdir ki dini mübin İslam için canlarını ortaya koymuş, halkına ülkesine ümmetine ve milletine hizmetten bir an olsun kendisini çekmeden mücadelelerini sürdürmüşlerdir. Hep tarihi şahsiyetleri anlatırken belki bu şekilde değinmelerden bahsediyor olabiliriz. Ancak yiğitleri anlatmak, onların yaşayışlarını, mücadelelerini, tarihe kattıkları değerleri ve en önemlisi hizmetlerine değinilmesiyle birlikte onları anmak ve de anlatmakla değerini bir nevi aktararak hayatımıza yansıtabiliriz. Yazıyı yazarken ve anlatımı sağlarken heyecanla yazdığımı belirtmeyi sizlere ve kendime söylemeyi bir borç bilirim. Tarihte ikinci adamlar bazen kendilerini gösteremeyebilirler ya da farkında olmadan veya dikkati çekecek şekilde bahsedilmeden şahsiyetlerini ortaya çıkaramayabilirler. Böylelikle onların adlarını ve şanlarını da çok sıklıkla duymayabilirsiniz. Bu minvalde konuyu düşüncelerimde tartarken tarihimize adını altın harflerle yazdırmış, zamanının padişahları ve insanlarında güzel bir izlenim bırakmış önemli bir devlet adamını anlatacağız: Sokullu Mehmed Paşa…

Donanma Komutanı, Sadrazam, Uzun Mehmed... Sokullu Mehmed Paşa bugünkü Balkanların inci ülkesi, önemli bir tarihi eseri niteliğinde ve kültürümüzü andıran Bosna Hersek’te 1505 yılında dünyaya gözlerini açmıştır. Onun doğduğu dönemde Bosna Hersek Osmanlı Devleti’ne bağlıydı ve devletin başında I. Süleyman (Kanuni) bulunmaktaydı. Osmanlı kuruluşunda oluşturduğu bir sistemle, özellikle bu dönemde Balkanlarda birçok hristiyan aileye mensup özenle seçilen ve daha çok kimsesiz çocukların alınıp Müslüman yapıldığı, sonrasında İslam ve Türk kültürüne göre yetiştirilmesiyle devlet adamı olarak hizmete gönderdiği bir projeyi uygulamaktaydı (Devşirme Sistemi).

Kısaca bahsini geçtiğimiz bu sistemle yetişen devlet adamlarından biri de Sokullu Mehmed Paşa’dır. Bu sistemle yetişen Müslüman olan ve Osmanlı Devleti’ne çok ama çok önemli hizmetler yapmış birçok tarihi karakter vardır. Biz de bu tarihi karakterlerden Sokullu Mehmed Paşa’dan bahsedeceğiz.

İlk eğitimini doğduğu yerde, manastırda dayısından alan Mehmed Paşa, eğitiminden sonra papaz yardımcısı olarak çalışmaya başlamıştır. İsmini; kendisini manastırdan kurtarıp seçen ve devşirme sistemiyle Osmanlı Devleti’ne kazandıran Yayabaşı Yeşilce Mehmed Bey’den almıştır. Yabancı tarihi kaynaklara göre devşirildiğinde 18 yaşında olduğu söylenmektedir. Edirne’de sarayda Sultan Kanuni Süleyman’a Bosna Hersek’ten devşirilmek için getirilmiş ve toplanılmış yaklaşık 40 çocukla birlikte hükümdarın huzuruna çıkmıştır. Sonrasında artık Edirne’de eğitim almaya başlamış ve Mehmed ismi kendisine verilmiştir.

Ardından büyük bir gayretle İstanbul’a saraya geçmiş ve Enderun’da eğitim almaya başlamıştır. Sırasıyla artık buradan sonra devlet görevi başlamış ve ufakça görevler kendisine teslim edilmiştir. Bir şekilde babası ve diğer birkaç akrabısını İstanbul’a getirten Mehmed Paşa, babasınında İslamiyetle şereflenmesine vesile olmuştur. Bundan sonra daha büyük görevlere yükselmeye başlayan Mehmed Paşa, en sonunda yine mühim bir görev olan vazifesine geçiş yapmıştır. 1546 yılında büyük devlet adamı, siyasetçi ve kumandan Barbaros Hayreddin Paşa’nın vefatıyla Kaptan-ı Deryalık (Donanma Komutanlığı) görevine getirilmiştir. Sonrasında Osmanlı’nın batı topraklarını temsil eden Rumeli Beylerbeyliği gibi çok daha büyük bir vazifeye geçiş yapmıştır. Her geçen günlerde Sokullu Mehmed Paşa’nın görevleri hükümdarın güvenini kazanmasından dolayı daha da artmaktadır. Zaten böylelikle Mehmed Paşa, Kanuni’nin vefatından sonra gelecek 2 hükümdarın da yanında olacaktır. Aynı zamanda Kanuni’nin oğulları Şehzade Selim ve Bayezıd’ın yaşanan taht kavgaları mücadelesinde Kanuni’ninde isteğiyle Şehzade Selim’in yanında yer almıştır ve Şehzade Selim’in tahta çıkmasında çok önemli rol oynamıştır.

1561 yılında İkinci Vezirlik makamına yükselmiştir. 1566 yılında Kanuni’nin Zigetvar Seferi’nde kuşatmada bizzat görev almaktaydı. 1 ay süren kuşatma esnasında Kanuni seferde hastalanıp vefat edince bütün idare ona kaldı. Burada büyük bir devlet adamlığı yeteneğini göstererek hiçbir şey olmamış gibi kuşatmaya devam etmiş ve kuşatmanın zarar görmemesi için askerlerin hiçbirisine Sultanın vefat ettiğini söylememiş, görevine ciddiyetle devam etmiştir. Burada birkaç devlet görevlisi hariç hükümdarın vefat ettiği bilinmiyordu. Kütahya’da olan Şehzade Selim’i gizlice İstanbul’a davet etmiş ve hükümdarlık vazifesine geçmesi gerektiğini bildirmiştir. Böylelikle Osmanlı’da II. Selim dönemi resmen başlamıştır. Yeni Padişah başkente gelene kadar bu sırrı 3 hafta kadar herkesten saklamıştır. Ancak fetihle sonuçlanan sefer sonucunda vefat haberini askerlere de bildirmiştir. Bunu yapmak zorundaydı çünkü herhangi bir üzüntü ya da başsız bir netice ile sefer sıkıntıya düşebilirdi.

Don-Volga nehirleri birleştirme projesini ortaya çıkardıysa da gerçekleştirmeyi başaramamıştır. Tarihimizde mühim önemi olan bugün de bize ait olan Kıbrıs’ın fethini sağlamıştır (1573). Artık bu dönemde (II.Selim) Sokullu Mehmed Paşa, Sultan’dan sonra devletin en önemli adamıdır. 1574 yılında Sultan Selim’in vefatıyla birlikte yine onun desteğiyle onun oğlu Sultan III. Murad tahta geçmiştir. Bu olaylar meydana gelirken devlet kademesindeki birtakım insanlar, artık Mehmed Paşa’yı çekemez olmuşlardır. Bunun sonucunda Mehmed Paşa’nın III. Murad döneminde nüfuzu azalmaya doğru gitmiş, kendisi hakkında olumsuz faaliyetler artarak zamanla devlet yönetiminden uzaklaşmaya başlanmıştır. Hatta kendisine yakın birçok devlet adamı görevden alınmış, azledilerek vazifelerinden sürülmüşlerdir.

Yine devlet görevindeyken “İkindi Divanı” toplantısının çıkışında, derviş kılığına girmiş bir şahıs tarafından kalbinden bıçaklanmıştır. Ağır yaralanması sonucunda çok süre geçmeden 12 Ekim 1579 tarihinde hayatını kaybederek dar-ı bekaya irtihal eylemiştir. Kararlı bir devlet görevlisidir. Hiç yılgınlık göstermemiştir. Hayatı hep savaş meydanlarında ya da bir devlet adamlığı vazifesiyle devam etmiştir. Büyük bir zekaya sahiptir. Devlet işlerinde dur durak bilmez, zorluklara karşı göğsünü gererek mücadelesinden ödün vermemiştir. Adını tarihe sımsıkı yazdırmıştır. Kanuni, II. Selim, III. Murad’a Sadrazamlık yaparak ne kadar mühim bir devlet adamı olduğunu o günlerde olduğu gibi bugünlerde de göstermektedir.

Bunların yanında birçok hayır çalışmasında da bulunmuştur. Çeşme, külliye, medrese gibi birçok tarihi eseri yaptırarak bir yandan da bu vazifelerini yerine getirmiştir. İstanbul’da kendisi adına 2 Camii yapılmıştır. Bunlardan biri vefatından sonra Mimar Sinan tarafından yapılan Camii’dir. Mezarı bugün İstanbul Eyüpsultan ilçesindedir. Ruhu şad olsun. Özlem ve rahmetle kendisini anıyoruz, mekânı cennet olsun.

YAZAR HAKKINDA
Selman Güvenkaya
Selman Güvenkaya
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN