BİLİM TEKNOLOJİ
Solucan Delikleri
Nereden geldiğimiz ve evrenin nasıl bir sonla karşı karşıya olduğu kadar, çalışma sistemi de insanlar için hep ilgi çekici ve araştırılmaya değer olmuştur.
Big Bang'le yaratılan evren; madde, yıldızlar ve gezegenler gibi gök cisimlerini oluşturduktan sonra eşref-i mahlûkât yani yaratılmışların en şereflisi olan insan sahneye çıkıyor. İnsanoğlu diğer varlıklardan farklı olarak düşünme, inanma ve idrak etme özelliklerine sahip. İşte bu vasıflar onu incelemeye ve araştırmaya yöneltiyor.
Yaratılışı anlayan insanoğlu, doğadaki ilahi ve bilimsel düzeni de düşünmeye devam ediyor. Geldiğimiz noktada ise uzay, en ilginç ve merak edilenler arasında ilk yerini almış durumda.
1905’lerde izafiyet teorileri ile bilim dünyasını sarsan Einstein, bu teorilerin bir sonucu olarak; çok uzun mesafeleri, çok kısa sürede geçmeye yarayabilecek bir düşünce deneyi daha ortaya atıyor. Einstein-Rosen Köprüsü de denilen solucan delikleri işte bu köprü.
Hiç bir zaman gözlemlenemese bile var olabileceği, Genel Görelilik Teorisi’yle imkan dahilinde olan ''evrendeki kestirme yol'' iki farklı boyut arasındaki, beyaz delikler ve kara delikler arasındaki, bağlantıya deniliyor.
Kendi içine çökebilme ihtimali, radyasyon yayma özelliği ve içinde ne ile karşılaşılacağının bilinmemesi gibi handikapları olan solucan delikleri; şayet yeterli bir boyuta sahip olabilirse başka bir paralel evrene geçiş için kullanılabilir. Aslında solucan deliklerinin sonunun nereye gideceği kestirilemiyor. Şimdilik 10 cm-45 cm genişliğinde bir boyuta sahip olduğu düşünülüyor. Bu yüzden bu aşamada seyahat için uygun değil. Çünkü böyle bir solucan deliği açılsa bile her an kapanabilir ve ne kadar açık kalacağı belli değildir.
ÖNCEKİ YAZI
IRKÇILIĞA PANORAMİK VE AKTÜEL BİR BAKIŞ
SONRAKİ YAZI
ÖZSEVME, ÖZÜNÜ SEV!
YORUMLAR
YORUM YAPIN
GENEL YAYIN YÖNETMENİ