Tarihin her döneminde göz önünde olmayı, takdir edilmeyi önemseyen bir yapıya sahip olmuşuzdur. Takılar kullanarak süslenmeyi veya çeşitli gereçlerle fiziksel güzelliği arttırmayı önemseyen insanoğlu çeşitli araç gereçlerin yanında hayatta kalmak adına hiçbir katkısı olmayacak süs eşyaları da üretmeyi ihmal etmemiştir. Özellikle göz önünde olan varlıklı veya makam sahibi kişiler için güzel görünmek, takdir edilmek elbette daha önemliyken diğer insanlar için aynı derecede önemli olduğu söylenemez.

Günümüz dünyasına gelecek olursak artık herkes göz önünde, her sosyal medya platformu birer podyum hâline gelmiş. Beğen butonları ile herkes birer jüri üyesi kesilirken insanlar ne yazık ki fiziksel görünüşlerinin yanında yedikleri yemek, kullandıkları araç gereç, yaşadıkları ev ve sosyal çevre hatta düşünce mantalitelerine kadar toplum tarafından değerlendirilerek puanlanmaya başlanmış durumda. Bir toplum karakteri hâline gelmiş bu ve benzeri değerlendirmeler ile birbirimizle her alanda faydasız bir yarış içerisine itilmişken çok hızlı değişen moda anlayışı yüzünden de hep mutsuz ve eksik kaldığımız hissine kapılıyoruz. Kullanım amacı doğrultusunda uzun yıllar boyunca hizmet verebilecek araç gereçler üzerinden oluşturulan moda anlayışı sonucu, henüz satın aldığımız bir ürünün yenisinin piyasaya sürülmesi ile eskiye dönmesi düşüncesinden ve yine çağın gerisinde kaldığımız hissiyatından kurtulamamaktayız.

Yaşadığımız bu denli fazla ve hızlı değişim sonucunda, bizlere bahşedilmiş bir meziyet olan adaptasyon özelliğimiz dâhi düzgün çalışmamakta, sürekli yarış hâlinde olmamız bizi fiziksel ve mental olarak yıpratırken ortaya çıkan tatminsizlik hissi yüzünden hayattan kopma durumu ile karşı karşıya kalmaktayız. Bütün bu nedenlerin bir sonucu olarak da tarih boyunca hiç olmadığı kadar psikolojik anlamda rahatsız birey ortaya çıkmıştır. Depresyon, stres kaygı bozuklukları gibi birçok rahatsızlık günlük hayatımızın birer parçası haline gelmiş durumda. Henüz hiçbir sorumluğu olmayan çocuklar dahi bu durumlardan muzdarip ve uzman yardımı almak zorunda kalmakta.

Aslında gösterişten uzak, kendisine nasip edilen dünya nimetleri üzerinden hava atmanın bir marifet olmadığına inanması gereken bizler için, tesettür meselesini bu cihetten anlamak gerekir. Sadece fiziksel güzelliğimizi değil aynı zamanda nasibimize düşen her türlü dünya nimetini belli bir sınır dâhilinde görünmesine izin vermek. Diğer insanların şükürsüzlüğüne neden olacak davranışlardan kaçınarak daha sade bir hayat anlayışı belirlemek durumundayız. Hem Rabbimizin emir ve yasaklarına uymak hem de gündelik hayatta daha düzgün bir ruh hâline kavuşmak adına yapmalıyız bunu.

Moda, modernite, trend gibi kavramlarla çizilen ve asla tam anlamı ile uyamayacağımız standartlarla belirlenen, sağlıksız ve doyumsuz hayat tarzı doğrultusunda dayatılan modern insan kalıbını kabul edemeyiz. Mantıksızlığa, görgüsüzlüğe, ahlaksızlığa, bilgisizliğe, tatminsizliğe ve buna benzer bütün kötü huy ve davranışlara karşı kendimizi muhafaza etmeli, örtmeli ve korumalıyız. Tesettürü sadece kötü bakışlara karşı değil, bize veya topluma zarar verecek her şeye karşı bürünmeliyiz. Bunun yanında sadece toplumun belli bir parçasının belli özelliklerini örtmesi olarak değil, bunu her türlü yanlışa yol açabilecek duruma karşı edinmeliyiz. İstesek de istemesek de kuralları olan bir dünyada yaşamaktayız. Bu kuralların en güzeli dururken tamamen nefsanî hislerle oluşturulan ve sadece ifsadı arttırmayı planlayana uymamak adına tesettüre bürünmeliyiz.