EDİTÖR

Tüketimden Tükenişe Küresel Sömürü

Tüketimden Tükenişe Küresel Sömürü
Bir hikaye anlatılır ve dilden dile yayılırdı.. Bu hikâye, uçsuz bucaksız bozkırlarda, bodur ağaçlı dağlarda ekmeğin peşinde, takatin sınırlarını zorlayanların hikâyesiydi. Bir umuda tutunarak, ufukta gelecek günlerin daha güzel olacağına dair izler arayarak ve patika yolları ayaklarını kanatarak yürüyenlerin hikâyesiydi… İnsanlık tarihi boyunca ekmek kavgası hep var olmadı mı sanki? İlk insan, ilk cinayet, ilk şehirler… Böyle bakınca yaşanan birçok hadisenin hayatta kalabilme çabasının sonucu olduğunu görebiliriz, yani ekmek kavgasının.

Asırlar geçti, mekânlar değişti, insanlar değişti, fakat kavga değişmedi. Hayatta kalabilme mücadelesi asırlar devirip günümüze kadar ulaştı. Bu süreçte insan, ona bahşedilen düşünme yeteneğini kötü amaçlar için de kullandı. Hayatta kalabilmek tek başına yeterli olmamaya başladı. İlginç bir şekilde süreç içinde mal biriktirmek de hayati bir ihtiyaç haline geldi. Artık kavga insanlar arasında yaşanacaktı ve asırlar boyunca sadece az sayıda insan kurnaz yöntemlerle mal biriktirebilirken çoğu insan sefalet içinde ölüme mahkûm edilecekti. 

Bu, insanın nefsani hırs ve arzularıyla yazdığı bir oyundu. Bu oyunda güçlü ve kurnaz olan hayatta kalabiliyorken güçsüz olanlar için ölüm kaçınılmazdı. Hâlbuki dünya, bütün insanları doyurabilirdi. İmkânlar asla kısıtlı değildi. İhtiyaçlar da sınırsız değildi. Fakat insanın bu şeytani tavrı, savaşları, katliamları, tahribatları doğurdu. Bu sebeple dünyanın muhtelif yerlerinde hayatta kalmanın farklı hikâyeleri yaşandı. Yaşanan acılar, verilen mücadeleler simgeleşti, zamanla kültürel birer figür haline geldi. Gelenekler, yaşantıya göre şekillendi. Dilden dile yayıldı, sonra basıldı kitap oldu. 

Bu ay dosyada dünyamızın halini sergiledik. Savaşların nedenleri ve inancımızda savaş anlayışı konularına değindik. Emeğin, alın terinin gaspı ve kısacası yerel ve küresel sömürüye dair ipuçları vermeye çalıştık. Dosyada mb, “Büyük kedilerin günlüğü” başlıklı yazısında dünyamızın halini ele aldı. Kültür Sanatta, “Foto Sizden Yorum Bizden” bölümünde siz okurlarımızdan gelen çalışmalara yer verdik. Derginin sayfalarını çevirdiğiniz andan itibaren titizlikle hazırlanmış diğer sayfalar sizi karşılıyor olacak. 

Gün gelir, söz uçar, yazı kalır. Bu dergiyi içindeki notlarla birlikte 2017 yılının Temmuz ayına not ettik. Bütün çabamız, kimsenin farklılığından dolayı dışlanmadığı, haksızlığa maruz kalmadığı bir dünyada yaşamak. Tabi böyle bir dünyayı istemek, daha çok çalışmayı gerektirir, daha çok… 

İyi okumalar. Selam ve dua ile…

YAZAR HAKKINDA
Selam Yağmur
Selam Yağmur
Lisans eğitimini 2016 yılında Hacettepe Üniversitesinde tamamladı. Edebiyat okumayı istedi ancak puanı fazla kaçırınca mahalle baskısına maruz kaldı. "Edebiyat karın doyurmaz" kabulünün kurbanı oldu. Direniyor..
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN