KÜLTÜR SANAT
Tut, Kaldır Beni Düştüğüm Yerden!
Tut, kaldır beni düştüğüm yerden!
Soluk alışverişlerim zayıfladı,
Bedenim yorgun düştü
Tut, kaldır beni düştüğüm yerden!
Sen, benden uzak kaldığından beri ben hasta düştüm
Acımasızlık sindi bedenime
Acizleştim iyice
Epeydir hasta düştüm
Tut, kaldır beni düştüğüm yerden!
Sokaklarda sanki kahreden bir duman..
İnsanları göremiyorum bir türlü
Sisli bir duman insanlığın üzerini örtmüş gibi
Kimse görmüyor yanında olandan başkasını
Herkes tuttuğu eli, dayandığı omuzu hissediyor sadece
Kimse görmüyor kimseyi
Çocuklar ağlıyor, duyuyorum
Anneler feryad ü figan, duyuyorum
Koşuyorum deliler gibi bir oraya bir buraya
Ama göremiyorum bir türlü
Kalabalıklara değiyorum, görmeme mâni oluyor beton yığınları
Sadece sesleri duyuyorum,
Zihnimi eriten, yüreğimi parçalayan sesleri duyuyorum
Ey Hakikat!
Kalk diyorsun bana kalk ve yeniden koş!
Kalabalıkları sıyır ve geç beton duvarlarla örülmüş sınırlardan
Ama ben…diye yutkunabiliyorum sadece…
Yere çöküyorum, kulaklarımı kapatıp çığlıkları susturmaya çalışıyorum
Evet, susturmaya çalışıyorum
Çünkü bu kalabalıkları yarmaktan daha kolay
Çünkü bu daha kolay…
Ama Ey Hakikat!
Başaramıyorum, bunu da başaramıyorum işte
Yüreğimdeki sesler susmuyor bir türlü
Zihnimi sustururken, kulaklarımı sağırlaştırırken
Yüreğimi sağır edemiyorum bir türlü
Ölüyorum, ey hakikat ölüyorum ben
Koş, yetiş!
Tut, kaldır beni düştüğüm yerden!..
Tut, kaldır beni düştüğüm yerden!
ÖNCEKİ YAZI
TILSIMI BOZMAYIN !
SONRAKİ YAZI
GENÇLİĞİN HASRETİ KUDÜS
YORUMLAR
YORUM YAPIN
GENEL YAYIN YÖNETMENİ