GELİŞİM

Yaşamak Bazen Yan Etkisidir Hayatın

Yaşamak Bazen Yan Etkisidir Hayatın
Yaşamak bazen yan etkisidir hayatın… Kalpte bir acı varsa yaşıyorsunuz. Korkmayın, vicdandır o… bizden selam olsun vicdan sahiplerine.

"Kalbiniz atıyorsa yaşıyorsunuz.’ diyor tıp. Yalan! Kalp atıyorsa hayattasın da yaşamak başka... Hani Allah yolunda ölenlere ölü demeyiniz, onlar yaşamaktadır siz bilmezsiniz diyor ya mevla... Öyle işte batılın yolunda hayatta olanlara yaşıyor diyemiyoruz biz de. Batılın yolu, batının yolu... İşte öyle, yaşamak başka şey; nabızla şayet vicdanla birlikte atarsa yaşar. 

O zaman bizden selam olsun yaşayanlara. Vicdanı olmadan hayat sürenlere selam yok bizden... İşgaller karşısında sesi çıkmayanlara, ölümü seyredenlere selam yok bizden… Ölülerle konuşmayız biz. Selam yok ölüme, ölümü övenlere. Selam yok, selam yok batılı sevenlere… Diyecek Sözümüz de yok, hayatta kalıp yaşayamayanlara…

Şimdi, diri olanlaradır sözümüz, yaşam belirtisi olanlaradır selamımız...

Üç bej demeden, günlerce öyle nöbet tuttum ki Tokat'ta, dağlar yerinden kımıldayamadı… Uyumadım, uyutmadım dağlar yerinde Kalsın diye... Sonra tezkere ve sivil itaat... Kaç yıldır nöbet tutamadım Tokat’ta, Tesadüfen bir döndüm dağlar hala yerli yerinde... Anladım ki ben dağları değil, Şehr-i ve insanları beklemişim. Neden beklemişim ki? İşgal edilmesinler diye. İşgal de neymiş nasıl olurmuş... İşgal edilince ne olurmuş bir yurt... Mesela halkı değişir, dili değişir, tabi ki bazen dini değişir, insanların kıyafeti değişir, değerleri-değerlileri değişir, dağlar yerinde durur da değerler yerle bir olur. Tankla topla tüfekle barutla işgal ederler,  zalimcedir bu işgal, savaşırsın ölürsün, yenilirsen esir olursun.. Özgürlük için savaşırsın daima.

Ama bu işgal başka, toprakların işgalinden önce kalpler kuşatılır.

Sinsi bir işgaldir bu... En tehlikeli işgal kalplerin işgalidir... Kalp işgal edilip vicdana el konuldu mu gerçekleşmiştir sonsuz işgal…

Bir memleketin işgali, insanının konuştuğu dilin değişmesi değil, kalbin konuştuğu dilin değişmesiymiş meğer… Farkında mısınız? Ritmi bozuk kalbimizin… Evet evet, biz yaşayanların kalp ritmi bozuk.. Dedim ya ölülere değil sözüm..

Memleket işgal ediliyor. Avrupa Avrupa duy sesimizi.. Avrupalı gibi düşünüyoruz, Avrupalı gibi yaşıyoruz derken, Avrupalı gibi atmaya başlamış kalbimiz. Avrupalı derken, batı… Batı derken çağdaş firavunlar… Yoksa coğrafi bir tarif değil. Ne firavunu ölmedi mi O? Sen firavunlar öldü san, gökdelenler piramitlerin on katı... Firavun batıl medeniyetiyle ders veriyor..  Batı'nın bize öğrettiği milletimizin asil ve üstün, kendilerinin güçlü ve yenilmez olduğu… Biz dağda, sınırda nöbet tutarken şehirlerimiz işgal edilmiş bile, caddeleriz bankalarla, kıyafetimiz markalarla, dilimiz kankanlarla dolmuş… Fikrimiz, kalbimiz, dilimiz işgal edilmiş, şimdi de vicdanımız işgal ediliyor... Değerleri değerlimiz olmuş. İşgal sonrası değişmiş kalpler, değişmiş vicdanlar. Coğrafyaların çizilmesinden çok daha çok üzülmüş arabasının çizilmesine.

Dedik ya sözümüz, selamız yaşayanlara,  bizim bir inancımız var… Bizim bir inancımız var… Bi filimde ’biliyorsun kızım, kilise hep güçlünün yanındadır.’ Diyor papaz. Aha  papazı bulduk.. Ana haber bültenleri gücü kutsuyor, güçlüden yana olmayı ilahi bir emir gibi buyuruyor. Başkalarının ölüsüne leş demeyi fısıldıyor, düşmanlık serpiyor yüreklere. Bizim bir inancımız var, biz ana haber seyretmeyiz, tesadüf edersek tövbe ederiz.

Bir acanslara bakalım derdi büyükler, hadi bizde bakmayalım bir acanslara.

Ana haberler ırakta bir buçuk milyon Iraklının katledilmesine ayırdıkları toplam süre sıfır saniye, ne efendim, sıfır, sıfır sorun gibi sıfır işte… Afgan, Libya cinayetlerinde de ana haberlik bir konu yok.. Bu konu hutbelerimize de mihrabımıza da göz yaşı katamadı.. Çünkü ana haberleri güçten yana konuşturanlar, cemaate de güçten yana olmayı haykırıyor. Bizim bir inancımız var; kimseyi kendimizden üstün görmeyiz, kendimizde kimseden üstün değiliz, biz ana haber seyretmeyiz.

Acı çeker vicdanımız ki, biliriz yaşamak yan etkisidir hayatın… Ana haber bültenlerini hazırlayanlar hazırlar hutbeleri, biliriz.. Biz camiye besmeleyle gireriz.. Namazımız kabul osun diye hutbede susulanları dışarıda haykırırız.

Biz Müslümanız, vicdanınıza mukayyet olun. 

YAZAR HAKKINDA
Veysel İlhan
Veysel İlhan
Genç İstikbal Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN