BİLİM TEKNOLOJİ

Bilim Nereye Gidiyor? Fiziğin Rolü Nedir?

Bilim Nereye Gidiyor? Fiziğin Rolü Nedir?
Fizik bilimi, yaşadığımız çağın bilim ve teknolojisinin önemli bir kısmını kapsayan bir bilim dalıdır. Fizikteki gelişmeler sadece fizikçiler için değil, günlük hayatta fizik temelli teknolojiyi kullanan tüm insanlık için çok önemlidir.

İnsanlar ileri derecede fizik, kimya ve biyoloji bilgisine sahip olmasalar bile bu bilimler tarafından geliştirilen teknolojiyi kullanırlar. Örneğin bir insan hasta olduğu zaman doktora gider. Doktor hastalığa tanı koymak için röntgen ya da MR çekilmesini ister. Bu fizikle ilgilidir. Film sonuçlarına göre tanı koyar. Bu tanı anatomi ve biyolojiyle ilgilidir. Sonunda da tedavi için ilaçlar önerir. Bu ilaçların yapımı da kimya ile ilgilidir. Ancak insanlar bunların hangi bilimler tarafından geliştirildiğinin farkında olmadan bu teknolojiden yararlanırlar. Bunu daha da özelleştirirsek tıpta kullanılan görüntüleme cihazları, teknolojinin her alanında kullanılan lazerler, cep telefonları, internet, televizyon, tüm elektrikli cihazlar tamamen fizik kurallarına göre üretilen teknolojik araç ve gereçlerdir. Peki her insan bu teknolojik araçları kullanırken, bunların bilimsel alt yapısını bilmek zorunda mıdır? Elbette hayır. Bugün özellikle, çok küçük yaşlarda kullanılmaya başlanan cep telefonları, internet ve televizyon, arabalar, elektrikli ev aletleri çalışma tekniği bilinmeden de rahatlıkla kullanılabilir. Sadece tıp ve mühendislik gibi alanlarda çalışanlar, bu teknolojinin alt yapısını bilimsel anlamda bilmek zorundadırlar. Günlük hayatta kullanılan ve yaşamı kolaylaştıran bu teknolojilerin bir ülkede üretilmesi ve daha da geliştirilebilmesi için fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi temel bilimler gereklidir. Bu bilimler içinde de fizik bilimi tüm mühendislik ve elektronik teknolojisinin temeli olduğu için önemli bir yere sahiptir. Bir ülke bilimsel anlamda ne kadar ilerlemişse, teknolojide de o derecede ileride olacaktır. Bu da maddi gücü ve siyasi gücü getirecektir. Günlük hayatta fizikle alakalı teknolojiyi çok güzel bir şekilde kullanabilen bir insan, elbette temel düzeyde de olsa bu teknolojinin hangi bilimsel mantıkla geliştirildiğini anlayabilir. En azından okullarda yıllarca fen bilgisi ve fizik eğitimi almış bir öğrenci anlayabilir.

Fiziğin her bir alt alanı başlı başına bir bilim dalı kadar geniş ve ayrıntılıdır. Gelişmiş ülkeler fizik bilimine gereken önemi verip bu alanda yapılan bilimsel çalışmalar için gereken maddi kaynağı ayırmaktadırlar. Bu ülkelerde özellikle fiziğin nükleer fizik, katı hal fiziği gibi alt alanlarında çalışmalar yapan ve bir üniversite kampüsü büyüklüğünde olan laboratuvarlar açılmıştır. Bugünkü teknolojinin gelişmesinde bu çalışmaların çok önemi vardır.

Gelecekte bilim ve teknoloji şimdikinden daha fazla hayatımızın içinde olacak. Artık teknolojik araç ve gereçler de bir pazar oluşturmuş durumda. Tıpta, sporda, eğitimde, gıda sektöründe, üretim alanlarında teknoloji kullanmak olmazsa olmazımız olacak. Teknoloji kullanmak üretimi artırarak, hızlandıracak ve yeni ürünlerin yolunu açacak. Bu arada teknolojinin getirdiği birtakım zararlar da olacak elbette. Hareketsiz yaşam, gıdalarda kullanılan kimyasal maddeler ve artan radyasyon miktarı sağlığımızı etkileyecek. Aslında etkilemeye başladı bile. Bunun için tıpta yeni tedavi yöntemleri aramaya başlayacağız. MR ve tomografi gibi görüntüleme cihazları daha da geliştirilirken damarlarımızda dolanan nano robotlar hastalıkların teşhis ve tedavisinde görev alacaklar.

Tüm bunların yanına kuantum bilgisayarları ve yapay zekayı da ekledik mi her şey daha farklı hale gelecek. Düşünsenize. Markette alışveriş yaparken robotla selamlaşacaksınız, ya da markete hiç gitmeyip verdiğiniz siparişi getiren robotu bekleyeceksiniz. Takım arkadaşınız yapay zekâ kullanılarak üretilen bir robot olabilecek. Bundan çok hoşlanmasam da haber sunan robotları görünce teknolojinin yavaş yavaş bunlara doğru gittiğini hissediyorum. Elbette bu teknolojinin faydaları da olacak zararları da. Çünkü kimse yapay zekalı da olsa bir teneke yığınıyla arkadaşlık kurmak istemez sanırım. Duyguları olamayan, tek düze, sizin gibi düşünmeyen, gülüp ağlamayan, sadece programlandığı gibi hareket edebilen bir dost. Kulağa pek hoş gelmiyor değil mi? Bir de yapay zekanın hayatı ele geçirebileceğini söylemeye başlayan komple teorileri ortaya atılmaya başlandı. Bilim dünyası bu konuda ikiye ayrılmış durumda. En iyisi yapay zekayı da teknolojinin geri kalanını da sadece ihtiyacımız olan kadar üretmek ve kullanmak. Yoksa insanlığın yararına kullanılması gereken nükleer enerjinin atom ve hidrojen bombaları yapımında kullanılması gibi kötü sonuçlar elde edebiliriz.

Bir fizikçi olarak bilim ve teknoloji üretmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak insan tabiattan ve topraktan kopmamalı. İnsan ilişkilerinde, günlük yaşamda doğal olmalıyız. Doğal beslenmeli, doğal yaşamalıyız. Bunun için de bilimden faydalanıp teknolojiyi kullanabiliriz. Güzel olan budur işte. Toprağa hayat veren yağmuru, yağmurdan sonraki toprak kokusunu, meyvelerin tadını, çiçeklerin kokusunu, fırından yeni çıkan ekmeğin sıcaklığını, anne ve babaya saygıyı, çocuk sevgisini, arkadaş ortamını, inanmayı ve yaratılışa uygun yaşamayı   tatmadan bu hayatın anlamı olmaz ki?  Yoksa bizlerde birer robot haline geliriz.

YAZAR HAKKINDA
Hasan Kaya
Hasan Kaya
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN