Kendisi ve çevresi mübarek kılınan Mescid-i Aksa, bu sene de Ramazan ayında ırkçı Yahudilerin saldırılarına maruz kaldı. Yalnız her sene alışık olduğumuz saldırılar, bu sene sivil Yahudi faşistlerin de desteğiyle çok daha organize bir şekilde yapılmak istendi. Bunun farkına varan Filistinli Müslümanlar, Ramazan ayı boyunca adeta Mescid-i Aksa’da nöbet tuttular; iftar ve sahur programları, teravih ve vakit namazlarıyla mescidi şenlendirdikleri gibi, Yahudilerin baskınlarına da kalkan oldular. 

İşgalci terör devleti, Mescid-i Aksa’da kirli planlarını gerçekleştiremeyince; Ramazan’ın sonlarına doğru, gözü dönmüş bir şekilde, abluka altındaki Gazze’ye saldırdı. Yaklaşık iki hafta süren saldırılarda 66'sı çocuk, 39'u kadın, 17'si yaşlı olmak üzere 253 sivil vatandaş şehit olurken, 1948 kişi de yaralandı. Ayrıca en az 75 bin kişi yerinden oldu ve 1800 bina da tamamen yıkıldı. 

Bayramlıklarını giymeye hazırlanan çocuklara kefen giydiren, binlerce kardeşimizi evinden eden saldırılar; Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları tarafından bertaraf edilince, işgalci Yahudiler de ateşkes talebinde bulunup geri çekilmek zorunda kaldı. 

Bu alçak saldırılar, işgalci İsrail’in ne ilk zulmüydü ne de son zulmü olacak. Kurdukları dev ekranlardan sivillerin üzerine yağdırılan bombaları zevkle izleyip eğlenen barbar Siyonistler, inançları gereği Arz-ı Mevud diye tabir ettikleri bölgeyi tamamen ele geçirmeden, Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine Süleyman Mabedi’ni inşa etmeden ve Büyük İsrail Devleti’ni kurmadan rahat durmayacaklar.

Görülüyor ki “Kudüs coğrafi değil, imani bir meseledir.” Dolayısıyla Müslümanların da rahat durmaması icap eder. Kudüs işgal altındayken gözüne uyku girmeyen, gülümsemeyen Selahaddin Eyyübi gibi; bizler de Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı ve o topraklarda terör devleti İsrail’e karşı onurlu bir mücadele sergileyen kardeşlerimizin sıkıntılarını kendimize dert edinmemiz gerekiyor.

Kudüs sadece Filistin’de yaşayan Müslümanların değil; tüm Müslümanların onur, izzet ve şeref meselesidir. Bundan dolayı her Müslüman bir diğer dosya konumuz olan “vefa” duygusuyla hareket ederek; yapılan bu zalim saldırıları, katledilen masumları, çiğnenmeye çalışılan kutsallarımızı unutmamalı ve ırkçı Siyonistlere karşı yüreğindeki intikam ateşini diri tutmalıdır. 

Kuvvet ve kudret sahibi Yüce Allah’tır. İşgalci terör devleti kısa zamanda o topraklardan sökülüp atılacak ve zafer Müslümanların olacaktır.  

“…O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir.” (İsra- 1)