EDİTÖR
Zafer Allah’ın Rızasındadır
İnancımızı ve Müslüman oluşumuzu yalnızca Kelime-i Şehadet ile ispat edemeyiz. Bu sözü lisanen söylerken manasını kalbimizle tasdik etmeli, yaşayışımızla da ispat ve ilan etmeliyiz ki; hesap günü yaşadıklarımız şahidimiz olsun. Çünkü kişinin sözünün şahidi söylediğini yaşamasıdır. Eğer yaşadığımız hayat sözlerimizin şahidi olmazsa, Allah Zülcelal ağzımızı mühürleyerek azalarımızı konuşturur. Böylece sözümüz yalan, Müslüman oluşumuzun iddiası da geçersiz kalacağından mahşer meydanında rezil oluruz.
İnancımızı yaşantımızla ispat etmediğimiz zaman; batıl güçler, olaylara ve kavramlara yanlış tanımlar yükleyerek Hakk’ı ve batılı birbirine karıştırmamızı sağlayabilir. Bizi “Hakk’a hizmet ediyorum.” dedirterek batıla hizmet ettirir de haberimiz olmaz. Böylece doğruya yanlış, iyiye kötü, kazanca da kayıp demeye başlarız. Bir şey bizim için hayırlı iken biz onu hoş görmeyiz; yine bir şey bizim için kötü iken biz onu severiz (Bakara 216). Hayra dua ettiğimiz gibi şerre de dua ederiz (İsra 11) ki farkında bile olmayız. Aslında bunlar göreceli kavramlar değildir ama Kur’an ve Sünnet’in penceresinden bakmadığımız zaman batılın da etkisiyle nefsimiz bu tür çıkarımlarda bulunabiliyor.
Dünya menfaatlerini bir kenara itip Rabbimizin hoşnut olacağı bir hareketten yana tavır almak ve bu konuda gayret göstermek neticesinde maddi bir başarı elde edememek hatta birçok sıkıntıya girmek belki de canından olmak, inancını yaşantısıyla ispat etmeyenlerin gözünde kayıp gibi görünebilir ama durum hiç de öyle değildir. Çünkü zafer Allah’ın rızasındadır. Allah’ın rızasını gözetenler hiçbir zaman kaybetmezler.
ÖNCEKİ YAZI
BANA ARKADAŞINI SÖYLEME
SONRAKİ YAZI
GAYE ÜZERE
YORUMLAR
YORUM YAPIN
GENEL YAYIN YÖNETMENİ