Göklerin, yerlerin ve dağların bile yüklenemediği emaneti sırtlanan insan, dünyaya eşref-i mahlûkat ve Allah’ın halifesi olarak gönderilmiştir. Dolayısıyla insan, yeryüzünde adaleti, huzuru, barışı, iyiliği temin etmekle sorumlu olduğu gibi; kendisinin hizmetine sunulan doğayı, çevreyi ve diğer canlıları da korumak ve fıtratlarına uygun bir şeklide kullanmakla yükümlüdür. Fakat zalim olan insan, çoğu zaman dünyada fesat çıkarıp zulmü yaydığı gibi, doğayı da acımasız bir şeklide tahrip ederek yaşadığımız gezegeninin dengesini bozmuştur.

Çevre ve doğanın makul bir şeklide kullanılmaması, insanlığın geleceği için tehlike oluşturmakta; su kaynakları tükenmekte,  buna karşın buzulların erimesiyle okyanus sularının seviyesi artarak bazı ülkelerin su altında kalacağı düşünülmekte; oksijen azalmakta ve doğal ortamlar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.

Yeryüzünde yaşanan çevre sorunlarıyla alakalı birçok bileşenden bahsetmek mümkün ama sanayi devrimiyle birlikte makine kullanımının yaygınlaşması ve son yüzyılda küresel şirketlerin doymak bilmeyen hırsı ve tutarsız ideolojilerin paranoyak fikirleri doğrultusunda sınırsızca kullanılan teknoloji, doğaya en fazla zarar veren unsurların başında gelmektedir.

İnsanlığın geleceği için tehdit oluşturduğu öngörülen felaketler, en çok da dünyayı bu hale getirenler tarafından dillendirilmekte ve kendi suçlarını ört pas etmek için adeta yaygara koparmaktadırlar. “Küresel Isınma” ana teması üzerinden, yaşanan sorunları ve oluşabilecek yeni sıkıntıları dile getiren hâkim batı paradigmasının sunduğu çözüm önerileri(!) yaşanabilecek yeni tehlikeleri önlemekten ziyade, çevreyi ve yerküreyi daha fazla felakete sürükleyecek niteliktedir.

Bizler inanıyoruz ki Allah insana kaldıramayacağından fazla yük yüklemez. Yaşam kaynaklarımız tükendikçe, yenileri de oluşacaktır. Yeter ki fıtratımıza uygun bir yaşam sürelim. Yine inanıyoruz ki “Küresel Isınma” safsatasını betonlaşma, kontrolsüz teknoloji kullanımı, sınırsız sanayi gibi unsurlara değil de büyükbaş hayvanların çıkardığı gazlar üzerine temellendiren histerik bir zihniyetten insanlığa fayda gelmez ve kuşkusuz inanıyoruz ki Yeni Bir Dünya kurulmadan bu sorunlar çözülmez.