SİZDEN GELENLER

Geçmişe Bakış

Geçmişe Bakış
Ömrümüz ortalama 60 sene. Peki ya geçmişimiz? 

Tarih insana yaşamadığı tecrübeleri öğretir. Daha önce hiç gitmediği bir yolda karşısına çıkabilecek engelleri ve o engellerin nasıl aşılabileceğini gösterir. Geçmişini ne kadar iyi bilirse birey geleceğinin karanlık yollarını da o kadar aydınlatır. Bireysel ve toplumsal sorunlara o denli çözüm üretebilir.

Tarih bir derstir. Ancak okullarda ya da farklı alanlarda ki eğitim kurumlarında ezberletilen tarihlerden ölüm ve doğumlardan daha öte bir derstir. Doğan kişi tarihin seyrini nasıl değiştirmiştir mesele budur. Savaşların kazanılması ya da kaybedilmesi de tarih açısından bir ders değildir. Ders kazanılan savaşın ya da kaybedilen savaşın neticesi değil bu neticeyi oluşturan sebeplerdir. Geçmişimiz incelerken, Tarih okurken sonuçlara değil sonuçları oluşturan sebeplere odaklanmalıyız. Abdülhamit hanın ondan bir parça toprak isteyen İsrailli elçiyi kovduğunu anlatarak bununla gururduymaktansa Abdülhamit’in neden bir parça toprağı vermediğini, bunun sebeplerini arkasını önünü araştırıp öğrenmeliyiz. Osmanlı’nın asırlara hükmettiğini anlatmanın sana bana bir faydası yok. Mesele Osmanlı’nın asırlara nasıl hükmettiğini, adaletini, merhametini anlamak bunun öğrenmek. Tarihi yani geçmişimizi öğrenirken okurken sonuçlardan ziyade sebeplere bakmalı, neden ve nasıl sorularının tarihe ısrarla sormalıyız. Geçmişimizle hava atmaktansa ibret almalı ve dersler çıkartmalıyız. 

Mesela Çanakkale;

Çanakkale bizim gurur kaynağımızdır. Ancak Çanakkale bizim gençlerimizi götürüp hava atacağımız bir yer değildir. Yıllardır gençlerimizi Çanakkale’ye götürür ve şunları söyleriz.

Gençler! Biz böyle bir milletiz. Biz kahramanız! Dedeleriniz böyle savundu bu toprakları.

Burada ki yanlışlığı merak ettiğinizi hisseder gibiyim. Hiroşima olaylarında atılan bombalarla binlerce insan öldü ve binlercesi sakat kaldı.  Hala o bombaların etkisi sürmekte. Japonlar Hiroşima’yı gençlerine anlatırken bombadan sonra nasıl ayağa kalktıklarını ve teknolojide dünya devi olduklarını anlatmıyor.  Oradan ibret almaları gerektiğini ve kendilerini geliştirerek her türlü tehdide önlem almaları gerektiğini söylüyor.

Bizlerde Çanakkale’de ya da tarihimizin herhangi bir ücra noktasına bakarken bu açıdan bakmalıyız. Çanakkale’de bizi yıkmak için birleşen ülkeleri, bizi ayakta tutmak için bir araya gelen ümmeti öğrenmeliyiz. 

Günümüzde çıkan mezhep ve ırk kavgalarının geçmişte olmadığını ve bu sebepten gurur verici bir geçmişimiz olduğunu unutmamalıyız. 

Günümüz Dünya’sında Ümmetin neden paramparça edildiğini, Arap Baharlarını, Demokrasi turizmini geçmişimizi öğrenerek anlayabiliriz. Bugün mezhep kavgaları var ise, Adaletin en güzel uygulayıcısı olan Müslümanlara Amerika adalet götürüyorsa ve Müslümanlar kendi kendileriyle savaşıyorsa bu bizim dışımızdakilerin geçmişimizi iyi bildiğini ve aslında bizim geçmişimizden ne denli uzak olduğumuzu gösterir.  Aşılamaz denilen İstanbul surlarını aşan Ümmetin birliği ve diriliğidir. Birliğimizin dirliğimiz olduğunu bilenler birliğimize kast ederek bizlere savaş açıyorlar.

Geçmişi okumalıyız. Bize öğretildiği gibi değil, öğrenmemiz gerektiği gibi.  Geleceğimizin aydınlatılması,  yolumuzun belirlenmesi için okumalıyız. Ortaokul dönemlerimde Abdülhamit Han’ı hain olarak bilen ben şimdi ona hayranlık besliyorum. O dönemde geçmişimi yani tarihimi öğretmenlerimin bakış açısıyla öğrenmiştim. Onların hain dediği hain kahraman dediği kahramandı benim için.  Benim geçmişim benim tarihim öğretmenlerimizin fikir ve düşünce yapısından ibretmiş. Onların fikir dünyası neye müsaade ediyorsa ben o kadar geçmişi biliyor ve ona inanıyormuşum. 

Bugün bilim Dünyası tüm buluşları batı Dünyası’nın bulduğunu konuşurken bizler hayranlıkla onları izliyor ve alkışlıyoruz. Dönüp aynaya biz Müslümanlar ne yaptık demiyoruz?  Battani, İbn-i Sina Harezmî Cabir Bin hayyam, Lagari… 

Kim bu adamlar? Müslüman bilim adamları. Kimi atomu bulmuş, kimi astronomiyi kimi uçmayı. Bu adamlara ortaokulda lisede hatta okuduğum İlahiyatta bile rastlamadım. Batı Dünyası kime neyi bulduruyorsa ona inandık onların geçmişini geçmişimiz belledik. Kendi tarihimizi batılı tarihçilerden öğrendik. Ama birde baktık ki kendi tarihimize aslında çoğu şeyin mucidi biziz. Müslümanlar. Müslüman bilim adamlarıymış asıl matematikçiler tıpçılar.

Tarihi başkalarının süzgeçlerinden eler ondan sonra öğrenirseniz süzgeçlerin sahiplerine hayranlık besler onları geçmişini ezberlersiniz. Ancak geçmişi kendiniz süzmeden okur, anlar ve yaşarsanız kendi tarihinizi öğrenir dostunuzu düşmanınızı bilir hayata karşı bakış açısı kazanmış olursunuz.

Arkadaşalar! Tarih ya da geçmiş Dün yaşayanların size bıraktıkları sizin de yarınlara bırakacaklarınızdır. Dün size bıraktıklarından pişman olanların pişmanlıklarını yarınlara taşımayın. Dün size bırakılan güzellik adına ne varsa yarınlara bırakın. Tarihi okuyun, yaşayın. Geçmişi bilmek yarınlara daha emin adımlarla basmaktır unutmayın. Geçmişi kendi geçmişinizden öğrenirseniz bugün dostunuzu düşmanınızı iyi bilirsiniz. Geçmişi başkalarından öğrenirseniz dün dostunuz bugün düşman oluruz. Geçmişi iyi anlayıp öğrenip günümüzü ona göre yaşamalı ve yarınlara bir ders yazmalıyız. Unutmayın. Dün sizin geçmişiniz, bugün yarınlarınızın geçmişi. Geçmiş bugünleri aydınlatmaya yeter. Doğru kaynaktan beslenmeli doğru şeyleri öğrenmeliyiz. Sonuçlara değil nasıl sorularına cevaplar aramalıyız. Geçmişimizi iyi okur neticelerin nasıl oluştuğunu kavrayabilirsek yarınlara daha emin adımlarla basar geleceğimizi kurgulayabiliriz.

Şunu da unutmamalısın ki 

‘’Geleceğinin geçmişini sen yazmaktasın’’

 

 

 

YAZAR HAKKINDA
Eyüp Can SAĞIZLI
Genç İstikbal Dergisi Konuk Yazarı
YORUMLAR
Nurullah Alataş
12-02-2017 - 19:03
Eyüp Reis yazılarınızın devamını bekliyoruz
YORUM YAPIN