EDİTÖR

Kapitalizmin Ürettiği ve Bizi Tüketen Kavram: Tatil

Kapitalizmin Ürettiği ve Bizi Tüketen Kavram: Tatil
Yaz sıcağının insanı mayıştırıp, tembelleştirdiği zamanlarda; bilinçaltımızda dinlenmemiz ve bizi mutlu edecek bir etkileşimin içine girmemiz düşüncesi oluşur. Tüketim toplumunun zihnimizde canlandırdığı bu algı, aslında bizi dinlenmekten ziyade daha fazla yorulacağımız bir sürece itmektedir.

Günümüzde tatile bakış açımız, yüzyıllar boyunca yönetimleri tarafından baskı altında zorla çalıştırılan, sınıf mücadeleleriyle ezilen ve ekonomik temelli ideolojilerin kaynağı batı toplumunun anlayışına uygun olarak şekillenmektedir. Üstelik kapitalizmin pekiştirdiği, küresel olarak yaygınlaştırdığı ağır çalışma şartları, tatili insanlık için afyon olarak kullanmaktadır. Çalış ki tatil yapasın, tatil yap ki çalışasın kapital felsefesi insanı aşağılamaktadır.

Dünya hayatı konusunda bireye orta yolu öğütleyen; hırsa, bencilliğe ve hep daha fazlasını isteme arzusunu karşı insanı frenleyen “Bir lokma, bir hırka” felsefesi, gündelik hayatta yaşanan hızlı dönüşümler sonucu yerini “Harca ki mutlu olasın” anlayışına bıraktı. Kapitalist sistemin dayatmalarına daha fazla direnemeyenler; bir yıl boyunca biriktirdikleri paraları, tembellikle geçirilen bir haftalık tatilde harcamakla, bu sistemin çarkını işlettiklerinin farkında olmalılar.

Ücretini ödemeden hiçbir güzellikten faydalanmamıza fırsat tanımayan kapitalist sistemin cenderesinde erimemek için, sistemin sahte ve gayr-i İslami argümanlarına kanaatkâr bir tavırla set çekmek gerekir. Mağripten, Uzakdoğu Asya’ya tüm İslam âleminde kardeşlerimiz zulüm altında inlerken; yedi yıldızlı otellerdeki açık büfe yemeklerde, tabağına beş kişiyi doyuracak kadar yemeği doldurup yiyemediğini çöpe atanlar, insani yardım derneklerine gönderdikleri birkaç paketlik kumanya bedeliyle vicdanlarını rahatlattıklarını düşünebilirler ama Müslümanları pragmatist bir zihniyete sürükleyen bu olguyu kesinlikle meşrulaştırmaya çalışmamalıdırlar.

İnsan yaradılış gereği birçok şeye ihtiyaç duyar ama bu ihtiyaçların meşru dairede ve dengeli bir şekilde karşılanması gerekir. Bedeni ihtiyaçlarına ruhi ihtiyaçlarından daha fazla yatırım yapan toplumların tükenişi kaçınılmazdır. Bu tükenişi erkenden durdurmak, otellerin erken rezervasyon avantajlarından yararlanmaktan daha önemlidir.

Dünyevi zevklerin uhrevi beklentilerin önüne geçmesi ile değişen dengeler bize; israfı modern hayatın gerekliliği, lüksü rutin bir olgu gibi sunacaktır. Ancak unutmamak gerekir ki, bu dünya zevk sürmek için geldiğimiz bir yer değil, imtihan olmak için gönderildiğimiz bir âlemdir. Bu yüzden etrafımızdaki güzelliklerin farkına varmalı ve modern tatil anlayışlarının bizi dünyevileştirmesine müsaade etmemeliyiz.

YAZAR HAKKINDA
Şeref Akbulut
Şeref Akbulut
Genç İstikbal Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN