Her insanın kendine has hususiyetleri vardır. Gizli kalması gerekli halleri, bilinmesini istemediği sırları, açığa çıkmasından rahatsız olabileceği zaafları… Bu hususiyetler kişinin mahremiyet alanıdır da aynı zamanda. 

Kişinin mahremiyet alanlarının muhafazası onun insani bir hakkı olduğu gibi, başka kişilerin bu alanı ihlal etmesinin önüne geçmek de toplumun sorumluluğudur.

Bir insanın sahip olduğu mahremiyet, kişinin sadece kendisini değil; ailesi, arkadaşları ve etkileşimde bulunduğu diğer kişileri de kapsayabilir. Onun için kişi, bazen kendi mahremiyet sınırlarının dışına çıktığı zaman başkalarının da mahremiyet alanını ihlal edebilir.

Dinimiz ve medeniyetimiz, insanların mahremiyetlerine saygı göstermiş ve kişinin mahrem alanlarının korunmasını sağlayan bir hayat modeli ve sosyal yaşam sunmuştur. 20. Yüzyılda Müslümanların kültürünü etkisi altına alan batı kaynaklı “modern değerler” sosyal hayatın her alanında tahribatlar oluşturduğu gibi, kişilerin mahremiyet alanlarının da açığa çıkmasına kapı aralamıştır. Sosyal ilişkilerden mimariye, konuşma adabından davranışlara kadar her alanda dayatılan batılı olgular, mahremiyet alanlarımızda zaafa sebebiyet vermiştir. Özellikle içinde bulunduğumuz çağda kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve bununla birlikte sanal sosyal ortamların oluşması, mahremiyet algımızda çok büyük bozulmalara sebep olmuştur.

Hemen hemen her insanın, kendisini çevrimiçi konumlandırabileceği bir sosyal medya hesabı mevcut ve bu alandan az çok bilgiler ve fotoğraflar paylaşmaktadır. İnsanın sanal ortamda yaptığı her paylaşım, beğeni ve açıklama; onun dini, siyasi, sosyal gibi bir çok yönelimlerini açığa çıkarmakta ve dolayısıyla mahremiyet alanlarının ihlal edilmesine sebep olmaktadır.

Kendi sosyal medya hesaplarıyla ilgili bir açıklamada bulunurken “Burası benim kendi özel platformum” diye tanımlamayan kişilerin, o platform üzerinden tüm özel durumlarıyla ilgili açıklamada bulunmaları ve fotoğraflarını paylaşmaları modern bir ironidir aslında. Bunun yanı sıra, her çıkan akıma kendini kaptırması; popüler olan bir tarz ve davranışla ilgili paylaşımda bulunmamayı, açıklama yapmamayı, ona ayak uydurmamayı eksiklik ve eziklik olarak görmesi de kendisini özgür olarak tanımlayan modern çağ insanının ayrı bir özelliği olmuştur. Ayrıca karşı cinsle olan ilişkileri arkadaşlık adı altında mahremiyet alanının içine alınması da ayrı bir ironi.

Evet kıymetli okuyucu, senin için bu ay koruma kalkanımız olan mahremiyeti inceledik. Mahremiyeti; fikri, sosyal, ahlaki yönlerinin yanısıra fıkhi olarak da ele aldık. Duvar dibinde müsteşrikleri konuştuk. Şubat ayı şehit ayıdır aynı zamanda; özel dosya olarak şehitleri ve Erbakan Hocamızı kaleme aldık. Mihmandar-ı Rasulullah ile asr-ı saadetten bir esinti size sunduk. Kültür-sanat, bilim- teknoloji, Kişisel gelişim- hikaye derken yine size dopdolu bir dergiyle geldik. Hiçbir satırı es geçmeyin. Hayırlı okumalar...