BİLİM TEKNOLOJİ

Metaverse Nedir, Ne Değildir?

Metaverse Nedir, Ne Değildir?

Metaverse’i birçoğumuz yakın zamanda duymuş olsak da sandığımızdan daha eski olduğunu ifade edebiliriz. Dahası bu projenin en büyük paydaşı da bizleriz.

Metaverse

Metaverse; Neal Stephenson’ın 1992’de yayınladığı romanı “Snow Crash”de (kitap ismi Türkçe’ye “Parazit” olarak çevrilmiş) insanların dijital ortamda etkileşime geçtiği bir eylem olarak tanımlanmış. Kelime manasının Türkçe’de evren ötesi ya da öte evren olduğunu ifade edebiliriz. Metaverse, esas itibariyle blockchain tabanlı bir proje. Blockchain ise kendi içinde versiyonları olmasıyla birlikte temelde merkeziyetsiz veri etkileşimlerinin yapılabildiği, tarafların baştan belirli kuralları tanıdığı, geçmişe yönelik verilerin silinemediği ya da değiştirilemediği bir taban olarak tanımlanabilir. Blockchainde yer alan verilerin tekilliği NFT’ler ile güvence altına alınmış. NFT’ler gerçek dünyada yasal geçerliliği olan sahiplik belgelerine karşılık gelen sanal imza hükmündeki ifadeler. Bunların yanı sıra; internete bağlanan herkesin ve her şeyin protokoller vasıtasıyla aracı kuruluşlar olmadan birbiriyle direk iletişime geçebildiği “Web 3.0” ve “6G”nin de Metaverse tatbikatına hizmeti olacağını söyleyebiliriz.

İnternete erişim sağladığımız her an hakkımızda veri paylaşımı yaptık. Zaman içerisinde sohbet ortamları gibi gerçek hayatta biraz da olsa karşılığı olan fiillerimize sanal ortamda yer verdik. Sonraları bazı bilgisayar oyunları gibi değer yargısına dâhil etmekte zorlandığımız sanal dünyalar inşa ettik.  Bazılarımız ihtiyaç duyduğumuz tatminlerin bir kısmını sanal dünyada elde edebilmek için ısrarcı davrandık, psikolojik tahribata uğradık. Esasında sanal dünyada yapılması gereken; olası çıktıları, akademik araştırmalarda sunulan uygulamalara izin verilmesiydi ancak akademinin de kapital iştah tarafından beslendiğini göz önünde bulundurarak açmazlarla karşılaştık. Bazılarımız da bu yeni olguları reddettik.

Çizgi roman serileriyle var edilen süper kahramanlar filmlere konu oldu. Farklı serilerde gösterilen süper kahramanlar ortak prodüksiyonlarda birlikte karşımıza çıkmaya başladı. Zaman zaman gerçek hayattan esinlenilen konular etrafında da sunulan prodüksiyonlarda bu karakterlerin gerçek olduğu, paralel evrenlerde yaşadığı düşüncesi bilinçaltımızda var olmaya başladı. Temeli kurgu olan bu projelerin ekseriyetinde mitolojiden beslenen, Müslümanlar için batılın propagandasını yapan, görünüş itibariyle masum; sözcüklere, simgelere ve ön bilincin fark etmekte zorlandığı uygulamalara yer verildi, böylece benliklerimiz tahribata uğradı. Gerçeklik algısı sorgulatılır olmuşken, değer yargıları üzerinden manipülasyonlar yapılmaya başlandı.

Dijital Veri

Kripto para borsalarının oluştuğu dönemde birçok kişi ve kurumun satışa sunduğu dijital paraların bir kısmının asılsız çıkması, asılsız çıkan bazı dijital paraların blockchain tabanında hala tanımlı olması, yasal geçerlilik kazanan büyük yatırımların popülizmde yer etmesi de bu manipülasyonları zihnimizde somutlaştırabilir. Metaverse üzerinden satın alındığı düşünülen arsaların ya da NFT’lerin hangilerinin yasal geçerliliğe kavuşacağını hangilerinin manipülasyonla sonuçlanacağını zaman gösterecek. Esasında Metaverse’de birçok şey deneme yanılma süreçleriyle yerine oturacak. Bu noktada OVR isimli platformda OVRLand olarak isimlendirilen Metaverse arsalarını satın alan insanların %95’ini Türklerin oluşturduğuna dikkati celbederim. Bunun yanı sıra ülkemizde bazı meşhur semtlerin tamamının satın alındığını hatta bazı kişilerin satış sitelerinde arsalarını satışa sunduğunu eklemek isterim.

“Dijital veri değer yargısına dâhil midir?” sorusuna cevap aranırken temkinli yaklaşılması gerekiyor. İnsanların yenileri değerlendirmesinin, bu yenilerin doğurduğu etkilerin maddi manevi sonuçlarını tahlil etmesinin, bütünüyle kabul ya da bütünüyle ret yoluna gitmeyerek kendisinin hâkim olduğu süreçleri sürdürmesinin taraftarıyım. Zaman içerisinde siyasi tercihlerimize bile yön verebilecek analizlerimizin yapıldığını ve dijital ikizlerimizin oluşma noktasına geldiğini de ifade ederek “Metaverse”in en büyük paydaşı olduğumuzu tekrar ederim. Kapital iştihanın Metaverse’i neden planladığını, geliştirdiğini ve fonladığını böylece daha iyi anlarız.

Metaverse’in Çıktıları

Metaverse bugün var ve kabul görüyor. Yapay zekâ teknolojileri mevcut donanımlarla insanın gerçekle sanalı ayırt etmesini zorlaştırmış durumda. Giyilebilir teknolojilerse başta VR gözlükler olmak üzere Metaverse’in anahtarı hükmünde. Hal böyleyken insanların temel donanımlarla bilgiyi edinme, işleme ve geliştirme süreçlerinde Metaverse’ i kullanması şüphesiz en faydalı edinimi olacak. Daha detaylı ifade etmek gerekirse; ulaşım sürelerinin mili saniyeler düzeyine inmesi, kültürel, akademik, kişisel, kariyer odaklı, eğlence amaçlı her faaliyet için gerçek dünyadaki deneyimlerin taklit edilmesi ve bunun zihne gerçekmiş gibi kabul ettirilebilmesi mümkün.

Metaverse, blockchainden beslenmesi sebebiyle veri güvenliğini teminat altına alsa da girişin ve çıkışın olduğu her sistem teorik olarak hacklenebilir. Quantum bilgisayarların örnek teşkil edebileceği gibi donanımların gelişmesiyle; virüsler ve antivirüsler sanal dünyanın varlığı boyunca birbirine galip gelmeye çalışacaklar, sürekli gelişecekler ve değişecekler. Dolayısıyla Metaverse dünyasında denetçiler, ajanlar ve korsanlar da var olacak. Bunun da yapay zekâya, otonom teknolojilere, akıllı şehirlere ve insanın faaliyet gösterdiği her alana olduğu gibi Metaverse’e de ait hukukun oluşturulmasını gerekli kılacak. İlerleyen süreçlerde uzmanlık alanlarına uygun soru işaretleri de doğacaktır (Metaverse’in fıkhı nasıl olacak? NFT ile satılan dijital eserler sanat hükmü taşır mı? vb.).

Metaverse üzerinde NFT’ler ile güvenceye alınmış avatarlarımız bizi temsil edecek. Sanal dünyada geçirdiğimiz uzun süreli bağlantılardan sonra gerçek dünyaya döneceğiz. Zihnimizin sanal dünya ile gerçek dünya arasında nasıl bir fizyolojik tepki sunacağı, bu tepkinin fiziki ve ruhsal sağlığımıza nasıl etki edeceği hakkında tatmin edici akademik bir makaleye henüz rastlamadım. İnternet bağımlılığı hakkında yapılan araştırmaların sonuçları bize fikir verse de ürkmemek elde değil. Dahası gerçeklik algısının sorgulanmanın ötesinde kişisel bir tercihe dönüşmesi söz konusu. Bu noktada insanın sanal dünya ile şu anda yaşadığımız dünya arasında sıkışması, biyolojik robotların da etkisiyle birbirine dönüşebilen formda fiillerin gerçekleşebilmesi mümkün. Daha açık ifade etmek gerekirse gerçek dünyanın sanal dünyadan, sanal dünyanın da gerçek dünyadan yönlendirilebilmesi muhtemel. Fiziki formlarımızın gerçek dünyada, Metaverse’te ya da ikisi arasında madde veya enerji olarak transfer edilebilmesi teorik olarak olası. Bu teoriyi destekleyen malzeme çalışmaları lityum gibi elementler üzerinden sürdürülebilir. Gerekli donanımlar da böylece sandığımızdan daha hızlı gelişebilir.

Cevaplanması gereken birçok soru var.

İnsanlığı belirli bir amaç doğrultusunda yönlendirebilmek için; daha kolay idare edilebilen popülasyonlar için, daha çok elde edilen servet için, arzularımız için doğrudan ya da dolaylı olarak Metaverse’e dâhil olmak zorunda bırakılacak mıyız? İnsan fıtratına aykırı olarak sanal evrende sürekli var edilebilmek için temel gereksinimlerimizde dahi pratik çözümler arayışına girecek miyiz? Barınak, yiyecek, güvenlik, eğitim, başar gibi birçok kavramın zihnimizdeki karşılıkları şüphesiz değişecek. Modüllerden, haplardan, siberden, sanal dünyayı besleyen akademilerden ve sanal dünyada kabul gören başarılardan mı bahsedeceğiz? İnsanlığın yeni savaşı ve insanlar arasındaki savaşların biçimi nasıl şekillenecek? Bugün de görsel ve işitsel yayınlarla Metaverse özelinde yönlendiriliyor muyuz? Bu soruların cevaplarını biz vereceğiz.

1999 yapımı olan “The Matrix” filmi başta olmak üzere Metaverse’i işaret edebilecek prodüksiyonların da ölçülü, kontrollü, tahlil edilerek izlenmesinin Metaverse’i somutlaştırmaya fayda sunacağını düşünüyorum. Metaverse’i daha anlaşılabilir kılmak için, projenin içerisinde gerçekleşen etkinlikleri, bu projeye dâhil olan kişi ve kurumları periyodik yayınlarla gündemine alan medya kanallarına da başvurulmasını, oralarda yer alan haberlerin ferasetle değerlendirilmesini tavsiye ederiz. Çünkü Metaverse bireylerin katkılarıyla şekillenecek bir dünya; kabulü veya reddinden ziyade faydalı ve kontrol edilebilir hizmetler sunmasını sağlamak daha doğru olacaktır.

Bir bilim kurgu filminde iyi ve kötü baş karakterlerin ortak noktasını ifade eden yan karakter, iyiyi temsil eden baş karaktere şu cümleyi sarf ediyor: “Sanırım sizden çok büyük işler bekleyebileceğimiz açık. Neticede büyük işler yaptı. Korkunç ama büyük işler.” Bu timsalde ifade etmeye çalıştığımız gibi Metaverse çok büyük bir proje ancak her başlangıcı olan şeyin sonu olduğundan hareketle; sona geldiğimizde fayda gördüğümüzden mi bahsedeceğimiz, ‘Eyvah!’lar edip, insanlığa neyi nasıl yaptığımızı mı gündeme getireceğimiz bizim yönlendirmemizle şekillenecek.

25 Eylül 1934 tarihli Akşam Gazetesi’nde “2000 yılında dünya nasıl olacak ?” başlığıyla yayınlandığı iddia edilen haber görselinde “...gelecek nesiller saatte 1600 kilometre yol gidecek, 2700 metreye yükselecek tayyarelere ve her yüz kilometrede ancak 3,5 litre benzin yakarak gene saatte 240 kilometre yapacak otomobillere bineceklerdir…” ifadeleri dikkat çekiyor. İlgili görsel “Cenab-ı Hakk’a şükredelim ki biz bugün hala vitamin, protein, vesaireyi hap halinde almamaktayız.” cümleleriyle bitiyor.

Ferasetimizin arzularımıza galip gelmesi ümidiyle; inançla, faydalı işlerle, hakla ve sabırla esen kalın!

YAZAR HAKKINDA
M. Esad Ünal
M. Esad Ünal
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN