EDİTÖR

Bacasız Kirlilik: Turizm

Bacasız Kirlilik: Turizm
Turizm sektörü, ülkemizin önemli gelir kaynaklarından biri. Mevsimlere göre değişse de ülke ekonomisine katkısı görmezden gelinemez. Keza bu sektör, işsizlik oranlarının %12’lerde olduğu ülkemiz için önemli bir istihdam alanını da oluşturuyor. 

Neredeyse her şeyin anlamını yitirdiği, amacından saptığı, istismar edildiği bir devri yaşıyoruz. Şükrü Erbaş’ın deyimiyle; “Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul…”  Maddeye göre şekil alıyoruz. Sevgiler, dostluklar, evlilikler, aile yaşantısı… Böyle olunca hayata dair birçok şeyi ıskalıyoruz ve yaşamımız mekanik bir hal alıyor. Vaziyet böyle iken, deniz kıyılarına, yaylalara, ormanlara, tarihi mekânlara ve parklara kadar nüfuz eden turizm sektörü de alnı ak kalabilmiş değil. Araştırmalar, ormanlarını en hızlı tüketen ülkeler arasında dünya 2. si olduğumuzu söylüyor. Yine ülkemiz, 1980’de orman varlığı bakımından dünyada 33. İken, 1990’da 55. sıraya gerilemiştir.

Yukarıdaki rakamların turizmle yakından ilişkisi var. Özellikle sahillerde konaklama merkezleri, oteller, yollar, cazibe merkezleri inşa edilirken ağaç ile beton arasında tercih yapmak zorunda kalınıyor. Maddeye göre şekillenen anlayışa göre ekolojik yaşam, doğal güzellik, estetik ikinci planda kalıyor. Dolayısıyla tercih, çoğu zaman betondan yana oluyor. Üstelik imara açılan ormanlık alanlara beton dökebilmek için de kurnaz yöntemler bulunmuş; orman yangınları.

Sektörü ıslah etmek mümkün.. Ancak, daha az para kazandıracak, büyük şirketleri daha az besleyecek bütün ıslahatların canı cehenneme! Turizm, şirket kasalarını doldurduğu sürece ayakta kalabilmeli! Hem asgari ücretle binlerce kişi istihdam ediliyor. Daha ne istiyoruz ki! 

Bu ay dosyada turizm konusunu işledik. Hoyratlığın, kabalığın, merhametsizliğin bu sektörü de istila ettiğine dikkat çekmeye çalıştık. Çıkış yollarını aradık. Dosyada, Ahmet Karaca; “Postmodern Yağmalama Sektörü: Turizm” başlıklı yazısında vaziyeti açıklamaya çalıştı. Fikriyatta, Yolda Olmak ve Minnet Eylemem kitaplarının yazarı Yağız Gönüler İle “Yolda Olmak” üzerine söyleştik. Derginin sayfalarını çevirdiğiniz andan itibaren titizlikle hazırlanmış diğer sayfalar sizi karşılıyor olacak. 

Gün gelir, söz uçar, yazı kalır. Bu dergiyi içindeki notlarla birlikte 2017 yılının Ağustos ayına not ettik. Bütün çabamız, kimsenin farklılığından dolayı dışlanmadığı, haksızlığa maruz kalmadığı bir dünyada yaşamak. Tabi böyle bir dünyayı istemek, daha çok çalışmayı gerektirir, daha çok… 

İyi okumalar. Selam ve dua ile…

 

YAZAR HAKKINDA
Selam Yağmur
Selam Yağmur
Lisans eğitimini 2016 yılında Hacettepe Üniversitesinde tamamladı. Edebiyat okumayı istedi ancak puanı fazla kaçırınca mahalle baskısına maruz kaldı. "Edebiyat karın doyurmaz" kabulünün kurbanı oldu. Direniyor..
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN