GÜNDEM

Fetih Var Sen Neredesin?

Fetih Var Sen Neredesin?
Tarihte ya da günümüzde bir olay yaşanmışsa genelde “bu olaydan kendi payıma ne ders çıkarabilirim?” diye bakıyorum. Çünkü genelde olaylar konuşulur ama asıl manası üzerinde durulmaz. Ya da çoğu insan “almam gereken ders ne?” diye sormaz. Çünkü olayları konuşmak ya da geçmişte yaşanmış önemli olayları anmak oldukça konforludur. Özellikle tarihsel önemli olaylarda vicdanımızı da rahatlatmış oluruz, okullarda birkaç şiir, birkaç konuşma ile geçiştiririz, daha büyük programlarda konuşmacılar uzun uzun bahseder; ne nerede olmuş, ne zaman olmuş, onun adı neymiş, çocuğu kaç taneymiş, olayların daha önce pek duyulmamış ve ilginç gelebilecek ayrıntılarından da bahsedilir yerine göre. Dedim ya ben eğer işin özüne ulaşılmıyorsa çok da değerli bulmuyorum anmaları… Anmak değil de anlamak lazım. İşte bu yüzden “fetih” deyince de sana burada Mekke’nin ya da yıldönümü yaklaşan İstanbul’un fethindeki durumlardan ayrıntılı bahsetmeyeceğim. Bunu İslam kaynaklarına havale ederek, fetihlerde öne çıkan dersler nelermiş seninle birlikte bunlara bakalım: 

Önce nefsini fethet… Sana kötülüğü emreden nefsini fethedip terbiye etmeden, gerçek manada bir fetihten söz etmek mümkün olmaz. 

Fetih bir toprak kazanmak değil gönülleri kazanmaktır. Fetih ile işgalin farkını iyi öğrenmeliyiz. 

Fetih, aynı zamanda tebliğ aracıdır. İslam’ın mesajlarını yeryüzündeki farklı coğrafyalara ve insanlara ulaştırabilme aracıdır. Peki biz bu tebliğ manası ile sıra arkadaşımızın, okul arkadaşımızın, komşumuzun gönlünü fethetmeye çalışmadan nasıl daha büyük fetihler yapabiliriz? Tebliğ yakından uzağa ilkesi ile devam etmelidir. Yakın olanı başarabilirsek (başarmak da gayret etmek demektir, neticeyi Allah bilir) uzak olana, kolay olanı yapabilirsek zor olana da talip olma durumumuz olur. Kuru milliyetçilik söylemleri ile şekillenen bir fetih düşüncesi aklımızda yer etmemelidir. 

Fetih kucaklamaktır, yanlışlarına rağmen kaç Müslüman kardeşini kucaklayabiliyorsun? 

Fetih hoşgörülü olmaktır, kızabilecekken, gücün yetiyorken kaç kişiye öfkeni göstermek yerine hoşgörülü olmayı tercih ettin? 

Fetih sevmektir, doğayı seviyorsan bunu davranışlarınla göster, hayvanları seviyorsan, bitkileri seviyorsan, insanları seviyorsan bunu Rabbin senin üzerinde görmeli. Bu iddianın ispatını göstermelisin. 

Yazının sonunda Ömer Karaoğlu abinin “İnna Fetahne” isimli eserinden alıntı yaparak bitirelim: 

“Taşır ezelden ebede insanlığa müjdeni 

Kutlu yolun habercisi, ümmetin sevgilisi 

Hak geldi diyor yaradan, bâtıl zâil olacak 

İnna fetahneyi dünya bir kez daha duyacak 



Düşün ey insan seni, Allah neden yarattı 

İbret al ki mahlukata üstün bir beden yaptı 

Emretti ateş bile İbrahim’İ yakmadı 

Muhammed ile müjdeledi nurunu tamamladı.”         

YAZAR HAKKINDA
Hasan Uzun
Hasan Uzun
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN