GELİŞİM

Güneşe Bakış

Güneşe Bakış
Okuyucu olarak sen muhtemelen başlıkla konu arasında bir bağ kuramayacaksın. Ama şimdiden söylemek istiyorum bu bir uyarı metnidir.

Son zamanlarda faaliyetleri artan ‘’Dünya Kardeşlik Birliği’’ adlı kuruluşun bir nevi çirkef yüzünü göstermek istiyorum bu yazıda. Aman ha! İsmine aldanma. Bildiğin yeni bir dinin ve kendilerine göre oluşturdukları bilgi kitabının öyküsü bu. Galiba en baştan başlamalıyım.

Ruh kavramına ve astral seyahat kavramına çok ilgi duyarım. Bunun üzerine bir sürü yazı ve kitap okudum. En sonunda bu araştırma beni bir kitaba yöneltti. Osho denilen düşünürün yazdığı bu kitabı elime aldım ve zamanı gelince açıp okumaya başladım.  Cümleyi size aynen söylüyorum;

‘’Beden gözle görülen bir ruhtur. Beden bir şaheserdir. Bedene tapanlar kutsanmıştır’ ’Daha ileride ruhun huzura ermesi ve ışık olması ve onu ışık haline getiren kişinin tanrı gibi olacağı ve tanrıya ihtiyacı olamayacağından bahsettiğini gördüm. Kitabı aldım ve attım. Çünkü işime yaramayan bir ton safsata vardı içinde… Hatta verdiğim paraya bile üzüldüm.

Ondan sonra geçen zamanda yaşlılara hizmet yaşlılar evine gittim. Ben ve üç arkadaşım her hafta onlara hizmet etmek için buraya geliriz.O gün yanımıza çok tatlı bir teyze oturdu. Biraz zaman geçtikten sonra bizim hakkımızda bilgi sahibi olmak için sorular sormaya başladı. Gayet masumane önce kim olduğumuzu öğrendi, sonra ise amacımızı… Baktı ki bizler sağlam kişileriz ve gönüllü iş yapmayı seviyoruz, görevimiz bitince bizi konuşmak için aşağı kattaki salona davet etti.

Konuşmaya başladığı zaman çok dikkatli dinliyordum. Öncelikle kendisini bir dernekte güneş öğretmeni olarak tanıttı. Onlarda üst rütbeli öğretmenlere güneş öğretmeni deniliyormuş. Daha sonra sadece ilk 2 dakika içinde ne kadar bilgili olduğunu gördüm. Çok fazla kitap okumuş ve resmen hepsini depolamıştı. Aldığı bilgileri o kadar büyüleyici işliyordu ki hayran olurdunuz. Elli yaşında bir kadın ve bu kadar akıcı bir konuşma…  Sonra birden benim en çok ilgi duyduğum konudan bahis açtı. Ruh ve astral seyahat üzerine konuşma yapmaya başlaması ve tam bu kitaptan hemen sonra olması ilgimi çekmişti.  Ama aklıma bir soru geldi ve destursuzsa lafa giriş yaptım;

‘’Bildiğiniz gibi Osho ’da bu alanda çalışmalar yapıyor. Siz Osho’yu bu alanda nerede görüyorsunuz?’’ diye sorduğum zaman aldığım cevap şu şekilde oldu;

‘’Osho bu alanda bir ışık olmuştur’’

Açıkçası böyle bir cevap bekliyordum. Kadının böyle bir faaliyet içinde olması ve Osho ile aynı görüşte olması beni şaşırttı. Burada şunu söyleyeyim kadın ustaca yeni kurdukları dinin, kendini peygamber ilan eden kadının ve onun yazdığı bilgi kitabının tanıtımını yapıyordu…

Konuşmanın devamında yine ilginç bir şey fark ettim ki kadın tüm konuşmasını Kuran’a dayandırıyordu. Oradan ayetler ve mealler okuyordu. Bir Müslümanın belki de hiç bilmediği ve üzerine düşünmediği ayetlerin hepsi biliyordu. Hz. Muhammed (s.a.v)  bu alanda ışık olmuştur dedi bir süre sonra. Daha sonra İsa ve Meryem’in de aynı şekilde ışık olduğunu, Mevlana’nında ışık olduğunu ve doyum noktasına ulaştığından bahsetti.Yine ışık olduğunuz zaman ölümsüz olduğumuzu ve hiçbir şeye ihtiyacımız kalmadığını, bundan sonraki süreçte artık zamanda yolculuk yapmak ve insanlara yardım etmek gibi iyilik ile dolmuş bir takım uygulamalardan bahsetti. Tabi eğer biz de bu yola adım atarsak onların bizimle irtibata geçeceğini ve bu yolda bize yardımcı olacaklarından da…

Doyum noktası nedir diye merak etmedim ama gruptan biri bunu sormuştu. Kadın şunu söyledi;

‘’Evet, ibadet yapıyoruz, iyilik yapıyoruz ama bir yerden sonra buna ihtiyacımız kalmayacak.Yani doyuma ulaşacağız artık iyilik yapsak bile bizim için fark etmeyecek’’ dedikten sonra o yüzden şu an da pek iyilik yapmadan sadece bizim derneğimize gelerek ruhunuzu yüceltebilirsiniz dedi. Ama konuşma süresinde şu kurallara değinmeden duramadı;

-Anne ve Baba’dan yardım almayacaksınız. 10 Lira bile almanız onlara bağlı olmanıza ve kendinizi yüceltememenize neden olur.

- Derneğe bağlı olacaksınız ve madde ’ye bağlı kalamayacaksınız.

Aslında bu söylenilen maddeler saçma geliyor. Pekala üzerinde biraz düşününce öyle olmuyor.

Konuşma 2 saat sonra bitmişti. Dışarı çıktığım zaman tüm arkadaşlarıma sakın inanmayın dediğim zaman gelen tepki de çok şaşırttı beni. Kadının konuştuklarında bir hata yok, yanlış bir şey söylemedi ya da dine aykırı davranmadı dediler. Arkadaşlarımın inanması kadının rolünü ne kadar iyi oynadığının bir göstergesiydi. Mükemmel kamufle edilmiş bir konuşma… Onlara gerçeği açıkladım ve şaşkınlıklarını yüzlerinde net bir şekilde gördüm. Sonra bunu yazmak aklıma geldi. Başkaları da kanmasın, inanmasın diye. Zaten araştırma yaptıktan sonra bu derneğin ‘’Bilgi Kitabı’’ adlı bir kitabı rehber edindikleri ve bunun yazarının her yıl mason lobileri ile görüştüklerini okudum. Tüm düşüncelerimde haklı olduğumun kanıtıydı bu.

Kadının anlattıklarından ne anlamamız gerekiyor diye düşünürsek. Başta dediğim gibi ışık olmak onlarda tanrı olmak anlamına gelir. Başta ‘’Baba, Oğul, Kutsal Ruh’’ misali İsa ve Meryem’den bahsetti ve sonra yanlış anlamayalım diye Hz.Muhammed’ten bahsetti ve böylece açığını kapattı. Şu halde haşa tüm peygamberler ve Mevlana tanrı olmuştur dedi. Şunu unutmayın iyiliğe ve kötülüğe ihtiyacı olmayan Allah’tır. Orada doyum noktasına ulaşmak bunu ifade ediyor. Aynı zamanda zaten eni sonu doyacağız iyilikten o halde şimdiden ibadet yapmaya gerek yok demek istedi ve bunu açıkça ifade etti. Aile bağlarının güçlü olması, onların çalışmalarını engeller. Bu yüzden kendinizi gerçekleştirmek için ailenizden 10 lira bile istemeyin diyor. Böylece bağımsız ve özgür bir birey olarak onların yanında olabilirmişiz. Aynı zamanda ayetlerden örnek vermesi onun kamuflajı ve amacına ulaşmaktaki yolu. Sonuç olarak sizi kurbanlık koyun gibi hazırlıyor ve derneğe davet ediyor. Eğer bilginiz yoksa anlatılanlara inanmanız çok kolay. O derece inandırıcı ki, sanki İslam’a hizmet etmek için bir dernek kurmuşlar da onun propagandasını yaparmış gibi.

Son olarak da şunu söylemek isterim. Yine bundan sonra fark ettim ki okuduğumuz hiçbir kitap boş değildir. Ne işime yarayacak bu safsatalar dediğimden hemen sonra bu olayın yaşanması ve ben bu kitabı bildiğim ve okuduğum için gözümün boyanmaması, beni bunu düşünmeye ve yazmaya iten bir nedendir. Karşıt görüş bile olsa okumalıyız ki bilgimiz olsun… En azından belki de bunu okuduktan sonra karşınıza öyle biri çıkar ve yeterli miktarda cevap verebilirsiniz. Allah bizi yalandan korusun… 

Selam ve dua ile…

YAZAR HAKKINDA
Şeyhmusa Tepeli
Şeyhmusa Tepeli
3 Mayıs 1997 yılında Şanlıurfa’da doğdu. Urfa’nın tozlu sokaklarında tozlandıktan sonra Mersin- Erdemli ’de o huzuru buldu. İlköğretim ve lise eğitimimi orada tamamladı. 10. Sınıftan itibaren şiir ve düz yazı yazmaya başladı. Şu an Ankara Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği 3. Sınıf Öğrencisi.
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN