GELİŞİM

İstiklal Marşı’nın Kabülü ve Mehmet Akif

İstiklal Marşı’nın Kabülü ve Mehmet Akif
Adını sıkça duyduğumuz, okullarımızda her hafta başı ve sonu okuduğumuz, futbol müsabakalarında, resmi devlet törenlerinde, her bir resmi programların başlangıcında hep birlikte kalbimizden geçirerek söylediğimiz İstiklal Marşı’mızın yazarıdır Mehmet Akif. Aynı zamanda İstiklal marşı ile beraber birçok derginin müellifi ve Safahat adlı ünlü eserin de sahibidir kendisi.

Milli motiflerle yazılan istiklal marşı, içerisinde mücadeleyi, azmi, gayreti, fedakârlığı, çabayı, sabrı, milletin yeniden dirilişini, şehitlerin kanını, bayrağı, vatanı, uğrunda mücadele edilen nice güzel manaları, şahadeti, kahramanlıkları ve birçok duyguyu da barındırıyor. Adı üzerinde yapılan istiklal mücadelesini, vatanın her karış toprağı için canını dişine takan yiğitlerin var oluşunu da anlatır. Bu marş aynı zamanda Türk edebiyatının da en güzel lirik şiirlerinden biri olarakta karşımıza çıkmaktadır.

İstiklal marşı ülkemiz için çok önemli bir yere sahiptir. Bağımsızlığına kavuşan bir milletin hayat hikâyesini anlatır. Şiirden öte bağımsızlığımızı sembolleştiren, düşmanı yurttan atışı temsil eden, Çanakkale geçilmez diye haykıran, vatan ve millet için canını ortaya koyan şehitlerimizi temsil eden mühim bir eserdir. Mehmet Akif ise, canını dişine takıp çocuğundan yetişkinine, gencinden yaşlısına her bir ferdimizin mücadelesini bize anımsatan, sahip olan manayı teslim eden bu marşın yazarıdır. İlk olarak ‘Korkma!’ diye başlayıp, son dizesini de ‘Milletimin İstiklal!’ sözcükleri ile bitirmek suretiyle çok şeyi bize anlatmaktadır.

Türlü badireler atlatan ülkemizde, var oluş mücadelesi kazanılarak bağımsızlık ilan edildikten sonra ilk iş olarak milli marş seçmek için bir yarışma düzenlenmiştir. Yarışmaya 724 şiir katılmış, bunlar arasından Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı birinci seçilmiştir. 12 Mart 1921’de mecliste alınan kararla İstiklal Marşı ülkemizin resmi marşı olarak kabul edilmiştir. Mehmet Akif birincilik için verilen ödülü kabul etmemiş ve kazandığı ödülü kadın ve çocukların bakımının sağlandığı bir vakfa bağışlamıştır.

Hayatı boyunca dürüstçe yaşamış, İslami yaşayıştan kopmamış, doğru istikamet üzere yürümeyi kendisine ilke edinmiştir. Çocukluğunda, gençliğinde ve hayatının ilerleyen yaşlarında hep okuyan, ilim tahsil eden ve bu öğrendikleri ile amel etmeye çaba gösteren; bununla birlikte talebe yetiştirmeye kendisini veren bir ilim adamı olarak da karşımıza çıkmaktadır.

Aralık 1873’te İstanbul Fatih’te doğmuştur. Babası Fatih Camii müderrisi, annesi ise Buhara’dan gelip Tokat’ta yerleşmiş bir ailenin kızıdır. Mülkiye mektebini birincilikle bitirmiştir ve devlet memurluğu görevine başlamıştır. Okuduğu yıllarda güreşe, spora ve şiire olan ilgisi had safhadadır. Ney üfler, yüzmeyi, sporu severdi. Zeki ve şakacı bir insandı. Hafızlığını ise okulundan sonraki yıllarda tamamlamıştır. Çok bilinen adıyla Sırat-ı Müstakim, daha sonrasında adı değişerek Sebilürreşad olan mecmuada başyazarlık yapmıştır. Bazı şiirleri ise Arapça diline çevrilmiştir.

Osmanlı’nın son dönemlerinde edebiyat müderrisliği yapan Akif, çok iyi derecede ise Arapça dilini bilmekteydi ve bu minvalde arapça dersleri de vermiştir. Ayrıca Farsça ve Fransızca dil eğitimi almış ve bu dillere de hâkimiyet sağlamıştır. İleri görüşlü biri olan Akif kendisini çok iyi yetiştirmiş, fikir dünyasına çok önemli katkıları ve düşünceleri olmuş bir şahsiyettir. Teşkilatçı bir yapıya sahiptir ve birçok konuda lider olarak başı çeken bir konumda olmuştur. Mısır ve Medine’ye seyahatler yapan Akif, gizli devlet görevleri ile hem Berlin’e hem de Arabistan’a seyahatlere çıkmıştır. 

Milli Mücadele yıllarında camilerde cuma hutbelerinde halkı teşvik etmiş ve büyük heyecan oluşturmuştur. Kurtuluş Savaşı’na önemli bir güç kattığı için kendisine “Milli Mücadele’nin manevi lideri” ünvanı verilmiştir. Burdur milletvekili olarak meclise girmiştir. Ayrıca 10 yılı aşkın bir süre Mısır’da hayatını ikame ettirmiştir ve ağır hastalığı sebebi ile de 1936’da İstanbul’a dönmüştür. Bir aralık ayında dünyaya gelen şair, yine bu dünyayı bir aralık (aynı yılın) ayında terk etmiştir. 

Satırlarımı Mehmet Akif’in İstiklal Marşı ile ilgili söylediği şu cümlelerle bitireyim: “O benim değil milletimindir ve Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!”

YAZAR HAKKINDA
Selman Güvenkaya
Selman Güvenkaya
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN