Sinema var olduğu günden bu yana 2 büyük meydan okumayla karşılaşmıştır.  Birincisi Televizyonun icadı ve evlerde yaygınlaşması ile karşı karşıya kalınan meydan okumadır. Bu meydan okumada kanal sayılarının azlığı, yapım şirketlerinin filmleri önce sinemalara daha sonra televizyonlara vermeleri gibi sebeplerden sinema bu meydan okumayı aşmış ve güncelliğini korumaya devam etmiştir. 

Diğer taraftan sinema sektörü bugün daha büyük bir meydan okuma ile karşı karşıyadır. İnternet Televizyonculuğu diye adlandırılan, mobil teknoloji ve aplikasyonların gelişimi ile ivme kazanan bir sektör. İnsanlar bu sanal ortamlardan bir sinema biletinden daha ucuza bilet alarak, istedikleri zaman ve yerde bu ortam içerisindeki içeriği izleyebiliyorlar. İyi de sinema bunu da aşar! Sonuçta bu da yeni değil eski filmlere yer veriyor! Diyorsanız, gelin bu sektörün en büyüğü Netflix’e bakalım. Netflix sadece insanlara ucuz içerik sunması ile değil, adeta dünyayı kasıp kavuran baş yapıtları ile öne çıkıyor. Sinemacılık açısından bunların baş yapıt olduğu tartışılır ama tüketicilerin sevdiği kesin. Bu baş yapıtlar Dark,  La Casa De Papel, Elite, Highwaymen, Black Mirror gibi dünya genelinde ilgi gören dizi ve filmlerdir. Bunların bir kısmını Netflix kendi yapım şirketi üzerinden yaparken, bir kısmını da satın almaktadır. Günden güne büyüyen içerik anlamında sınır tanımayan bu dev sadece sinema sektörünü değil, dizi ve filmlerde işlenen konularla toplumları da etkilemektedir. Bir sınırı olmayan bu ortamın bize neler getirebileceğini kestirmek zor ama gerçek şu ki seçimlerimiz bizim seçimlerimizdir. 

...

Yine bu ayda senin için muhteşem bir sayı hazırlamaya çalıştık. Küresel sinemanın soğuk savaşından hayatımızı kolaylaştıran ama bir o kadarda kısıtlayan Wi-Fi teknolojisine, göğün birinci oğlu El Battani’den iyonların babası Rutherford’a, Tüketim çılgınlığından Le Guin’e dolu dolu bir sayı seni bekliyor. Diğer taraftan bu ay senin için iki yeni sürprizimiz var değerli okur, umarım beğenirsin. 

Selam ve dua ile, 

iyi okumalar.