GELİŞİM

Bilginin Atar Damarı: Sahaflık

Bilginin Atar Damarı: Sahaflık
Üsküdar, Marmaray, Metro, Taksim, Beyoğlu, Aslıhan Pasajı, sahaflar…

Hafif serin bir gün, aradığım sohbeti bulmaya gidiyorum. Pasajda gördüğüm en yaşlı sahafa yaklaşıp soruyorum: 

-Merhaba, siz gelenlere çay ısmarlıyor musunuz?

“Tabii, buyur kızım.” deyip içerde bir tabure gösteriyor bana. Benimle sohbet etmesini umduğum amcanın adı Ahmet’miş. Çaylar gelene kadar tanışıyoruz, sahaf olma hikayesini dinliyorum. Çaylar gelince bir sessizlik bürüyor etrafı, elimdeki kitaba bakıp onun hakkında konuşmaya başlıyor bu kez. Kitabı okuyup okumadığını soruyorum. Okumadım cevabını alınca, nasıl kitap hakkında bu kadar şey biliyorsunuz diyorum. Bir sahafla konuşuyorsun kızım diye gülüyor. “Dükkan da ki her kitap hakkında bilginiz var mı?” diye soruyorum bu kez. Bak diyor, ben sana baştan anlatayım, anlatayım da sen hesapla dükkandaki her kitapla alışverişim nasıldır, nasıl olmalıdır…

Osmanlı’da esnaf-ı sahafan denirmiş sahaflara. İlk ne zaman ortaya çıkmış bilmiyorum ama çoktandır var olduğumuz kesin. Sahaflar sınıfının en başından beri mazhar oldukları ilgi, kitapların kıymetinden kaynaklanıyor aslında kızım. Biz kayıp kitaplar peşinde koşarız, bizim peşimizde koşanlar da kitap kokusundaki eskiye daveti arayanlardır. Bazen dükkana 2017 yılında olduğumu bilerek giriyorum, elime bir kitap alıp da onunla söyleşmeye başlayınca kitap hangi yıla aitse o yıllara gidiyorum. Kim ki arıyor ve eskiye özlem duyuyorsa bizim yanımızda alıyor soluğu. Sahafım, kitap seviyorum diyorsan sana gelene müşteri gözüyle bakmayacaksın, bu işi sadece ticarete dönüştürmeyeceksin kızım. Gelenin sorduğu kitabı bilmek için kitabı okumuş olmak gerekmez illa. İnsan nasıl okusun bunca kitabın hepsini? Mesele okuyanlarla birlikte olmak. Senin okumadığın kitabı bir okuyandan dinlemekle gelene yardımcı olabiliyorsun. Sahaflar şeyhi, Muzaffer Ozak diyor ya “Sahaflık, ölenlerin kitaplarını ölecek olanlara satma sanatıdır.” diye… Sakın öleceğini unutup okuduklarını kendine saklamak gibi bir bencilliğe kapılma kızım bu yüzden. Paylaş, okut, okuttur. Bir kitapla baş başa saatler geçirmek kendine yatırım yapmaktır. Sahaflık da insanın bu yatırımına en güzel şekilde katkıda bulunmaktır. 

Raflardaki kitapların çokluğunun bende şaşkınlığa sebep olduğunu görünce konuyu değiştirip devam ediyor Ahmet Amca. 

Bu kadar kitabı bazen takas yoluyla bazen kitaplarını elden çıkarmak isteyenlerden satın alarak temin ediyorum. Şimdi kitap edinmenin yolları bin bir türlü. Kitap seçiminde sizi yönlendiren, koşullandıran bir çok sebep var. Neyi, niçin, nasıl okuduğunu bilmeden raflara kitap yığmanın erdem olduğunu sananlar çok. Halbuki biz, içinde bulunduğumuz sohbet meclislerinde büyüklerin ağzından çıkan isimleri okumaya özen gösterir, onların tecrübelerini önemserdik. Şimdi buralara uğrayan da eskiye göre azaldı, bu mesleğin geleceği belirsizlik içinde. Ahmet amca bir çırağın yok, tabii senin geleceğin belirsizlik içinde olur diye içinden geçiriyorsan da şunu bil ki kızım, sahaflığın ustalığı çıraklığı yoktur. Sahaf her zaman çırak olandır. Kitapların çırağı... 

YAZAR HAKKINDA
Esra Gül Aydın
Esra Gül Aydın
1997 doğumlu. Lise de dahil tüm okul hayatı İnegöl'de geçti. Anadolu Öğretmen Lisesinden mezun olup Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesine yerleşti. Fakültesinin AGD başkanı.
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN