KÜLTÜR SANAT

Kurbet

Kurbet
Canların kimin için yandığını,

Ve dahi çanların kimin için çaldığını bilmiyoruz. 

İstiyoruz ki; bitsin bu "kurbet"

İstiyoruz ki; bir ağaç gölgesi serinliği bulsun hepimizi

İstiyoruz ki; bahar gelmesin tamam ama kışları da yaşamasın kimse. 

İstiyoruz ki; tebessümle karşılasın bizi her çehre. 

 

Ve duymak istemezdik bizim için çalmayan çanı, 

Görmek istemezdik bilse idik yangına sebeb olan mizacı. 

Bu yüzden durgun,

Bu yüzden dargınız. 

Oysa, ellerimizi ceplerimize koymanın bir anlamı olmalı idi adımlar iken asfaltı. 

Ayaklarımızdaki aceleciliğin bir anlamı olmalı idi terkederken bir mekânı. 

Zora ki tebessümün bir anlamı olmalı idi her yüzde,

Ve bir anlamı olmalı idi derin iç çekişlerin her nefeste. 

 

Bilmeliydik manasına uzanınca tuttuğumuz baharın. 

Bilmeliydik bize kastı ne idi şerre müptela suratların. 

 

Ve eğer;

Bilmeyi bilmenin korkusunu yüklemeseler idi yüreklere, 

Bilirdik; yanan canları ve çalan çanları. 

Bilmeyi bilmediğimizden olsa gerek,

Bilemedik; 

Hassaten gönlümüze okunan selâyı. 

YAZAR HAKKINDA
Sümeyye Betül Topçu
Sümeyye Betül Topçu
Türkiye’nin kuzey sahillerinde büyüdü. İnsanları tanıdı, dünyaya küstü. Davası ile barışık, şiirlerle karışık bir hayatı var. İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyup, Türkçe ağıtlar yakıyor.
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN