Dertliyiz. Dertli olmak insanı zinde tutar, uyanık olmasını sağlar. Fakat işin kötü tarafı artık dertlerimizin görünmüyor olması. Gün geçtikçe adını koyamadığımız görünmez sıkıntılarla boğuşur duruma geldik. Görünmeyen sıkıntılar, bizleri uyuşukluğa ve ümitsizliğe sürüklüyor. Teşhis edemediğimiz hastalıklar, nerden geldiğini kestiremediğimiz mutsuzluklar hep bu sebepten. Teknoloji geliştikçe, insan hayatı kolaylaştıkça başka zorluklar doğdu. Maddi tatminler, manevi tatminsizlikleri doğurdu. En azından bir bilgisayar oyununa olan bağımlılık kadar bir fidanı büyütmeye, bir dere kenarında odun ateşinde çay demlemeye, bir başkası ile muhabbet etmeye ihtiyaç duyarız. Çünkü kâinat bir denge üzerine kurulu ve insan başıboş bırakılmaz. Yani demek istediğim; insan sadece rahatça yaşayıp rahatça ölsün diye yaratılmadı. Bu sebeple yaşamını materyallerin ellerine teslim edemez. Bugün geldiğimiz noktada insanlığın ciddi bir inkılaba ihtiyaç duyduğu açıktır. İşte bu inkılap, dertlerinin farkında olan ve enerjisini bu dertlerden alan gençlerin omuzlarında yükselecektir. Farkında olduğumuz dertler; İnsanın sömürülmesi ve açlığa mahkûm edilmesi, nimetin adaletsiz paylaşılması, savaşlar neticesinde insanların doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda bırakılması, İletişimsizliğin artması, dayanışmanın azalması, kültürümüzü ayakta tutan değerlerin yok olmaya başlaması… Bu açıdan baktığımızda ne kadar da çok derdimiz varmış deriz. Ama diğer yandan da sorumluluk bilinci ile hareket etmemizi gerektirecek ne kadar da çok sebep varmış deriz. Derdini tanıyan, sorumluluğunun farkında olur. Derdini tanıyan, ihtiyaç duyulan inkılabı gerçekleştirecek enerji ile dolup taşar.

****

Bu sayımızda dosya konumuz gençlik temalı. Diğer editörlüklerimizde çeşitli konularla ilgili yazılar okuyabileceksiniz. Sizin için çok farklı bir sayı hazırladık. Hep yeni bölümler var. Bu sayıda gündem editörlüğümüzün hazırladığı “Ne Olmuş?” bölümünü dikkatle okumanızı tavsiye ediyoruz. Kültür Sanatta sizden gelen fotoğrafları yorumladık. Mizahtan anlayabildiğimiz kadarıyla bir mizah sayfası hazırladık. Beğeneceğinizi ümit ediyoruz. Biz biliyoruz ki; Okumak İbrahim-İ bir arayıştır. Dergimizi okuduğunuz kadar kainatı da içindeki dağları, ağaçları, dereleri ile okumanızı temenni ediyoruz.

*****

Gün gelir, söz uçar, yazı kalır. Bu dergiyi içindeki notlarla birlikte 2017 yılının Nisan ayına not ettik. Bütün çabamız, kimsenin farklılığından dolayı dışlanmadığı, haksızlığa maruz kalmadığı bir dünyada yaşamak. Tabi böyle bir dünyayı istemek, daha çok çalışmayı gerektirir, daha çok… İyi okumalar. Selam ve dua ile…