KÜLTÜR SANAT

Meddahlık

Meddahlık
                

Meddah kelimesi Arapça “medh” kökünden gelmekte ve “metheden, çok öven” anlamını taşımaktadır. Tarihi çok eskiye dayanan meddahlık, İslam devletlerinde çokça rağbet görmüştür. Halka, zaman zaman politik, zaman zaman gündelik yaşamdan hikâyeler anlatarak güldürü sanatı icra etmişlerdir. Padişahların da desteğini almış, saraya ulaşmışlardır. Meddahlık, insanları güldürmek ya da onlara farkındalık kazandırmak amacı taşıyan, taklit ve canlandırma yoluyla, hikâyeler anlatma sanatıdır. Bu sanatı icra edene de “meddah” denir.

Meddahlığın ilk örneğinin Hassan B. Sabit’in Hz. Muhammed’i (SAV) övdüğü şiirleri olduğu kanaatini savunanlar vardır. Bir diğer görüşe göre ise meddahlık Orta Asya’da şamanlarda da mevcuttu ve bunun ilk örneklerini onlar uyguladı. Ancak, “Meddah” unvanıyla anılan ve bahsedilen ilk kişi Hassan B. Sabit’tir. Meddahlık esasen zamanla biçim ve şekil de değiştirmiştir. İlk zamanlarda Hz. Muhammed’i (SAV) öven kişilere verilen bu unvan, zamanla efsaneleri, toplumsal hikâyeleri anlatan insanlara da atfedilmiştir.

Meddahlar anlatılarını sarayda, şehir ve kasaba meydanlarında ve kahvehanelerde sunarlardı. Osmanlı’da padişahlar tarafından desteklenmiş ve sarayda kendine yer bulmuştur. Saray tarafından kabul görse de hiçbir zaman sarayın soytarısı olmamış, gerektiği yerde yanlışları da gösterisine eklemişlerdir. Halkla iktidar arasında, bazen köprü olmuş, bazen de muhalifliğin dozunu kaçırıp idama mahkûm olmuşlardır.

Meddahlar, herkesin görebilmesi için ya bir sandalye üstüne çıkar ya da yüksekçe bir yere otururlardı. Değnek(pastav) ve mendil(makreme) gibi aksesuarlardan yardım alarak öyküsünde canlandırmalar ve taklitler yaparlardı. Değnek; dinleyicinin dikkatini çekmek, anlatımı güçlendirmek ve yeri geldiğinde canlıları ve eşyaları temsil etmek için kullanılırdı. Mendil ise ses değiştirmek ve çeşitli karakterlere bürünmek için kullanılırdı.

Belli ritüelleri de bulunduran meddahlık, meddahın elindeki değneği 3 kere vurarak Hak dostum, hak sözleriyle” ve bir tekerlemeyle başlar. Kişi isimlerinin temsili olduğunu bildirir, bazen konuşmasını en önemli yerde keserek para toplar ve gösterisini “sürçülisan ettiysek affola” diyerek tamamlar. Meddah yalnızca toplumsal hikâyeleri değil, kurgu hikâyeler de anlatır. Efsaneleşmiş hikâyelere farklı bakış açıları da katar. Günümüzde ve yakın geçmişte ise meddahlar daha çok yazılmış bir oyun üzerine sanatlarını icra eder, kimileri ise bolca doğaçlamaya yer verir. Taklit yetenekleri de üst düzeyde olan meddahlar ün sahibi kişileri taklit ederek onları muzip bir şekilde ele alarak ortaya bir güldürü çıkarmasını da iyi bilirler.

Meddah geleneğinin usta-çırak ilişkisiyle yaşatılması geçmiş dönemlerdeki gösterilerin günümüze ulaşmasına engel olmuştur. Dolayısıyla günümüze ulaşmış meddahlık metinleri oldukça azdır. Günümüzde meddahlık ile ilgili birkaç dağınık yazma ve taş baskısı kitap dışında kaynak yoktur. “Mecmua-ı Fevaid” meddahlar ve meddahlık üzerine yazılmış en önemli kaynaktır.

Günümüzde meddahların sayısı hayli azalmıştır. Bunu tek başına sürdüren meddahlar neredeyse hiç kalmamıştır. Devlet organizasyonlarında, özellikle Ramazan ayında, gösteri merkezlerinde ve televizyon kanallarında rastlamak mümkündür. Fakat günümüzde meddahlıktan çok stand-up kültürünün daha fazla benimsenmesinden dolayı, yeni meddahlar yetiştirmenin zor olduğunu söylemek lazım.

Geçmiş meddahların neler anlattığını bilmememiz, birbirinden kopuk bir tarihe sahip olmamıza sebep oluyor. Maalesef kültürümüzde yazma alışkanlığımızın pek az olması bu sanatla ilişkili geçmişimizi bilmemizi olanaksız kılıyor. Yalnızca bu konuda değil diğer pek çok konuda da tarihimizle ilgili bir bilinmezliğe sahibiz. Bazen kendi kültürümüzle alakalalı olan durumları yabancı kaynaklardan öğrenmek zorunda kalıyoruz. Belki günümüzde bile canlılığını koruyacak kadar başarılı oyunlar sırf yazıya dökülmedi diye yok olup gitmiş durumda. Günümüzde birçok sanatımızın devam etmemesinin en büyük sorumluluğu da bu, yazmama alışkanlığındadır.

ÖNCEKİ YAZI GAZA VE CİHAD
YAZAR HAKKINDA
Doğan Şimşek
Doğan Şimşek
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN