“Bir davranışın doğruya yakın olması, onun doğru olduğunu göstermez”

Aksine, onun tehlikeli bir yanlış olduğu anlamına da gelebilir. Yaratılan ilk

insandan itibaren çatışma halinde olan iyi-kötü, doğru-yanlış, faydalı-zararlı

gibi düşünce kalıplarının, ideolojilerin dayanakları ve kahramanları olmuştur.

Her ideoloji kendi kahramanını oluşturmuş ve onu bir model olarak

sunmuştur.

Doğruya yakın olan yanlışlar, insana ve dünyadaki diğer canlılara faydalı

olmayı amaçlayan pratiğin uygulanması önündeki en büyük engeli teşkil

etmiştir. Bu engel, insanlar için öngörülen ideal yaşam kılavuzunu bulanıklaştırmış,

insanlara yanlış tercihleri dayatmıştır. Günümüzde yaşadığımız

birçok sorunun kaynağında bahsettiğimiz somut, fakat fark edilmesi zor

dayatma yatıyor. İnsanların yanlış tercihler yapması sonucu dünyada açlık,

sömürü, yoksulluk, obezite, intihar ve savaş gibi günümüzde açıkça gözlemlediğimiz

sorunlarla karşılaşıyoruz.

Yukarıda bahsettiğimiz konu ile bağlantılı olarak; Batı kültürünün bir kahraman

olarak ortaya çıkardığı Robin Hood karakterinin doğruya yakın

yanlış olduğunu söylemeliyiz. Sözünü ettiğimiz karakterin “Zenginlerden

çalıp, yoksullara dağıtması” davranışını bir yeri inşa ederken, diğer bir yeri

yıkmak olarak değerlendirebiliriz. Bu davranışın, İslam’daki “zekât” kavramı

ile yakın olduğunu fark etmişizdir. Ancak, gönüllüğe dayalı olmadığı ve

toplumda farklı sorunlara yol açacağı için bâtıl bir davranıştır.

*****

Bu sayımızda dosya editörlüğümüz; gelir adaletsizliği ve zekât - Robin

Hood konuları arasındaki bağlantıya dair bir çalışma yaptı. Fikriyat editörlüğümüzde,

“kelime ve kavramlar” üzerine yapılmış çok özel bir söyleşi

okuyabileceksiniz. Dosyada, Abdulkadir Karaduman; “Nimet’in Yağmalanmasına

Hayır” başlıklı yazısında gelir adaletsizliğine ve sömürüye dikkat

çekti. Kültür Sanat, yepyeni bir bölümle “Ortak Paydamız: Türkülerimiz”

bölümüyle sizleri selamlıyor. Üç yılı aşkın süredir gündem editörlüğü

görevini icra eden Erman Akmaz kardeşimiz, görevini Harun Katırcılar kardeşimize

devretti. Erman Akmaz için sadece üç kelime söyleme hakkımız

olsa bunlar; Emek, şükran ve özlem olur sanırım. İki kardeşimize de yeni

görevlerinde muvaffakiyet diliyoruz.

*****

Gün gelir, söz uçar, yazı kalır. Bu dergiyi içindeki notlarla birlikte 2017 yılının

Mart ayına not ettik. Bütün çabamız, kimsenin farklılığından dolayı dışlanmadığı,

haksızlığa maruz kalmadığı bir dünyada yaşamak. Tabi böyle bir

dünyayı istemek, daha çok çalışmayı gerektirir, daha çok…

İyi okumalar. Selam ve dua ile…