GÜNDEM

Tarih Şuuru

Tarih Şuuru
Tarih, geçmişte yaşamış insan topluluklarının, her türlü faaliyetlerini yer ve zaman belirterek, sebep-sonuç ilişkisi içinde, tarafsız olarak inceleyen bilim dalıdır. Tarafsızlık ilkesi tarihi incelemede olmazsa olmaz konudur ama tarihsel olaylardan ders almak ve gerekli çıkarımları yapmak için tarih şuuruna ihtiyacımız vardır.  Tarih olayların kronolojik sıralamasını bize öğretirken tarih şuuru, bu kronolojiyi göz önüne alarak, bugün önümüze çıkan problemleri analiz etmek ve çözüm önerilerini sunmak için önemli bir noktadır. 

Peki tarih şuuru nasıl ortaya çıkar?  Millet olarak yaklaşık 1500 yıllık bir tarihimiz vardır. Kadim bir devlet geleneğimiz, onlarca kez bozguna uğrayan ama Mohaç'ta, Bağdat’ta Sakarya'da muhteşem zaferler de kazanan şanlı bir ordumuz, İnebahtı'da, Sinop’ta, Çeşme'de yakılan ama yine de Preveze’yi kazandıran donanmalarımız oldu.  Şehit edilen veya darbeyle gelen devlet başkanlarımız da oldu. Fatihlerimiz, Yavuzlarımız, Süleymanlarımız da... 

Asıl olanın geçmişte yaşanılanlardan, millet olarak ders almak gerektiğini zaman zaman unutsak da belli aralıklarla yaşadığımız krizler bize hep tarihe bakarak yönümüzü tayin etmekte yardımcı oldu. Öyle ki, benzer olaylar için farklı zamanlarda farklı kararlar da alsak, sonuçlar hiç değişmedi. Örneğin Kanuni Sultan Süleyman, Fransa kralına çeşitli imtiyazlar tanımış, ticaretin önünü açmaya, ilişkileri geliştirmeye ve Haçlı birliğini dağıtmaya çalışmıştır. Lakin Fransa'nın da içinde bulunduğu Haçlı birliği en yakın zamanda bir araya gelerek yine Osmanlı'nın karşısında yer almıştır. İlerleyen süreçlerde de sonuç hiç değişmemiş ve hatta günümüzde de devam etmektedir. Yakın geçmişimizde, Fransa'nın Avrupa Birliği’nde dönem başkanlığı yaptığı süreçte, Türkiye-AB ilişkilerinde yol kat edilememiştir. Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de atalarının yolundan gitmiştir ama bu sefer siyaset yoluyla. İşte tarih şuuru burada devreye girmektedir. 500 yıllık düşmanlığın şimdilerde biteceğini düşünmek, en hafif tabirle, hayalcilik olacaktır.  

Aslında konu sadece savaşlar veya siyasi çekişmelerde değil, çünkü yine Fransa'da 1789'da başlayan isyan kültürü bugün karşımıza sarı yelekliler olarak çıkmakta. O gün mutlak monarşiyi yıkan Fransa halkı bugün ağır vergileri geri çektirmeyi bildi.

Fransa örneklerinin dışında, birçok emsal verilebilir. Uhud Savaşı, Kudüs’ün Fethi, Haçlı Seferleri, İstanbul'un Fethi, Viyana Kuşatmaları, Kösedağ Savaşı, Edirne-Segedin Antlaşması ve daha niceleri... Günümüzle bağdaştırılmak istense birçok şey söylenilebilir elbette ama önemli olansa hiçbir zaman değişmeyecek sonuçlar...

Tarihi olmayan milletler ise olaylar karşısında mukavemet yetenekleri yeteri kadar gelişmemiş olduğundan hızlı reaksiyonlar gösteremezler. Çünkü geçmişlerinde benzer olaylarla hiç yüz yüze gelmemişlerdir. Bu da mütekabiliyetleri olmadığına ve dahi doğru davranışları geç bulmalarına sebebiyet verir. 

Dünya tarihinde de küresel veya bölgesel bağlamda da bazı olaylar belirli aralıklarla tekrarlanır, sonuçların nasıl gelişeceği de milletlerin tarih şuurundan nasıl faydalandığı ile ilgilidir. Geçmişlerinden gereken dersleri alan milletler, bir olay karşısında verilmesi gereken en uygun tepkiyi verir. Fakat gerekli çıkarımları yapamayan milletler ise felakete sürüklenmeye mahkumdurlar. 

YAZAR HAKKINDA
Yunus Tutkun
Yunus Tutkun
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN