FİKRİYAT

Duvardibi Söyleşileri: Kaleyi Kalemle Yaşatmak

Duvardibi Söyleşileri: Kaleyi Kalemle Yaşatmak
“Nûn, kaleme ve yazdıklarına andolsun…”

Sadî Şirazî, insan nedir sorusuna “İnsan üç beş damla kan ve bin bir endîşedir.” diye cevap verir. Şirazî, insanın maddi ve manevi bütünlüğüne işaret ederken aslında terazinin sağ kefesine işaret ederek “düşünme” ve “fikir hamiliği(taşıyıcılığı) ”özelliğine vurgu yapıyor.  Şüphesiz, insan tariflerinin çok yönlü ve çeşitlilik arz etmesi, insanın tabiatından kaynaklanır. Nitekim Allah(c.c), insanı farklı boyutlarıyla farklı ayetlerde tarif ve tasnif eder.  Alak suresinin 3. ayeti “Biz ona kalemle yazmayı öğrettik” başlı başına insana yepyeni bir boyut mükemmel bir özellik kazandırır. Varlıklar âleminin halefi, yeni bir türü olarak insan, adeta mükemmel güncellemelerle donatılır.

Rabbimizin cömertliği sayesinde insanın kendi yaşam döngüsünü okuyabilme,  kavrayabilme, maddi manevi bütün öğrenme alanlarını nesilden nesile aktarabilme özelliği “insan-kalem” dostluğunun bir meyvesi olmuştur. O zaman “İnsan; okuyan, kavrayan (aklî) ve nakleden (naklî) bir varlıktır.” diyebiliriz. İnsana “aklîlik ve naklîlik” özelliğini kazandıran onun kalemle irtibatı, kalemin insanla bütünleşmesidir.  Bu kader birliği “insan medeniyetinin” temelini oluşturur ve devamlılığını sağlar. Çünkü medeniyet; toplum hafızasının sonraki nesillere aktarılmasıyla anlam bulur. Öyleyse “insan medeniyetinin başlangıcı, İslam medeniyetinin başlaması ile aynıdır” diyebiliriz. Nitekim Âdem ile insan, insan ile İslâm hem bir bütündür hem de özdür.

İslâm medeniyeti ve bu medeniyetin çerçeve çizdiği kültür, insan medeniyetinin kökeni olduğuna göre bu medeniyetin köklü kaynakları ve kırmızıçizgileri vardır. Çünkü insanî medeniyetin istikametini korumak bu kaynaklardan beslenmeyi gerektirir. Bu sınırların dışına çıkıldığında insan topluluklarının ne gibi hezeyanlar, felaketler yaşadığı aklen ve naklen sabittir. O zaman insana “kalem” ile verilen görev İslâm’ı, insanı ve fıtratı(yaratılış mayası) korumak, hamîlik üstlenmektir. Böylelikle insan topluluklarının bir medeniyet potasında saadet iklimine kavuşması ve devamlılığı amaçlanmaktadır.  

21. yy dünyamızda üzülerek söylemeliyim ki insan için çember daralmaktadır. Özellikle salgın hastalıktan kaynaklanan “pandemi” süreci ile birlikte insanın “kalemle kadim birlikteliği” ciddi yara almıştır. Çünkü bu süreç toplumsal hafızaya duyarlı yetişkin bireylere doğrudan bir tehdit, karantina şemsiyesi altında genç zihinler için bir işgal, medeniyetin hamiliği açısından toplumsal bir kopma sürecidir. İnsanlık kütüphanesinin talan edilmesi de denilebilir. Tarih boyunca insan ve medeniyete karşı saldırı hiç bu kadar acımasız olmamıştı. Çünkü bu baş belası “küreselleşme pandemisi” ahlaki kuralları hiçe sayarak “bilim ve teknoloji” gibi en önemli savaş argümanlarını cephenin önüne konuşlandırmış vaziyettedir. Yıllardır kullandığı yöntem ve teknikleri birçoğumuz biliyoruz aslında. Materyalist, sömürgeci, işgalci, vesayetçi ve kapitalist bir düşünce dünyasına sahipler. -Şirazi’nin insan tanımına atıfla- insanın ruhunu okşayan yöntemlerden de asla vazgeçmiyorlar. Gerçekten insanlık için daha büyük ve zor bir mücadelenin ortasında tarihi olaylara şahitlik ediyoruz. İnsanları toplumdan soyutlayıp, yalnızlaştırarak “ zehir-panzehir” disiplini içerisinde sanal âlem kümesine kovalayarak kontrol mekanizmalarını daha işlevsel hale getirmenin, yani insana hükmetmenin derdindeler ve oldukça başarılı sayılırlar. Sadece zihin dünyamızı istismar etmekle kalmayıp, maddi varlığımızın devamına yönelik de ciddi hamleler yapıyorlar. Ekonomi, hukuk, adalet, askerîye, siyaset, bilim vb. varlığımızı doğrudan ilgilendiren bu gibi alanlarda kurdukları sistemde hiç boşluk bırakmadan insanı ve insanlığı hızlı bir şekilde öğütmeyi en önemli görevleri olarak görüyorlar. İnsanı sadece İblisle değil insanla kırdırıyorlar.  “insan ve kalem” kadim birlikteliğinin sırtındaki yükün daha da ağırlaştığını söyleyebilirim. Sizce de kalemle safları sıklaştırmanın vakti gelmedi mi?

YAZAR HAKKINDA
Emre Karayumak
Emre Karayumak
Genç İstikbal Dergisi Yazarı
YORUMLAR
İçeriğe ait yorum bulunmamaktadır.
YORUM YAPIN